'Bu imparatorluğun sonunu görüyorum' İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede

Güncelleme Tarihi:

Bu imparatorluğun sonunu görüyorum İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2023 11:26

Sanat ticareti deyince dünyanın en önde gelen ailelerinden biri olan Wildenstein'ler Fransa'nın gündeminden düşmüyor. Ailenin babası Daniel'ın ölümüyle başlayan ve 20 yıldan fazladır devam eden davalar, adeta yılan hikâyesine döndü. İşte birbirinden ilginç detaylarla Wildenstein ailesinin tüm sırlarını gün yüzüne çıkaran o olaylar...

Haberin Devamı

Takvimler 2003 yılını gösterirken, Paris'in ünlü avukatlarından Claude Dumont Beghi'nin ofisinden içeri göz kamaştırıcı şıklıkta, platin sarısı saçlı bir kadın girdi. Gözyaşları içindeki kadın, birilerinin "bebeklerini" (atlarını kastediyordu) elinden almak istediğini söylüyor ve avukattan yardım istiyordu.

Kadının anlattığına göre, merhum eşi şampiyon safkan atlar yetiştiriyordu. Çift olarak özellikle Chantilly ve Paris'teki yarışların tanınan yüzleriydiler. Eski bir model olan kadının adı Slyvia Roth, kocasının adı ise Daniel Wildenstein'di. İkili 1964 yılında tanışmıştı. O sırada Sylvia podyumlarda fırtınalar estiren bir modeldi. Daniel ise varlıklı bir sanat koleksiyoncusu ailenin kızıyla yaptığı mantık evliliği nedeniyle oldukça mutsuzdu.

Haberin Devamı

Daniel, Sylvia'dan 16 yaş büyüktü. Tanıştıkları sırada iki erkek çocuk babasıydı ve daha fazla çocuk istemiyordu. Bu nedenle birlikte oldukları 40 yıl boyunca Sylvia, atlarını doğmayan çocuklarının yerine koymuştu. Daniel, 2001'de kanser nedeniyle hayatını kaybettiğinde, Sylvia'ya ufak bir hara bırakmıştı.

Bir yıl kadar sonra Sylvia'nın telefonu çalmıştı. Arayan harada çalışan at eğiticisiydi ve yerel yarış gazetesi Paris Turf'te tuhaf bir şey fark ettiğini söylüyordu. Sylvia'nın atlarının sahibi artık "Madam Wildenstein" değil "Dayton Limited" olaral görünüyordu. Dayton Limited, Daniel'in oğullarının sahip olduğu İrlanda merkezli şirketin adıydı.

Bunun üzerine Sylvia, hemen koşup Dumont Beghi'nin kapısını çalmıştı. Ancak elinde ne atların sahibi olduğuna dair bir belge ne de merhum eşinin mirasıyla ilgili bir bilgi vardı.

Bu imparatorluğun sonunu görüyorum İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede

Daniel Wildenstein'in atlarından Pawneese, 1976'da bir yarışta

İMZALADIĞI KAĞITLARIN NE OLDUĞUNU BİLMİYORDU

Dumont Beghi, New York Times'a yaptığı açıklamada, "Elinde hiç ama hiç belge yoktu" dedi. Sylvia, eşinin ölümünden kısa süre sonra bir şeyler imzaladığını hatırlıyordu ama kağıtlarda ne yazdığına dair bir fikri yoktu. Üstelik imzaladığı kağıtların kopyasını da almamıştı. Dumont Beghi, "Bunu aklımın bir köşesine yazdım" dedi.

Haberin Devamı

Kürklerle, elmaslarla donanmış bir dulun elinde zengin kocasının mirasına dair herhangi bir belge bulunmaması tuhaf bir durumdu. Dumont Beghi'nin içinde meselenin sadece atlarla ilgili olmadığı yönünde bir his vardı. Ancak yine de Sylvia'ya güzel haberi verdi: Atların üvey oğullarına devrolmasına 'hayır' diyebilirdi. Dumont Beghi bir ihtar göndererek süreci durdu.

Bunun üzerine, avukatının yetkinliğine ve güvenilirliğine ikna olan Sylvia, zamanla ayrıntıları anlatmaya başladı.

OĞULLARI "BABAMIZ BORÇ İÇİNDE ÖLDÜ" DEMİŞTİ

Daniel ölmeden 10 gün önce komaya girmişti. O kendinde değilken oğulları Alec ve Guy yanlarında İsviçre, ABD ve Fransa'dan avukatlarla hastaneye gitmişti.

Haberin Devamı

Daniel'in cenazesinden sonra oğulları, Slyvia'ya önemli bir konu konuşmak istediklerini söylemişti. Dediklerine göre, babalarından kalanları inceleyen Alec ve Guy, Daniel'in öldüğünde çok büyük bir borç içinde olduğunu görmüştü. Birinci dereceden yakını olarak bu borçları ödeme sorumluluğu Sylvia'ya kalacaktı. Ancak kadının bu yükün altından kalkmasına imkân yoktu.

Sylvia şoke olmuştu. 40 yıl boyunca üç kıtaya yayılmış beş evde, aşçılarla, şoförlerle birlikte yaşamışlardı. Nasıl mali sorunları olabilirdi? Ama sonuç itibariyle para işlerine Sylvia hiç karışmıyordu, yani bir sorun varsa da bilmemesi normaldi.

Üstelik üvey oğullarına çok güveniyordu. Zamanında kendi çocukları gibi ilgilendiği Alec ve Guy, kendisine reddi miras yapmasının en doğrusu olduğunu söyleyince hiç sorgulamamış, önüne koydukları tüm kağıtları imzalamıştı. Çocuklar üvey annelerini parasız bırakmama sözü vermiş hatta kendi ceplerinden ayda 30.000 euro'yu harçlık olarak vermeyi teklif etmişlerdi. Sylvia minnettardı.

Haberin Devamı

Bu imparatorluğun sonunu görüyorum İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede

Renkli çalışmaları ve nü tablolarıyla tanınan Pierrre Bonnard 20'nci yüzyılın en ünlü ressamlarından biri

DUVARDAKİ TABLODAN MOBİLYALARA HER ŞEYİ ALDILAR

Ama sonraki birkaç ayda yaşananlar, Sylvia'nın nasıl bir hata yaptığını anlamasını sağlamıştı. Oturduğu apartman dairesine gelen taşımacılar önce çok sevdiği Pierre Bonnard tablosunu duvardan söküp almış, ardından da evdeki mobilyaları götürmüştü. Çünkü bunlar Daniel'in şirketine aitti ve şirket şu an oğulları tarafından idare ediliyordu.

Daha sonra gelen bir mektupta Daniel'in 69 adet safkan atının artık Guy ve Alec'in harasına ait olduğu belirtiliyordu. Sylvia'nın evinde çalışan yardımcıların maaşları da kesilmişti. Bir süre sonra üvey oğulları Sylvia'ya Paris'in en şık mahallesindeki dairesinden başka bir yere taşınmak zorunda olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Üstelik Sylvia artık ailenin etkinliklerine de davet edilmiyordu. Hatta Guy, Wildenstein'lerin yazlık evindeki giysilerini ve eşyalarını toplayıp kargoyla Sylvia'ya göndermişti.

KOCASIYLA BİRLİKTE ÖLMÜŞ GİBİYDİ

Dumont Beghi karşısındaki kadını dinledikçe şunu daha da iyi anlıyordu: Sylvia mirastaki payından tamamen feragat etmişti. Elinde en ufak bir kanıt yoktu. Bir banka hesabı ya da geliri bile bulunmayan kadın sanki kocasıyla birlikte ölmüş gibiydi.

Üstelik Wildenstein'ler sıradan bir zengin aile değildi. Sanat tüccarlarından oluşan Wildenstein hanedanının adını, sanat dünyasının elitleri dışında çok fazla bilen yoktu. Ama bu bir tesadüf değildi, Daniel böyle olmasını istiyordu. Dumont Beghi sebebini kısa süre içinde öğrenecekti.

Ailenin bilinen varlıklarının bir listesini çıkaran Dumont Beghi kısa sürede karmaşık bir durum keşfetti. Kasalarda saklanan çok değerli sanat eserleri sessiz sedasız el değiştiriyordu. Bu satışların bir kaydı tutulmadığı gibi kamuya açıklanma zorunluluğu da bulunmuyordu. Bu da sanat eserlerini yasa dışı varlık transferlerinin bir numaralı aracı haline getiriyordu.

Wildenstein ailesi 150 yıl boyunca bu sistemin en önemli aktörlerinden biri olmuştu. Milyarlar değerindeki bir sanat koleksiyonunun sahibi olan ailenin elinde nesillerdir inanılmaz başyapıtlar vardı ancak hiç kimse nelere sahip olduklarını tam olarak bilmiyordu.

Bu imparatorluğun sonunu görüyorum İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede

Daniel Wildenstein'in 1998'den bir fotoğrafı

DAVA FRANSA'NIN EN YÜKSEK MAHKEMESİNE TAŞINDI

Slyvia, üvey oğullarının kendisini kandırdığını anlayınca ailenin sırlarını ortaya dökmeye yemin etmiş hatta Dumont Beghi'ye bir vasiyet bırakarak kendisi ölürse bile bu işi devam ettirmesini istemişti.

Sylvia hakkına düştüğünü iddia ettiklerine hayattayken kavuşamadı. İlk etapta mahkeme 2004'te yapılan reddi mirasın durdurulması talebini reddetti. Birkaç yıl sonra Sylvia'nın mirastan 450 milyon dolarlık pay alma talebi de reddedildi. Ancak Dumont Beghi yılmadı ve mücadeleyi sürdürdü.

Alec, 2008'de hayatını kaybederken Guy Wildenstein'in temsilcisi, New York Times'a yaptığı açıklamada, Daniel'in Fransa'daki mallarının değeri üzerinden Sylvia'ya 15 milyon euro ödeme yapıldığını belirtti. Dumont Beghi'nin dayanaksız iddialarla dava açmaya devam ettiğini belirten temsilci, mahkemenin Sylvia aleyhinde karar verdiğini hatırlattı.

Sylvia'nın ölümünün üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçti ancak konu kapanmış değil. Wildenstein'lerin miras davası Eylül ayında bu kez Fransa'nın en yüksek mahkemesinde değerlendirilecek. Sylvia ve Dumont Beghi, sundukları delillerle savcıları Wildenstein'lerin bir suç örgütü olduğu yönünde ikna etmeyi başardı. Savcılık şu an Wildenstein'leri Fransa tarihinin "en uzun süreli ve en sofistike vergi yolsuzluğu" ile suçluyor.

Savcılığın Wildenstein'ler hakkında birkaç yıl evvel açtığı davada, geriye dönük 616 milyon euro vergi ile 250 milyon euro ceza ve Guy için hapis cezası talebinde bulunulmuştu.

Mahkemeden Wildenstein'lerin aleyhinde bir karar çıkması, ailenin sanat imparatorluğunun yıkılması anlamına geliyor. Wildenstein'lerin kasalarına yapılan baskınlarda uzun zamandır kayıp zannedilen pek çok eser bulundu. Bu da ailenin Naziler tarafından yağmalanmış ya da başkaları tarafından çalınmış eserlere sahip olduğu iddialarını kuvvetlendirdi ve aile hakkında pek çok yeni dava açılmasına yol açtı.

Bu imparatorluğun sonunu görüyorum İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede

Jocelyn Wildenstein ve nişanlısı Lloyd Klein son dönemde sık sık magazin haberlerine konu oluyor

1999'DA BOŞANAN BÜYÜK OĞUL DA AYNI ŞEYİ YAPMIŞTI

 Dumont Beghi'nin Alec ve Guy'in Sylvia'yı kandırdığını kanıtlayabilmesi için Daniel'in mirasının ayrıntılarını bilmesi gerekiyordu. Ancak Wildenstein kardeşler bu bilgileri paylaşmak istemiyordu. Bu nedenle Dumont Beghi, reddi mirasın iptalini talep etti. Bu süreçte elinde güçlü bir emsal vardı.

Alex'in ilk eşi Jocelyn de 1999'da New York'ta görülen boşanma davaları sırasında tıpkı Sylvia gibi ailenin servetinden mahrum bırakılmıştı. Zira Alec hiç parası olmadığını savunuyordu. Ancak yargıç ailenin sanat koleksiyonunun değerini 10 milyar dolar olarak belirleyip Alec'in parasızlık iddiasının "mahkemenin zekâsına hakaret" olduğunu belirtince planı boşa çıkmıştı. İddialara göre Alec Jocelyn'e varılan anlaşma kapsamında 3,8 milyar dolar ödemek zorunda kaldı ve bu olay New York'un en pahalı boşanması olarak tarihe geçti.

Dumont Beghi, 1999'da 10 milyar serveti bulunan ailenin babasının, iki yıl sonra borç batağında ölmüş olmasının makul olmadığını savununca Fransız mahkemesi, Guy ve Alec'in Daniel'in varlıklarını karşı tarafa bildirmesine hükmetti. Fransa'daki mülkler, otomobiller, tablolar ve banka hesapları toplamda 42 milyon dolar ediyordu. Dumont Beghi için bu da gerçekçi bir rakam değildi ama yine de "parasızlık içinde ölen biri" için iyi bir miktardı.

Dumont Beghi'nin bir sonraki hamlesi Daniel'in sağlık raporlarını incelemek oldu. Görünen o ki Daniel, bitkisel hayatta olmasına rağmen 69 safkan atını oldukça düşük bir ücret karşılığına oğluna satan anlaşmayı imzalayabilmişti.

Bunların üzerinde 2005'te mahkeme reddi mirasın iptali talebini kabul etti ve Dumont Beghi'nin uluslararası "hazine avı" dediği süreç başladı.

Bu imparatorluğun sonunu görüyorum İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede

TABLOLAR DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAKİ MÜZELERDEN ÇIKTI

Sırada Daniel'in ölmeden 2 yıl önce yayımlanan anılarında "hayatımın en büyük darbesi" dediği Bonnard tablolarının bulunması vardı. Bonnard öldükten sonra hiç görüşmediği üç yeğenine 700 kadar tablo ile binlerce çizim kalmıştı. Bonnard'ın başka bir akrabasına 1 milyon dolar teklif edip yeğenlerin karşısına çıkaran Daniel, 10 yılı aşkın sürenin sonunda 500 kadar tablonun sahibi olmuş, yeğenler ise 25 tabloyla yetinmek zorunda kalmıştı.

Daniel anılarında elinde halen 180 tablo olduğunu, hem de "en güzel, en ihtişamlı olanları" sakladığını yazıyordu. Tabloların her birinin değeri 5-7 milyon dolar civarındaydı. (Bu rakamlar bugün ikiye katlanmış durumda.) Dumont Beghi'nin çabalarıyla, Daniel'in bu tablolardan 19 tanesini Sylvia'ya bıraktığı, resimlerin Bahamalar'daki bir tröst adına Cenevre serbest limanındaki bir depoda tutulduğu anlaşıldı.

Bu arada sanat dünyasındaki bir tanıdığı Dumont Beghi'ye, Wildenstein'lere ait yüzlerce hatta binlerce eserin "özel koleksiyon" etiketiyle dünyadaki çeşitli müzelerde saklandığını söyledi. Bunun üzerine avukat, Louvre, Hermitage, Prado gibi müzelere mektuplar yazarak bu tabloların peşine düştü. Londra Ulusal Galerisi ve Prado, Dumont Beghi'ye olumlu yanıt verdi. Prado'nun Wilderstein'lerden aldığı en son tablonun değeri 23 milyon dolardı. Londra da pek çok Wildenstein tablosunu ödünç almıştı.

Aynı araştırmayı New York'taki Metropolitan Sanat Müzesi için de yapan Dumont Beghi, eyaletin resmi kayıtlarında pek çok yerde Wildenstein & Co. şirketinin adının geçtiğini gördü. Listede en sonda Caravaggio'nun değeri 100 milyon doları bulan bir başyapıtı yer alıyordu.

HER ŞEYİ ALSASLI BİR TERZİ BAŞLATTI

Daniel'in anılarında Wildenstein ailesinde nesilden nesle devredilen "sessizlik" anlaşmasından gururla bahsediyordu. Sanat ticaretiyle uğraşan kişilerin ellerinde ne olup ne olmadığını gizlemesi ve yarattığı illüzyonu koruması gerektiğini belirten Daniel bunu babası Georges'dan ve Alsaslı bir terzi olan dedesi Nathan'dan öğrenmişti.

Hiçbir sanat eğitimi olmamasına karşın zevkinin, şansının ve becerikliliğinin sayesinde birkaç yıl içinde dünyanın en tanınmış ailelerinin sanat simsarı haline gelen Nathan, torununa moda olacak şeyi bulup herkesten önce sahip olmayı öğretmişti.

Nathan'ın 1934'te ölümüyle Wildenstein'lerin başına geçen Georges, aileyi o güne kadar görülmemiş bir zenginliğe kavuşturmuştu. Tıpkı Nathan'ın dediği gibi popüler olacak sanatçıların eserlerini herkesten önce satın alıyorlardı. Üstelik eserlerin hakikiliğinin tespitinde de otorite haline gelmişlerdi.

Wildenstein'lerin açtığı bu yoldan zamanla birçok aile yürüdü. Bugün sanat piyasasının işleyişinden şikâyet edenler, bu aileleri, değerler sisteminde sanattan zevk alma motivasyonunu sonlandırıp kıtlığı merkeze oturtmakla suçluyor.

Bu imparatorluğun sonunu görüyorum İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede

Daniel (solda) ve Alec Wildenstein, 1965'te galeriye çevirdikleri eski itfaiye binasında...

ÇOCUKLARININ ARKADAŞ EDİNMESİNE BİLE İZİN VERMEMİŞTİ

Daniel, Georges'un "kötü bir baba" olduğunu belirtmekle birlikte kendi çocuklarını da aynı şekilde yetiştirmişti. Babasının aşırı gizlilik ve servetin ailenin dışına çıkmaması düsturlarını oğullarına da aşılayan Daniel, çocuklarının evlenmemesi, boşanmaması ve böylece kamuoyu önüne çıkmaması için elinden geleni yapmıştı. Çocukların arkadaşları yoktu. Alec'in üniversiteye gitmesi ve spor yapması, Guy'in oyunculuk merakını hayata geçirmesi yasaktı. Özellikle Alec çok sıkı kontrol altındaydı. Bu nedenle Jocelyn'le Las Vegas'ta babasından gizli evlenmek zorunda kalmıştı. Nihayetinde Daniel'in oğulları, eşleri ve çocukları New York'taki malikanelerinde hep birlikte yaşamaya başladı.

Aileyi tanıyanlar Daniel'in çocuklarını sürekli aşağıladığını, onların da hayatlarındaki kadınlara aynı şekilde davrandığını belirtiyordu. Alec kardeşler arasında daha dikkat çekici olandı. Guy ise daha düşük bir profil sergilese de geleceğin İngiltere Kralı ve çocuklarının vaftiz babası 3'üncü Charles'la birlikte polo oynayacak kadar aristokrat bir çevreye sahipti. Guy hayatı boyunca hiç tabloid gazetelerde yer almamış İsveçli model Kristina Hansson'la evlenmişti ve "Hiç kimse karımın nasıl göründüğünü bilmiyor" sözleriyle bu durumla övünüyordu. Bu nedenle Daniel 2001'de öldüğünde sanat imparatorluğunun başına Guy, haracılık işinin başına da Alec geçti.

Bugün 77 yaşında olan Guy, ailenin reisi ve Wildenstein & Co. şirketinin başkanı. Geniş çevresi ve savunma avukatları ordusu sayesinde bugüne kadar yaşananlardan pek etkilenmeyen Guy, ailenin karşı karşıya olduğu davalar ve skandallar nedeniyle zorlanmaya başlamış gibi görünüyor. Wildenstein ailesinin sessizlik yemini, ailenin sırlarının ortaya dökülmesine yol açacağa benziyor.

ALEC ÖLÜNCE ONUN EŞİ DE PARASIZ KALDI

Dumont Beghi, birçok girişiminin başarısız olmasının ardından 2009 yılında önemli bir gelişme kaydetti. Yıllar içinde Alec'in ikinci eşi Liouba Wildenstein'e, ailenin varlıkları hakkında pek çok bilgi talebi göndermiş ama yanıt alamamıştı. Ancak Alec'in 2008 yılında prostat kanseri nedeniyle 67 yaşındayken hayatını kaybetmesi, Liouba'nın başını derde soktu.

Alec'in 12 milyon euro vergi borcu vardı ve babasından kalanlar Sylvia'nın açtığı davalar nedeniyle kullanılamaz haldeydi. Guy, ağabeyinin eşine borcu ödemesi için para teklif etmiş, karşılığında da Alec'in kendisi için kurduğu tröstü erişime açmasını istemişti. Gerekçesi, Liouba'ya verdiği borcun karşılığını daha sonra alabilmekti. Ancak anlaşma sağlandıktan sonra Guy, Liouba'ya verdiği sözü tutmadı. Değil milyonlarca euro borç vermek, ara sıra yolladığı ufak meblağlar kadının hayatını idame ettirmesi için bile yeterli değildi. Bir başka deyişle Liouba kendini Sylvia'yla aynı durumda bulmuştu. Aileden kopmuştu, parası ve gidecek yeri yoktu. (Guy'in temsilcisi, kadına söz verilen ödemenin yapıldığını söyledi.)

Dumont Beghi'nin telefonu da tam bu noktada çaldı. Liouba nihayet kendisine gönderilen görüşme taleplerine yanıt vermişti. 24 saat sonra Liouba'yı temsil eden bir avukat, Alec'in kişisel bilgisayarında bulunan onlarca belgeyle Dumont Beghi'nin ofisindeydi. Bu belgeler Dumont Beghi'nin ve Sylvia'nın şüphelerinin doğruluğunu ortaya koyuyordu. Belgeler Wildenstein'lerin nesillerdir ataerkil aile yapısını nasıl sağlamlaştırdıklarını ve servetlerini nasıl gizlediklerini ortaya koyuyordu.

Büyük ustaların elinden çıkan tablolar, dünyanın dört bir yanındaki emlak varlıkları, bir özel uçak ve bir yat çeşitli kişilerin ya da şirket ve tröstlerin üzerine kayıtlıydı. Dumont Beghi aradığı kanıtı bulmuştu. Üstelik Wildenstein erkekleri bu yolla varlıklarını eşleriyle paylaşmaktan da kurtuluyordu.

Dumont Beghi'ye göre, tröstlerden ikisinin hak sahipleri arasında Sylvia'nın da adı geçiyordu ve kadının bundan haberi yoktu. Dahası Liouba'nın paylaştığı belgelerde Guy ve Alec'in İsviçreli avukatının Sylvia'yı tröstlerden birinin hak sahipleri arasından çıkarmaya çalıştığını gösteren bir mektup da bulunuyordu. Son olarak Daniel komadayken 250 milyon dolar değerindeki sanat eserinin ABD'den başka bir ülkeye gönderildiği de belgelerin işaret ettiği bir diğer detaydı.

Babasının aşırı gizlilik ve servetin ailenin dışına çıkmaması düsturlarını oğullarına da aşılayan Daniel Wildenstein, oğullarının evlenmemesi, boşanmaması ve böylece kamuoyu önüne çıkmaması için elinden geleni yapmıştı.

Bu imparatorluğun sonunu görüyorum İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede

Babasının aşırı gizlilik ve servetin ailenin dışına çıkmaması düsturlarını oğullarına da aşılayan Daniel Wildenstein, oğullarının evlenmemesi, boşanmaması ve böylece kamuoyu önüne çıkmaması için elinden geleni yapmıştı.

SYLVIA'NIN ZAMANI DARALIYORDU

Dumont Beghi, mahkemeler nezdinde girişimlerini hızlandırmaya başlasa da zaman daralıyordu. Sylvia'ya yumurtalık kanseri teşhisi konmuştu ve hastalık hızla yayılıyordu. Parasız kalan, mahkeme masraflarına 8 yılda 10 milyon euro'dan fazla harcayan kadın, mücevherlerini satma ve varlıklı arkadaşlarından yardım alma yoluna gitmişti. Verdiği son röportajda üvey oğulları için, "Beni soydular, şimdi de ölmemi bekliyorlar" diyordu.

Diğer yandan Dumont Beghi, Sylvia'nın hakkının 300 milyon dolar olduğunu savunuyor ve girişimlerine devam ediyordu. Yeni bilgiler ışığında sunduğu son şikâyet dilekçesine olumlu yanıt aldı. Polisin Sylvia'dan mal kaçırıldığı şüphesiyle Wildenstein Enstitüsü'ne ve aileye ait apartman dairelerine yaptığı baskınlarda yüzlerce çizim, tablo ve heykel bulundu. Çerçevelerden bazılarında Nazi sembolleri dikkat çekiyordu.

Baskınlarda Degas ve Berthe Morisot gibi ressamların 30 kadar kayıp eseri ele geçirildi. Bunların bazıları hakkında çalıntı bazıları hakkında da kayıp bildirimi yapılmıştı. ("Kayıp" olanlar Daniel'in varlıklarını yönettiği ailelere aitti.) Ancak Guy konuyla ilgili bilgisi olmadığını, o güne kadar mahzenleri hiç incelemediğini savundu. Varlıklarını korumak için çok çaba sarf ettiklerinden ellerinde ne olduğunu kimsenin bilmesine imkân yoktu. Buna Wildenstein'lerin kendileri de dahildi.

Dumont Beghi'nin Wildenstein dosyasıyla işi Kasım 2010'da bitti. Ayın 8'inde Sylvia 77 yaşına girmişti ve Dumont Beghi kadını son kez arayıp doğum gününü kutlamıştı. 5 gün sonra Sylvia, Paris'teki evinde hayatını kaybetti. Wildenstein aile mezarlığına, kocasının yanına gömüldü ancak Guy mermer mezar taşına kadının bekârlık soyadı olan Roth'u yazdırdı. Müvekkili öldüğünden Dumont Beghi'nin yapacağı başka bir şey kalmamıştı. Ancak dava Guy için bitmiş değildi. O noktada, Dumont Beghi'nin hazırladığı zemini kullanan savcılar devreye girdi.

2017'DEKİ BERAAT KARARI YÜKSEK MAHKEMEYE TAŞINDI

Sonraki 10 yıl boyunca Wildenstein'lerin vergi davası Fransız mahkemelerinin gündeminden düşmedi. Diğer yandan kamuoyunun varlıklı kişilere sunulan vergi muafiyetleriyle ilgili tepkisi de artıyordu. Buna rağmen 2017 ve 2018 yıllarında mahkeme Wildenstein'lerin lehine iki beraat kararı verdi.

Ancak 2 yıl önce ilgili makamlar, Wildenstein'lerin beraatı yönündeki kararı Fransa'nın en yüksek mahkemesi nezdinde temyize götürdü. 2017'deki davada yargıç ailenin varlığını gizlemek için "açık niyet" gösterdiğini belirtmiş ancak o dönemde yabancı tröstler gri alanda olduğundan mahkeme beraat kararı vermişti. Temyiz mahkemesi, yerel mahkemenin "gerçekleri göz ardı ettiğini" belirterek bu karara karşı çıktı.

Dumont Beghi, New York Times'a yaptığı açıklamada bu tür davaların yeniden açılmasının nadir görülen bir durum olduğunu, Guy ve diğer davalıların zafere ulaşmasının bu kez çok daha zor olduğunu vurguladı. Savcılar Wildenstein'lerin; Daniel'in ve Alec'in ölümünün ardından yabancı tröstleri bildirmiş olması gerektiğini, ayrıca mütevellilerin aileden emir aldığını bunun da tröstlerin bağımsız yönetilmesi gerektiği yönündeki yasaların ihlali anlamına geldiğini belirtiyor. Fransız medyası ise varlıklarını gizleme çabaları nedeniyle Wildenstein ailesine, "finansın İzlenimcileri" adını takmış durumda.

Bu imparatorluğun sonunu görüyorum İki ölüm ve bir boşanma, dünyanın en zengin ailelerinden birinin bütün sırlarını ortaya döktü... Şimdi gözler mahkemede

Guy Wildenstein, 2016'da Paris'te yargılandığı vergi davasının duruşmasının girişinde

Ne var ki üst düzey sanat alım satımıyla uğraşan kişiler söz konusu olduğunda, Wildenstein'lerin benimsediği metotlar oldukça yaygın. Daniel'in anılarında kullandığı, "Bir müşterinin mahremiyeti, sanat tüccarının birincil kaygısı olmalıdır" sözleri ve bu durumu "saygı" olarak nitelendirmesi de durumun sadece Wildenstein'lerle alakalı olmadığını gösteriyor.

Dumont Beghi'ye gelirsek... Avukatın işi 2010'da Sylvia öldükten sonra bitti ama Wildenstein'lerle olan hukuk mücadelesi bitmedi. 2016'da Guy, Dumont Beghi hakkında bir hakaret davası açtı. Birkaç yıl sonra Dumont Beghi, Sylvia'dan aldığı 5,1 milyon doları gizli bir hesaba yatırdığı gerekçesiyle vergi kaçakçılığı ve kara para aklama suçlarından hüküm giydi. Bu meblağın bir hediye olduğunu savunan Dumont Beghi şimdilerde kararı kısmî temyize götürmek için uğraşıyor. Guy ise açtığı hakaret davasını 2 yıl önce geri çekti.

Dumont Beghi, dava üzerinde çalıştığı 7 yılı, 2012'de yayımlanan 'L'Affaire Wildenstein' kitabında anlattı. Kitap yayınlandıktan sonra avukatın bu uzun süreçte gerçekten müvekkilinin çıkarını düşünüp düşünmediği tartışma konusu oldu. Ancak öyle ya da böyle, olayın Dumont Beghi için kişisel bir mesele haline geldiği ortada.

"BU İMPARATORLUĞUN SONUNU GÖRÜYORUM"

Milyar dolarlık bir cezayla karşı karşıya olan Wildenstein'lerin durumu ise hiç olmadığı kadar riskli. Üstelik sorun sadece son davalarla sınırlı değil. Tarihi sanat eserlerinin satışlarında yaşanan gerileme ve müzelerin ağzına kadar dolu olması, ailenin etkisinin azalmasına yol açtı. Daniel, kitabında 80'li yaşlarına ulaştığında her sabah uyanınca kendi kendine sorduğu ilk sorunun "Ne kadar dayanabiliriz?" olduğunu belirtiyordu. Zira günümüzün zenginleri Neoklasik dönem tablolarına değil Damien Hirst gibi halihazırda hayatta olan yıldızların eserlerine ilgi gösteriyor. Daniel bu krizi yönetmek için 1993 yılında Pace Galerisi'yle ortak olsa da girişimleri başarılı olmadı. 2011 yılında Pace hisselerini ve envanterini Guy'den geri aldı.

Son birkaç yılda gelen haberler Wildenstein'lerin bazı varlıklarını nakde çevirdiğine işaret ediyor. Eski ustalar konusunda uzman olan Eric Turquin yaşananları, "Bu imparatorluğun sonunu görüyorum. Kurdukları organizasyon küçülmüş bir piyasa için fazla hantal. 18'inci yüzyıl Fransız sanatı piyasası bir zamanlar olduğu halinin onda biri kadar" sözleriyle değerlendirdi.

Piyasayı bilen kaynaklar, ailenin eskiye kıyasla daha fazla sanat eseri sattığını da belirtti. Tablolar çoğu zaman müzayedelerde isimsiz olarak satılsa da menşe geçmişleri, gerçek sahiplerin kim olduğunu gösteriyor. Eski ustalar konusunda uzman olan ve dünyanın en pahalı tablosu olarak bilinen Salvator Mundi'yi yeniden keşfeden Robert Simon, "Christie's'de yapılan bir müzayedede, çok sayıda tabloyu farklı bir isimle sattılar. Ama tablolar kataloglandığında eserlerin Wildenstein'ler tarafından geçmişte sergilendiğini ya da şuradan buradan alındığını görebiliyordunuz" dedi. Bu satışlar ailenin vergi borcunu ve cezasını ödemeye hazırlık yaptığı şeklinde yorumlandı.

The New York Times'ın "The Inheritance Case That Could Unravel an Art Dynasty" başlıklı haberinden derlenmiştir.

BAKMADAN GEÇME!