Güncelleme Tarihi:
***
Evet, son dönemlerde Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerginlik ve 16 Nisan’da yapılan referandum öncesi Türk bakanların Almanya’da planlanan bazı etkinliklere katılmalarının engellenmesi, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın G 20 Zirvesi çerçevesinde gelecek hafta sonu Almanya’daki Türklerle buluşmasına izin verilip verilmemesi tartışmaları bena bu söylemi hatırlattı.
Referandum öncesi Federal Anayasa Mahkemesi, “yabancı devlet adamları veya hükümet üyelerinin resmi sıfatla Almanya’da etkinliklere katılmakta temel haklar ilkesinin ardına sığınamayacakları” yönünde bir karar verdi.
Buna izin verme hakkının hukuk çerçevesinde dış politika kapsamında Federal Hükümet’in yetkisi dahilinde olduğuna da.
Yani bir yerde “İsterse Federal Hükümet izin vermez” denildi.
***
İşte bu karara dayanarak Almanya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir etkinliğe katılmasının engellenmesine Federal Anayasa Mahkemesi’nin imkan kıldığını söylüyor.
Hatta şu anda artık mümkün olmasa bile, bundan sonra Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ülkelerin devlet başkanları ve hükümet üyelerinin, seçimlere üç aydan daha az süre kalması halinde politik etkinliklere katılmalarına kesinlikle izin verilmemesi için yasal bir düzenlemenin hayata geçirilmesini bile planlıyor Almanya.
Ne kadar da adil (!) bir adalet anlayışı değil mi?
AB üyesi ülkelerin devlet başkanları da hükümet üyeleri de istedikleri zaman gelip Almanya’da etkinliklere katılabilecekler.
Ama diğerleri değil.
Bu mu Almanya’nın eşitlik anlayışı?
Bu mu Alman Anayasası’nın 3’üncü maddesinde büyük harflerle yazılan “EŞİTLİK” anlayışı?
***
Bu bağlamda Federal Anayasa Mahkemesi’nin 28 Haziran 1993 tarihinde, Almanya’ya sığınmacı akınının artması üzerine Alman Anayasası’nın 16’ncı maddesindeki “Politik takibata uğrayanlar iltica hakkına sahiptir” temel ilkesinde değişiklik yaparak “Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler ile güvenli üçüncü ülkelerden gelenler bu hakkın ardına sığınamaz” kararı da aklıma geldi.
Yani Almanya’nın çıkarı söz konusu olunca, temel hak ve ilkelerin bal gibi de devre dışı bırakılması.
İşte o yüzden “Nerde Berlinli hakimler? Nerde o eski hakimler?” diyorum.