Güncelleme Tarihi:
***
Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, bu yıl Mart ayında PKK yasağı ile ilgili düzenlemeleri genişletip gösterilerde ‘Öcalan fotoğrafları, Öcalan posterleri, PKK sembolleri taşınmasını yasakladığı’ halde, Köln’deki ‘Kültür Festivalinde(!)’ bu yasaklara hiç de riayet edilmedi.
***
Televizyon ekranlarına yansıyan bu görüntüleri izleyenlere “Bu ne biçim yasak?” dedirtti.
Federal Anayasa Koruma Teşkilatı’nın raporuna bakıyorum.
“Silahlı mücadele için Almanya’dan gençler PKK’ya yönlendiriliyor. Bunların bazıları Kuzey Irak’a gönderiliyor, oradan da cepheye” deniliyor.
“19-26 yaşlarında iki Alman vatandaşı 2016 yılanda Kuzey Irak’taki çatışma sırasında yaşamını yitirdi” deniliyor.
“Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) saflarında savaşmak için Almanya’dan 180 kişi savaş bölgesine gitti ve çoğu da PKK saflarına geçti” deniliyor.
Federal Anayasa Koruma Teşkilatı’nın raporunda, “PKK, Almanya’da bölgeleri paylaştı. 31 kesimde Kuzey, Orta, Güney 1 ve Güney 2 adı altında tepede bir liderle 9 bölge oluşturdu” deniliyor.
PKK, hedefine ulaşmak için çoğunlukla örgütün yandaşlarının buluştukları ve girip çıktıkları bölgesel Kürt dernekleri kullanıyor. Çatı örgütü olarak da bu işlevi NAV-DEM üstleniyor deniliyor.
***
Yani resmen yasaklı olduğu halde PKK’nın Almanya’da faaliyetlerini herhangi bir şekilde sürdürdüğünü iç istihbarattan sorumlu Federal Anayasa Koruma Teşkilatı bile itiraf ediyor.
Aynı raporda PKK’nın Almanya’da yalnız 2015 yılı eylül ayından 2016 yılı başlarına kadar 13 milyon euro bağış topladığına yer veriliyor.
Avrupa’dan toplanan bağış miktarının yılda 25 milyon euroyu bulduğuna dikkat çekilirken, “PKK Almanya’dan bağış miktarını son 10 yılda en az iki misline çıkardı” deniliyor.
Belli ki, Federal Anayasa Koruma Teşkilatı’nın her yıl yayınlanan bu raporların en dikkatli okuyucusu Türk politikacılar.
Bu yüzden de Almanya’yı PKK’ya karşı mücadelede gereken özeni ve kararlılığı göstermemekle suçluyorlar.
Tabii Alman tarafı bu suçlamaları derhal geri çeviriyor.
Belli ki, seçim öncesi Almanya’da politik sorumluluk taşıyan politikacıların bu raporları okuyacak zamanı da yok, niyeti de.
Belki seçimden sonra zaman bulup bir göz atarlar...