Ahmet Külahçı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2018 11:18
Almanya’nın da ‘terör örgütü’ listesinde yer alan PKK’nın faaliyetleri, 26 Kasım 1993 tarihinden beri yasaktır.
PKK’nın yanı sıra yandaş bazı dernek ile cemiyetlerin faaliyetleri de aynı tarih itibariyle dönemin Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Manfred Kanther tarafından yasaklanmıştır.
Ama bu yasaklara rağmen PKK yandaşları her fırsatta
Almanya’nın çeşitli kesimlerinde sokaklara dökülüp adeta Almanya’ya meydan okumuştur.
Bugün de durum aynıdır.
*
Alman Anayasası’nın 5’inci maddesine göre önceden ilgili makamlardan izin almak koşuluyla gösteri düzenleme, gösteriye ve protestoya katılma özgürlüğü vardır.
Hiç şüphesiz bu özgürlük, Almanya’da yaşayan yerliler ve diğer göçmen kökenliler gibi Türk ve Kürt kökenliler için de geçerlidir.
Ancak PKK yandaşları tarafından düzenlenen gösteriler sırasında bu özgürlük sonuna kadar istismar edilmektedir.
CDU’lu Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, 2 Mart 2017 tarihinde hem federal düzeydeki güvenlik birimlerine hem de 16 eyaletin hepsinin de İçişleri Bakanları veya Senatörlerine birer yazı göndererek, PKK yandaşları tarafından düzenlenen gösterilerde terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’ın portrelerinin bulundu posterler olmak üzere PKK flaması ve bazı başka sembollerin taşınmasına kesinlikle izin verilmemesini istemiştir.
Toplam 33 sembol.
Bunlar arasında PKK’nın Suriye’deki ‘yan kolu’ olarak bilinen YPG sembolleri de vardır.
Böyle olduğu halde Almanya’nın çeşitli kesimlerinde son dönemlerde düzenlenen protesto gösterilerinde bu ‘
yasak semboller’ taşınmaktadır.
Hem de Alman polisinin gözleri önünde.
Hem de Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’in yazılı yasağına rağmen.
Başka bir deyişle, PKK yandaşları Alman makamları takmıyorlar.
Onlarla göz göre göre dalga geçiyorlar.
İşte bunu görünce de insanların kafasından ister istemez “Bu ne biçim yasak?” diyerek isyan etmek geçiyor.
*
PKK yandaşları son günlerde yüzsüzlüğü iyice artırdılar.
Hannover ve Berlin başta olmak üzere Almanya’nın bazı kesimlerinde havalimanlarında Türkiye’den gelen yolculara saldırdılar.
Zamanında gereken müdahalede bulunup, PKK yandaşlarına hesap sorma yerine, güvenlik görevlilerinin seyirci kaldığı gözlendi.
PKK yandaşları bazı kentlerde camilerin camlarını kırıp döküp, duvarlarına ve kapılarına PKK ve YPG sembolleri çizdiler.
Yaptıkları PKK yandaşlarının yanına kar kaldı.
Tabii Almanya gibi bir hukuk devleti de güven kaybına uğradı.
*
PKK yandaşlarının hukuk devletine meydan okumasını gündeme getirmeyen Alman medyası, son günlerde kafayı daha önceki yıllarda Türkiye’ye satılan Leopard 1 ve Leopard 2 tipi Alman tanklarına taktı.
Sol Parti ve Yeşiller’in yanı sıra Alman medyası da Türkiye’nin Suriye sınırında PKK ve YPG’ye dönük giriştiği operasyonda Almanya’dan satın aldığı tankları da kullandığını ileri sürerek, Türkiye’ye her türlü silah ve savunma malzemesi satışının durdurulması için adeta bir kampanya başlattılar.
*
Almanya, 2014-2017 yılları arasında, tankından denizaltısına, roket atardan roket savarına, topundan tüfeğine, bombasından mermisine kadar toplam 25.1 milyar euro değerinde ‘silahlanma ihracatı’ (Rüstungsexport) yapmış.
Mısır’a 708.3 milyon, Suudi Arabistan’a 254.5 milyon, Birleşik Arap Emirliklerine 219.5 milyon euro değerinde ‘silah’ satmış.
Cezayir’e ‘silah’ satışından 1 milyar 360 milyon euro kazanmış.
Bu ülkelerin hepsi de ‘ateş’ bölesi.
Almanya YPG’ye kamyonlar dolusu silah göndermiştir..
Bu silahların bir bölümü daha şimdiden PKK’nın eline geçmiştir.
ABD, PKK’nın sağ kolu olarak bilinen YPG’ye binlerce kamyon silah vermiştir.
Hem de bedavaya.
Ama nedense Alman politikacılar da Alman medyası da eleştirme cesareti gösterememektedir.
“Türkiye’ye silah satışı derhal durdurulsun” diyen Alman politikacılar da, Alman medyası da diğer ülkelere dönük satışları görmezden gelerek, “Silah üretimini de silah satışını da durduralım” deme, yazma cesareti de gösterememektedir.
Neden?
Çünkü Almanya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya’dan sonra Çin ve Fransa ile dünya genelinde en çok silah satan ülkedir.
Çünkü Almanya’daki savunma sanayinde çalışan yüzbinlerle kişi vardır.
Çünkü Alman savunma sanayinin ülke bütçesine katkısı hiç de öyle yabana atılmayacak kadar büyük ve önemlidir.
İşte bu yüzden Alman politikacılar da Alman medyası da iğneyi kendilerine batırmadan, çuvaldızı başkalarına batırmayı yeğliyorlar.