Çavuşoğlu: Kerry de YPG'nin güvenilmez olduğunu söyledi

Eski Tiflis Belediye Sarayı’nda yapılan Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı'nın ortak bildirisinin imzalanmasının ardından mevkidaşlarıyla birlikte basın toplantısı düzenleyen Çavuşoğlu, Ankara’daki terör saldırısında 28 vatandaşın hayatını kaybettiğini ve 80’den fazla kişinin yaralandığını hatırlattı.

Çavuşoğlu, “Elimizdeki bulgular bu vahşi saldırının PKK, PYD bağlantılı kişilerce gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. Esasen biz öteden beri YPG, PYD ve PKK arasında farkın olmadığını söyleyegeldik ve bunun da uluslararası camia tarafından iyi anlaşılması gerektiğini vurguladık” diye konuştu.

IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütleriyle mücadelede başka terör örgütlerine bel bağlamanın en büyük hata olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Terör örgütleriyle her türlü işbirliğine girmek Kırmızı Şapkalı Kız masalındaki kurda yaklaşmaktan daha tehlikelidir” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, basın toplantısının soru cevap bölümünde kendisine Ankara’daki terör saldırısı sonrasında diğer ülkelerin YPG’ye yönelik tutumlarının değişip değişmediğinin sorulması üzerine, terör örgütlerin arasında ayrım yapan ülkelerin olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Maalesef seküler terörist daha iyi, radikal terörist daha kötü diye bir anlayış var. Bu da çok büyük bir yanlıştır. Terör örgütleri arasında ayrım yapmak aslında dolaylı olarak terör örgütlerine destek vermektir. DAEŞ terörü ile mücadele etmek için YPG gibi terör örgütlerine sığınmak her şeyden önce acizliğin göstergesidir. ‘Uluslararası örgütler, NATO, koalisyonun içindeki 65 ülke bir terör örgütünü olan DAEŞ’le mücadele edemiyoruz. O yüzden 'Umudumuzu başka bir terör örgütü olan YPG’ye bağlıyoruz.’ Bu acizliktir, çok büyük bir yanlışlıktır. Bu hatadan herkesin bir an önce dönmesi gerekiyor. Özellikle müttefikimiz olan ABD’nin bu hatadan bir an önce dönmesi gerekiyor. Hatayı kabul etmek erdemdir.”

“KERRY DE YPG’NİN GÜVENİLMEZ OLDUĞUNU SÖYLEDİ”
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile dün telefonda görüştüklerini hatırlatan Çavuşoğlu, “Kendisinin de YPG’nin güvenilmez olduğunu söylemesinden memnun olduk. Sonuçta Amerika’dan da her ne kadar çelişkili açıklamalar gelse de bu konuyu anlamaya başlaması önemli bir gelişmedir” dedi.

ABD tarafından yapılan bazı açıklamaların “çelişkili ve karmaşık” olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “ABD gibi bir ülkenin teröre ve terör örgütlerine bakışı çok net olmalıdır. Bunu ABD’li müttefiklerimize çok açık şekilde söylüyoruz. En azından John Kerry’den dün YPG konusundaki fikirlerinin kısmen de olsa değiştiğini duymak biz mutlu etti” diye konuştu.

Türkiye’nin yabancı terörist savaşların durdurulması için 37 bin kişiyi giriş yasağı listesine koyduğunu, Paris saldırılarını gerçekleştiren teröristler dahil 3 binden fazla insanı yakalayıp geldiği ülkelere iade ettiğini anlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Arazide DAEŞ’le mücadele etmek isteyen tüm ülkelere destek oluyoruz. Havaalanlarımızı Almanya, Fransa, ABD gibi ülkelerin uçaklarına açıyoruz. Buna Suudi Arabistan’ın DAEŞ’e karşı mücadelede uçak gönderme isteği oldu ona da yardımcı oluyoruz. Türkiye’de aktif bir şekilde DAEŞ’le mücadeleye her zaman katılmıştır. Bundan sonra da aktif katkı sağlayacaktır. Her şeyden önce DAEŞ bize tehdit oluşturuyor. Biz hiç ayrım yapmadan terör örgütleriyle mücadeleye devam edeceğiz.”

Türkiye’nin hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle mücadele ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

“Terörle mücadelede, Rusya dahil herkesle işbirliği yapılması gerektiğini başından beri söylüyoruz. Sadece terörle mücadelede değil, Suriye’deki kesin çözümün siyasi olması gerektiğini söylüyoruz. Siyasi çözümde de Rusya ve İran’ın desteğinin önemli olduğunu Türkiye olarak her zaman söyledik. Rusya saldırılarının sadece yüzde 12’si sembolik olarak DAEŞ’i hedef alıyor, geri kalan yüzde 88’i ılımlı muhalifleri hedef alıyor. DAEŞ’le mücadele de muhalefeti hedef alıyor. Burada Rusya’nın esas gayesi Esad rejimini güçlendirmek ve arada kendi oluşumunu güçlendirmek. Bu denklemle Suriye’deki sorun çözülemez.”

Viyana’da imzalanan ortak bildiriyi hatırlatan Çavuşoğlu, bildirinin imzalandığı günden bu yana Rusya’nın hava saldırılarının daha da arttığını belirterek, “Rusya’nın saldırıları bölgeye ulaştırılacak insani yardımlara da engel. Rusya saldırılarında sivilleri, okulları, hastaneleri hedef alıyor. Bu konuda Rusya’ya önemli uyarılar yapıldı. Rusya sivilleri ve okulları vurarak savaş suçu işliyor. Rusya’nın her şeyden önce bundan vazgeçmesi lazım. Suriye’de çözüm istiyorsak terörle mücadele ederek siyasi sürece destek verelim" dedi.

Gürcü ve Azeri mevkidaşlarına, Türkiye’deki terör saldırılarına gösterdikleri tepki ve taziye mesajları için teşekkür eden ve Türkiye’nin terörle mücadele kararlılığının devam edeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Ankara’da bir saldırı oldu diye dış politikamızdan ya da dostlarımızla ilişkilerimizden vazgeçeceğimiz gibi bir anlayış çok yanlış bir anlayıştır. Terör örgütlerinin Türkiye’de yaşayan insanların günlük hayatını ve bizim dostlarımızla olan ilişkimizi etkilemesine müsaade etmeyiz” diye konuştu.

TÜRKİYE-AZERBAYCAN-GÜRCİSTAN İŞBİRLİĞİ

Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan arasındaki işbirliği mekanizmasının ve üç ülkenin merkezinde yer aldığı projelerin bölge için önemine değinen Çavuşoğlu, "Bu projeler özellikle Avrupa'nın enerji ihtiyacını karşılayabilecek projelerdir" dedi.

Güney Gaz Koridoru'nun ve Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) gibi projelerin bölge için önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, TANAP projesinin tamamlanma sürecinin iki ülkenin kararıyla, öne alınacağını aktardı.

Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı'nın Londra'yı Pekin'e bağlayacağını dile getiren Çavuşoğlu, bölgedeki ticari gelişmelerin önündeki engelin, projenin bu yılın sonunda tamamlanmasıyla ortadan kalkacağını söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Gürcistan'ın ve Azerbaycan'ın bölgedeki dış politikalarını ve toprak bütünlüğünü desteklediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Minsk Güçlüsü ve Minsk grubu Karabağ probleminin çözümü için yeterli ve kararlı bir şekilde adım atmıyor. Azerbaycan'ın işgal edilmiş toprakları, yani yüzde yirmi ve Karabağ probleminin Azerbaycan'ın sınır bütünlüğü çerçevesinde çözüme kavuşması gerekiyor. Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerekiyor. Aynı şekilde Osetya ve Abhazya'nın tek taraflı ilan ettikleri bağımsızlığı tanımıyoruz ve Gürcistan'ın sınır ve toprak bütünlüğüne en güçlü desteğimizi veriyoruz."