Güncelleme Tarihi:
AVRUPA Birliği ile Türkiye arasındaki en yüksek karar alma organı olan Ortaklık Konseyi, dört yıl aradan sonra Brüksel’de yapıldı. Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB kanadını ise Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’ın temsil ettiği toplantı, bazı alanlarda uyum düzeyi yüksek olsa da üyelik sürecini şekillendiren ana konularda taraflar arasındaki görüş ayrılıklarının sürdüğünü ortaya koydu. Mogherini’nin, özellikle yargı alanındaki detaylı eleştirilerine Çavuşoğlu sert tepki gösterdi.
MOGHERINI’DEN ELEŞTİRİ
Toplantıda Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanlarındaki durumdan duydukları endişeyi dile getirdiklerini belirten Mogherini, sivil toplum temsilcilerine yönelik iddianame ve gazetecilerin tutuklanmasına yönelik kararları hatırlatarak, “Türk yargısının uluslararası standartlara ve Avrupa standartlarına bağlılığı konusundaki endişelerimizi dile getirdik. Sistematik gecikmeler, tutuklamalar, delil yetersizlikleri, ifade özgürlüğü hakkını kullananlara yönelik cezalar yargı sürecinin masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkına saygı gösterip göstermediği konusunda şüphe uyandırıyor” dedi.
Mogherini’nin ardından söz alan Çavuşoğlu, Türkiye’nin, AB’den gelen yapıcı eleştirilere karşı duyarsız kalmadığını ve samimiyse AB’nin her önerisini dikkate alıp değerlendirdiğini belirterek, “Çünkü bu süreci birlikte yürütüyoruz ama çifte standart ve ikiyüzlülük olduğu zaman da bunu kabul etmemiz mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye’de yargı süreciyle ilgili biraz önce söylediğiniz ifadeleri de kabul etmem mümkün değil. Çünkü yargı Türkiye’de bağımsızdır” dedi. Tutukluluk süresi gibi konuların tüm Avrupa’da sorun olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Zaten yargı reformu stratejisiyle tüm bu konuları ele alıyoruz bunları da halletmemiz gerekiyor ama Türkiye’deki bir iddianame ile ilgili ön yargılı bir şekilde yorum yapmanız doğrudan yargıya müdahale anlamına gelir” diye konuştu.
‘HANİ YARGI BAĞIMSIZLIĞI’
Belçika yargısının terör örgütü PKK ile ilgili olarak geçtiğimiz günlerde aldığı kararı örnek gösteren Çavuşoğlu, “PKK, AB tarafından da terör listesine alınmıştır ama Belçika’daki yargı adeta PKK’yı aklamak için çaba sarf ediyor. Bunu yargının bağımsızlığı olarak değerlendiriyorsunuz. Türkiye’de bir şey olduğu zaman Türkiye’ye ders verir nitelikte açıklamalar yapmaya çalışıyorsunuz. Doğrudan yargıya müdahale ediyorsunuz. Hani yargının bağımsızlığı, hani hukukun üstünlüğü ilkesi” dedi.
KARŞILIKLI TALEPLER
Dört yıl aradan sonra yapılmasının bile kendi içinde önemli bulunduğu her iki tarafça teyit edilen toplantıda öne çıkan vurgular şunlar:
MÜZAKERE SÜRECİ: AB kanadı Türkiye’nin aday ülke ve stratejik önemin altını çizse de müzakere süreci konusunda, teşvik edici ve olumlu perspektif sunan bir yaklaşım benimsemedi. Türkiye ise müzakere sürecine bağlılığını teyit etti. Göç odaklı 18 Mart mutabakatında üzerinde anlaşılan beş başlığın açılmasını istedi.
REFORMLAR: AB, Ankara’nın üyelik sürecine bağlılığına yönelik açıklamalarını gerekli önlem ve reformlarla hayata geçirmesini istedi. Türkiye, olağanüstü halin kaldırılmasının ardından reform gündemine geri döndüğü mesajını verdi ve bunun AB tarafından da görülüp desteklenmesini istedi.
TERÖRLE MÜCADELE: Türkiye; FETÖ, DEAŞ, PKK, YPG gibi terör örgütleriyle mücadelesine destek talep ederek bu örgütlerin Avrupa ülkelerindeki faaliyetlerine AB’nin ve üyelerinin izin vermemesini istedi. AB desteğini teyit etti, PKK’yı kınadı ve terör örgütleri listesinde kalmayı sürdüreceği mesajı verdi.
VİZE MUAFİYETİ: AB, kalan kriterlerin yerine getirilmesi gerektiği mesajını yineledi. Türkiye, 6 kriter konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
GÜMRÜK BİRLİĞİ: Türkiye güncellemenin her iki tarafın yararına olduğunu vurguladı ve bazı ülkelerin süreci siyasi amaçlarla engellemesinden yakındı. Ahde vefa ilkesini hatırlattı. AB ise mevcut durumda güncellemeye yönelik çalışma öngörmediği mesajını verdi.