Güncelleme Tarihi:
Kadın-erkek eşitliği 1948 yılında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Bidirgesi’ne girdi. Bu bildirgede, “Birleşmiş Milletler halklarının temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine, erkeklerle kadınların eşitliğine olan inançlarını bir kere daha belirttiklerini ve sosyal gelişmeyi sağlamaya, daha geniş bir özgürlük içinde daha iyi yaşam düzeyi oluşturmaya karar vermiş olduğunu ilan eder” denildi.
Evet, kağıt üzerinde her şey güzel. Kadın-erkek eşit. Ya pratikte?
Geri kalmış ülkelerde, kalkınmakta olan ülkelerde kadınların konumlarının, kadın-erkek eşitliğinden çok uzak olduğu yıllardır bilinmektedir.
Bu yeni bir olgu değildir. Ama gelişmiş sanayi ülkelerinde de ne yazık ki, kadınlar hala çeşitli alanlarda eşit haklara sahip değildir.
Aslında bu utanç verici bir durumdur.
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yapılan bir araştırmaya bakıyorum. Kadınların yüzde 33’ü, yani her üç kadından biri fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmış. Bu oran Danimarka’da yüzde 52’yi buluyor. Finlandiya’da yüzde 47, İsveç’te yüzde 46’ya ulaşıyor. Almanya’da da yüzde 35’e.
Korkunç bir tablo. Kara, hatta kapkara bir tablo.
AB genelinde her 10 kadından biri cinsel tacize uğramış. Her 20 kadından biri de cinsel tecavüze. Kendi kendime “Olamaz” diyorum.
Çağdaş Avrupa’da böyle çağdışı bir tutumu bir türlü kabullenemiyorum.
Alman Anayasası’nı açıp 3’üncü maddesini bir daha okuyorum. “Bütün insanlar yasa önünde eşittir” deniyor.
“Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Devlet, kadın ve erkek eşitliğinin sağlanmasını özendirir ve var olan dezavantajların giderilmesi için çaba gösterir” deniyor. Evet, Anayasa’nın bu maddesi çok açık. Ama çeşitli alalarda kadınlar hala eşit haklara sahip değiller.
Kadınlara hala erkeklerden ortalama yüzde 22.4 oranında daha düşük ücret ödenmekte. Hem de erkeklerle aynı işyerinde çalıştıkları ve aynı işi yaptıkları halde.
Almanya’da Hıristiyan Demokrat/ Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) oluşan büyük koalisyon hükümeti 2014 yılında borsada işlem gören büyük işletmelerin Denetim Kurullarındaki kadın yönetici oranının 2016 yılına kadar yüzde 30’a yükseltilmesini karara bağladı. Ama ipleyen yok...
Kadın yönetici oranı hala birçok işletmede yüzde 10’un bile altında. Aynı durum Almanya genelindeki işletmeler için de geçerli. Kadınlar erkeklerden daha eğitimli oldukları halde, Almanya’daki işletmeleri yöneten menajerlerin sadece yüzde 29’u kadın.
İşte bu kara tabloyu görünce kendi kendime “Bu ne biçim eşitlik? Bu ne biçim uygulama” diye söyleniyorum. Hatta “Böyle mi olur Anayasa’ya saygı?” diyorum.