Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’nın Hessen Eyaleti Yabancı Dil Girişimi, CDU-Yeşiller hükümetine yazdığı açık mektupta Hessen’deki okullarda ana dil derslerinin, yabancı dil dersi olarak değerlendirilmesi, göçmen kökenli öğrencilerin dilsel ve kültürel birikimlerinin farkına varılması, öğrencilerin özgün becerilerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi konularında acilen harekete geçilmesini talep etti.
ÇOKDİLLİLİK AYRICALIKTIR
Girişim mektuptubunda “Çokdillilik, farklı niteliklere sahip insanlardan oluşan göç toplumunda ve birbirine bağımlı hale gelmiş ekonomik ilişkilerde çok önemli bir unsurdur. Özellikle içinde bulunduğumuz bilim ve teknoloji çağında, hem kişisel, hem de toplumsal ilerlemede, üretkenliği ve yaratıcılığı geliştiren önemli bir ayrıcalıktır çokdillilik. Almanca diline hâkimiyet, yaşamın her alanında önemlidir. Ancak, ebeveynlerin evinde edinilen dil becerileri de bir o kadar özendirilmeli ve desteklenmelidir. Bu yüzden anadil, iki veya üçün yabancı dil dersi konumunda, okullarda ağırlıklı not ile değerlendirilen bir seçmeli ders düzeyinde kabul edilmelidir. Arapça ve Yunan dili ya da Türkçe gibi ‘yaşayan diller’ bu yönde değerlendirilmelidir” ifadelerine de yer verdi.
YENİ DÜZENLEME KAÇINILMAZDIR
Hesen Yabancı Dil Girişimi’nin Hessen Eyalet Hükümeti’ne çağrısı şöyle:
“Hessen Eyalet Hükümetine,
Hessen Eyaleti Başbakanı Sayın Volker Bouffier,
Hessen Eyaleti Devlet Bakanı Sayın Prof. Dr. Alexander Lotz,
Sayın yetkililer,
Hessen Yabancı Dil Girişimi adına
Hessen’deki okullarda ana dil derslerinin, yabancı dil dersi olarak değerlendirilmesi,
Göçmen kökenli öğrencilerin dilsel ve kültürel birikimlerinin farkına varılması,
Öğrencilerin özgün becerilerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi
konularında ilgililerin ivedilikle harekete geçmeleri gerektiğini arz ederiz.
Ailede öğrenilen anadil, çocuklar ve gençler için bir yük değil; aksine bir artı değer ve teşvik edilmesi gereken bireysel bir beceridir.
Çokdillilik, farklı niteliklere sahip insanlardan oluşan göç toplumunda ve uluslararası birbirine bağımlı hale gelmiş ekonomik ilişkilerde çok önemli bir unsurdur. Özellikle içinde bulunduğumuz bilim ve teknoloji çağında, hem kişisel, hem de toplumsal ilerlemede, üretkenliği ve yaratıcılığı geliştiren önemli bir ayrıcalıktır çokdillilik.
Almanca diline hâkimiyet, yaşamın her alanında çok önemlidir. Ancak, ebeveynlerin evinde edinilen dil becerileri de bir o kadar özendirilmeli ve desteklenmelidir.
Bu yüzden anadil, ikinci veya üçüncü yabancı dil dersi konumunda, okullarda ağırlıklı not ile değerlendirilen bir seçmeli ders düzeyinde kabul edilmelidir. Arapça ve Yunan dili ya da Türkçe gibi “yaşayan diller” bu yönde değerlendirilmelidir. Göçmen kökenli ailelerin çocuklarının iletişim dili olarak Almancanın, çalışma hayatına adım atılması ve toplumun bir bireyi olunması aşamasında önemli bir etken olduğu da unutulmamalıdır.
Siyah-Yeşil koalisyon hükümetinin ortaklık metninde anadil derslerinin tekrar ele alınıp düzenlenmesi konusunda umut verilmiş olmasına rağmen, yeni hükümet döneminde yerel yönetimin bugüne kadar ne yazık ki herhangi bir çalışması olmamıştır.
Bu girişim ile, Hessen’deki öğrenciler için genişletilmiş bir eğitim önerisi talebinde bulunuyoruz.
Böylece yabancı dil donanımına sahip Hessenlilerin evde edindikleri bu birikimden, örneğin Türkçeden topluma da katkıda bulunacak şekilde yararlanmalarını istiyoruz.
Yeni bir düzenleme kaçınılmazdır. Bu düzenleme, göçmen kökenli ailelerin çocuklarının, çok dilliliklerinin Hessen yönetimince bir değer olarak görülüp, desteklendiği yönünde önemli bir işaret olacaktır. “