Bu müzede hayat var
Güncelleme Tarihi:
Yeliz ÖZ/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Eylül 25, 2008 00:00
San Francisco’daki California Bilim Akademisi’nde 27 Eylül’de açılacak olan "Yaşayan Müze", 8 bin metrekarelik canlı çatısı ile dikkat çekiyor. Müzede, doğal yağmur ormanı, dev bir akvaryum, doğal tarih sergisi ve gökevi yer alıyor.
"YENİLİKÇİ ve çevreci" diye tanımlanan müze, California Bilim Akademisi bünyesinde 10 yıllık bir çalışma sonrasında tamamlandı. Yaklaşık 484 milyon dolara mal olan müze, San Francisco’daki ünlü Golden Gate Parkı’nda 27 Eylül’de doğa meraklılarıyla buluşacak. Müze yöneticisi Greg Farrington, "Biz burada içi doldurulmuş hayvanlar sergilemiyoruz. Hayatın içindeki mükemmel uyumu gösteriyoruz ve insanın bu dengenin içinde yer alması gerektiği mesajını veriyoruz" diyor.
Tasarımını İtalyan mimar Renzo Piano’nın yaptığı müze içinde, doğa meraklılarının ayrılmak istemeyeceği bir dünya var. Müzenin bitkilerle kaplı yemyeşil çatısının yapımında hindistan cevizi kabuğundan üretilen 50 bin pano kullanıldı. Yağmurun yüzde 98’ini emdiği için sulamaya ihtiyaç duyulmayan çatıda, hava akımı elde edilmesini sağlayan havalandırma kanalları da var. Müzenin yalıtımı ise kullanılmış kot pantolonlarla sağlandı. Müzenin inşaatı için yüzde 30 oranında kül (kömür ocaklarının yan ürünü) içeren çimento kullanıldı. Müzede özgür kuşların yaşadığı doğal yağmur ormanı, 4 bin balığa ev sahipliği yapan bir mercan resifi, Pasifik Okyanusu’ndan çekilen deniz suyuyla dolu dev bir akvaryum, doğal tarih sergisi ve gökevi yer alıyor. Müzenin Altered Caddesi’nde iklim değişikliğine dikkat çekiliyor. 87 santimetrelik balina iskeletinin sergilendiği bu caddede iklim değişikliğinin hayvan türlerini yok ettiği anlatılıyor. Müzede bir de bataklık var. Bataklık, Amerikan timsahlarını ve kaplumbağaları ağırlıyor.
Müzenin "Doğabilim Merkezi"nde ise büyük bir hazine var. 210 bin kitap, 25 harita, 300 bin fotoğrafın yer aldığı merkezde, 20 milyon hayvan türüne ilişkin bilgiler yer alıyor.
Tasarımını İtalyan mimar Renzo Piano’nın yaptığı müze içinde, doğa meraklılarının ayrılmak istemeyeceği bir dünya var. Müzenin bitkilerle kaplı yemyeşil çatısının yapımında hindistan cevizi kabuğundan üretilen 50 bin pano kullanıldı. Yağmurun yüzde 98’ini emdiği için sulamaya ihtiyaç duyulmayan çatıda, hava akımı elde edilmesini sağlayan havalandırma kanalları da var. Müzenin yalıtımı ise kullanılmış kot pantolonlarla sağlandı. Müzenin inşaatı için yüzde 30 oranında kül (kömür ocaklarının yan ürünü) içeren çimento kullanıldı. Müzede özgür kuşların yaşadığı doğal yağmur ormanı, 4 bin balığa ev sahipliği yapan bir mercan resifi, Pasifik Okyanusu’ndan çekilen deniz suyuyla dolu dev bir akvaryum, doğal tarih sergisi ve gökevi yer alıyor. Müzenin Altered Caddesi’nde iklim değişikliğine dikkat çekiliyor. 87 santimetrelik balina iskeletinin sergilendiği bu caddede iklim değişikliğinin hayvan türlerini yok ettiği anlatılıyor. Müzede bir de bataklık var. Bataklık, Amerikan timsahlarını ve kaplumbağaları ağırlıyor.
Müzenin "Doğabilim Merkezi"nde ise büyük bir hazine var. 210 bin kitap, 25 harita, 300 bin fotoğrafın yer aldığı merkezde, 20 milyon hayvan türüne ilişkin bilgiler yer alıyor.