Güncelleme Tarihi:
Çek Cumhuriyeti hükümeti, ülkedeki Roman kadınların yasa dışı olarak kısırlaÅŸtırılmasından üzüntü duyduÄŸunu açıklarken, insan hakları örgütü ise tazminat ödenmesi gerektiÄŸini savundu. Eski Çekoslavakya'da Roman kadınlar 1973 ile 1991 yılları arasında kısırlaÅŸtırıldı. KısırlaÅŸtırmayla ilgili 2003 yılına kadar kayıtlar bulunuyor.Â
Çek Cumhuriyeti İnsan Hakları Bakanı Michael Kocab, ilerde de bu tip şeylerin tekrarlanmamasına yönelik tedbirlerin alınması gerektiğini, sağlık kuruluşlarının kısırlaştırma işleminden önce kadına bu konuda bilgi vermesi gerektiğini söyledi.
ROMAN NÜFUSU DÜŞÜRMEK AMAÇLANMIŞ
Zorunlu kısırlaştırma işleminin Roman nüfusu arasındaki yüksek doğum oranını düşürmek amacıyla yapıldığı iddia ediliyor. Bu işlemin Çekoslovakya'da 1990'da komünist rejimin çöküşünden sonra resmi olarak sona erdiği kaydedilirken, insan hakları grupları bu konuda 2003 yılı gibi yakın döneme ait kayıtlara rastlandığına dikkat çekiyor.
Çek İnsan Hakları Derneği de hükümetin üzüntülerini ifade etmesinin yeterli olmadığını açıklayarak, böyle bir işleme tabi tutulan kadınlara tazminat ödenmesini istedi.
Hükümetin insan hakları komisyonunda görevli Jan Litomisky ise kişilerin hatalarını üstlenmek istemediği için hükümetin bu kadınlardan özür dilemediğini, sorumluluğun kısırlaştırma işlemini yapan doktorlarda olduğunu söyledi.
Çek Cumhuriyeti, kısırlaştırılan kadınlarla ilgili bir istatistik tutmadı, ancak yalnızca ülkenin doğusunda yer alan Ostrava'da yaklaşık 80 Roman kadının rızası dışında kısırlaştırıldığı ifade ediliyor.
KISIRLAÅžTIRMA Ä°ÅžLEMÄ° 18 YIL UYGULANMIÅž
Konuyla ilgili şikayetler üzerine resmi soruşturma başlatılmış, 2005'te yayımlanan bir raporda, bu sorunun varlığı kabul edilmiş ve 1973 ile 1991 yılları arasında böyle bir işleme tabi tutulan kadınlara tazminat ödenmesi tavsiyesi yer almıştı.
Roman topluluk arasındaki doğum oranını kontrol etmek üzere bunun bir asimilasyon politikası olduğu öne sürülürken, kısırlaştırılan çoğu Roman kadına para teklif edildiği, ameliyatın sonucunun ne olduğunu bilmeden işleme rıza gösterdiklerine ilişkin kağıtlar imzalatıldığı, çoğunun kısırlaştırma sözcüğünün anlamını bile bilmediği belirtiliyor.
İnsan hakları grupları, o dönem kısırlaştırmanın doğum kontrol amacıyla kullanıldığını, Ostrava hastanesi doktorları ise bu işlemlerin tıbbi nedenlerle yapıldığını savunuyor.