Güncelleme Tarihi:
İsveç’in başkenti Stockholm’deki Gamla Stan metro istasyonunda gerçekleşen ve saniye saniye kameralara yansıyan olayda, yaşlı bir kadının cep telefonunu çalmaya çalışan hırsıza engel olmaya çalışan genç bir anne, saldırganın hışmına uğradı.
İki çocuğunun gözü önünde genç kadının karnına ve yüzüne vuran hırsız, daha sonra da kadına tükürüp olay yerinden kaçtı.
"İSVEÇ'İN EN NEFRET EDİLEN ADAMI"
Görüntülerin yayınlanmasının ardından İsveç'te sosyal medya tarafından 'en nefret edilen adam' ilan edilen saldırgan 24 saat içinde yakalandı. Norveç, Yunanistan, Danimarka ve İsveç'te dört farklı isimle sığınma talebinde bulunduğu anlaşılan saldırganın gerçek kimliğinin ortaya çıkması ise birkaç gün aldı. 33 yaşındaki saldırganın Türk avukatı Ekrem Güngör, International Business Times UK haber sitesine yaptığı açıklamada, Cezayir asıllı müvekkilinin adının Sofian olduğunu söylemekle yetindi.
HÜKÜM GİYERSE TÜRKİYE’YE GÖNDERİLMEYECEK
Daha önce de şiddet olaylarına karıştığı belirtilen ve sığınma talebi İsveç tarafından reddedilen Sofian; hırsızlık, saldırı ve taciz suçlarından yargılanmak üzere gözaltında tutuluyor. Sofian, Dublin Düzenlemeleri uyarınca, Danimarka'ya, yani ilk mülteci talebinde bulunduğu ülkeye gönderilecek. Ancak mahkeme sonucunda hüküm giyerse, cezasını çekmek üzere İsveç'e iade edilecek. Suçsuz bulunursa ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya girdiği ispatlanırsa, Geri Kabul Anlaşması uyarınca Türkiye’ye gönderilme ihtimali de bulunuyor.
İKİNCİ ŞOK
Bu vakayı tartışan İsveç, dün de başrolünde yine bir göçmenin olduğu bir başka olayla sarsıldı. Göteborg kenti yakınlarında yer alan Molndal'daki bir mülteci merkezinde 15 yaşındaki bir sığınmacı, 22 yaşındaki bir kadın görevliyi bıçaklayarak öldürdü. İsveç'te büyük yankı uyandıran ve sebebi henüz bilinmeyen olayın ardından tutuklanan sığınmacının ismi ya da uyruğu açıklanmadı.
TÜRKİYE'DE TARTIŞMA YARATTI
Bu iki olay Türkiye sosyal medyasında da büyük bir tartışma başlattı. Zira Suriye’deki savaştan kaçan yüz binlerce mülteciye kucak açan Türkiye, Haziran’dan itibaren göçmen politikasında yeni bir döneme giriyor. Avrupa Birliği’nin şart koştuğu ve Aralık ayında Ankara’da imzalanan Geri Kabul Anlaşması’nın ilk aşaması Haziran’da başlayacak.
İşte Avrupa Birliği Bakanlığı’nın yayınladığı kitapçığa göre Geri Kabul Anlaşması:
Geri Kabul Anlaşması nedir?
Geri kabul anlaşması, bir ülkede yasadışı olarak bulunan kişilerin anlaşma yapılmış kaynak ülkeye veya en son transit geçiş yaptıkları ülkeye geri gönderilmesi. Türkiye ile AB Geri Kabul Anlaşması’yla, karşılıklılık ilkesi gereği, Türkiye’de veya AB’ye üye bir ülkede, ülkeye giriş, ülkede bulunma veya ikamet etme koşullarını sağlamayan veya sağlayamaz duruma düşen kişilerin Anlaşmada belirlenen şartlar ve kurallar çerçevesinde ilgili ülkeye geri gönderilmesi amaçlanıyor.
Bu çerçevede,
- Yasadışı yollarla AB ülkelerine giden veya bu ülkelerde bulundukları sırada yasadışı duruma düşen (örneğin vize süresini geçiren) Türk vatandaşları ve Türkiye üzerinden Anlaşmaya taraf olan diğer ülkelere geçiş yapan üçüncü ülke vatandaşlarının Anlaşmada belirlenen şartlar ve kurallar çerçevesinde Türkiye’ye geri alınmasını,
- Yasadışı yollarla AB ülkeleri üzerinden Türkiye’ye gelen veya Türkiye’de bulundukları sırada yasadışı duruma düşen AB üyesi ülkeler ve üçüncü ülke vatandaşlarının Anlaşmada belirlenen şartlar ve kurallar çerçevesinde ilgili AB ülkesine iade edilmesini düzenliyor.
Yol haritası nasıl olacak?
Vize Muafiyeti Yol Haritası, AB’nin vize muafiyeti vermek üzere koşulluluk ilkesi çerçevesinde ilgili ülke ile başlattığı görüşmelere temel teşkil eden belge. Yol haritalarında; seyahat belgelerinin güvenliği göç ve sınır yönetimi, kamu düzeni ve güvenliği ile temel haklar gibi alanlarda AB müktesebatına uyum ve etkili uygulamayı içeren koşullar yer alıyor.
AB’nin koşulluluk ilkesi çerçevesinde, komşu ülkeler bakımından teşvik edici bir dış politika aracı olarak benimsediği vize muafiyeti stratejisi, AB’nin Doğuya doğru genişleyen sınırlarını düzensiz göçe karşı koruyacak şekilde tasarlandı. Bu çerçevede, yakın coğrafyasındaki ülkelerle geri kabul anlaşmaları imzalaması ve uygulaması AB’nin bu ülkelere vize kolaylığı veya vize muafiyeti tanıma sürecinin bir ön koşulu olarak ortaya çıkıyor.
Geri Kabul Anlaşmasının uygulanmasının yanı sıra, yine AB’nin koşulluluk politikasına paralel olarak, sınır denetiminden göç yönetimine, belge güvenliğinden temel haklara kadar geniş bir yelpazede atılacak adımlar neticesinde, o ülke vatandaşlarına önce vize kolaylığı sağlanıyor, sonra da vize muafiyeti veriliyor.
Türkiye’nin muafiyet için ne yapması gerekiyor?
Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nda tarafların, bir diğerinde bulunan ve Anlaşmada belirlenen şartlara uyan düzensiz göçmen durumundaki üçüncü ülke vatandaşlarını Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren 3 yıllık bir geçiş süresi sonunda kabul etmeye başlamaları öngörülüyor. Bu kapsamda, Türkiye, ülkesi üzerinden AB ülkelerine yasadışı yollarla giden üçüncü ülke vatandaşlarını Anlaşma yürürlüğe girdikten 3 yıl sonra geri almaya başlayacak. Bu durum, AB üzerinden Türkiye´ye gelecek düzensiz göçmenlerin ilgili AB ülkelerine iadesi için de geçerli.
Türkiye, vize muafiyeti sürecini başarıyla tamamladığı ve üçüncü ülke vatandaşlarının geri kabulüne ilişkin uygulamayı başlattığı zaman (AT) 539/2001 sayılı Konsey Tüzüğü’nde bir değişiklik yapılacak. Bu değişiklikle Türkiye, söz konusu Tüzüğün ekinde yer alan ve vize uygulanacak ülkelerin yer aldığı negatif listeden vize muafiyetine sahip ülkelerin bulunduğu pozitif listeye alınacak ve Türk vatandaşları için vize muafiyeti gerçekleşmiş olacak.
Vize muafiyeti daha erken başlayabilir mi?
Türkiye’nin Meşruhatlı (açıklamalı) Yol Haritası ile Geri Kabul Anlaşması’ndaki koşulları daha hızlı bir şekilde hayata geçirip, üçüncü ülke vatandaşlarının kabulünü daha öne çekebilmesi durumunda, vize muafiyeti de buna paralel olarak daha erken başlayabilir.
Geçiş süreci ne kadar sürecek?
Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nda, tarafların üçüncü ülke vatandaşlarını Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren 3 yıllık bir geçiş süresi sonunda kabul etmeye başlamaları öngörülüyor. Buna göre Türkiye, ülkesi üzerinden AB ülkelerine yasa dışı yollarla giden üçüncü ülke vatandaşlarını Anlaşma yürürlüğe girdikten 3 yıl sonra geri almaya başlayacak.
Türkiye sorumluluklarını yaptığı halde uygulama veto edilebilir mi?
Konsey, Türkiye’ye vize serbestisi sağlanmasına yönelik kararını nitelikli çoğunlukla vereceğinden, Tüzük değişikliği için tüm AB üyesi ülkelerin onayı gerekmiyor. Dolayısıyla, Türk vatandaşlarının İngiltere ve İrlanda hariç AB üyesi ülkelere vize almadan gidebilmeleri Geri Kabul Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden en geç 3-3,5 yıl sonra başlayacak.
Kazanılmış haklar ne olacak?
Vize muafiyeti süreci Türk vatandaşlarının ortaklık hukuku çerçevesinde kazanılmış haklardan bağımsız bir biçimde ilerliyor ve bu haklarda herhangi bir kayıp getirmiyor. Yani vize muafiyeti süreci, ortaklık hukukundan kaynaklanan hakların kullanılmasına herhangi bir engel oluşturmuyor. Ortaklık hukukundan kaynaklanan haklar bakımından herhangi bir kaybın olamayacağı Geri Kabul Anlaşmasında da açıkça düzenledi.
AB’deki Türkler karardan etkilenecek mi?
Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması, AB ülkelerinde yasal olarak ikamet eden ya da çalışan Türk vatandaşlarını hiçbir şekilde etkilemeyecek. Anlaşma sadece AB ülkelerinde düzensiz göçmen konumundaki Türkler için geçerli olacak. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 23. Maddesi Türk vatandaşlarının yurda girme hakkından yoksun bırakılamayacağı hükmünü içerir. Geri Kabul Anlaşması uygulamaya girdikten sonra, önceden olduğu gibi, AB ülkelerine yasadışı yollarla giriş yapmış veya AB ülkelerinde ikamet ederken herhangi bir sebeple düzensiz göçmen durumuna düşen Türk vatandaşlarının Türkiye’ye iadesi mümkün olacak.
Öte yandan, bu durumdaki bir Türk vatandaşı konuyu yargıya taşımışsa, AB’nin bu kişiyi yargı süreci tamamlanmadan önce iade edemeyeceğine ilişkin bir kayıt Meşruhatlı Yol Haritasında yer alıyor.
Kaçak iadesi nasıl olacak?
Türkiye üzerinden geçerek AB ülkelerine giren düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye iade edilmeleri ancak bu kişilerin Türkiye üzerinden geçerek AB’ye girdikleri Türkiye tarafından kabul edilmesi durumda mümkün olacak.
Türkiye’nin AB’den gelen geri kabul başvurusunu Anlaşmada belirlenen koşullara uygun olmadığı gerekçesiyle kabul etmemesi durumunda ilgili kişinin Türkiye’ye iadesi yapılamayacak. Ayrıca, Türkiye’nin, gelecek dönemde üçüncü ülkelerle ikili geri kabul anlaşmaları yapması ve dil laboratuvarları gibi bazı teknik yatırımları hayata geçirmesi sayesinde AB tarafından Türkiye’ye iade edilecek düzensiz göçmenlerin kaynak ülkelere geri gönderilmesi söz konusu olacak.
Türkiye’deki Suriyelilerin durumu ne olacak?
Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nın, Türkiye’de geçici korumadan yararlanan ve Türkiye’nin 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi sınırlama nedeniyle mülteci statüsünde değil, misafir olarak kabul ettiği Suriye vatandaşlarına etkisi olmayacak. Suriye vatandaşları içerisnden, AB ülkelerine yasadışı yollarla girenlerin Geri Kabul Anlaşması kapsamında Türkiye’ye iadesi ancak Anlaşma yürürlüğe girdikten 3 yıl sonra söz konusu olacak.
Türkiye’nin mali yükü ağırlaşacak mı?
Geri Kabul Anlaşması çerçevesinde iade edilecek göçmenlerin iade masrafları gönderen ülke tarafından karşılanacak. Türkiye’den AB’ye geçtikleri tespit edilerek iade edilen düzensiz göçmenlerin geri gönderme merkezlerinde idari gözetim altında tutuldukları süre boyunca barınma ve ülkelerine geri dönüşlerine ilişkin masraflarsa Türkiye tarafından karşılanacak.
AB bütçe desteği sağlayacak mı?
AB’den Türkiye’ye iade edilecek düzensiz göçmen sayısına paralel olarak Türkiye’nin üstleneceği mali yük de artacak. Bu mali yükün bir bölümünün Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) vasıtasıyla gerçekleştirilecek projelerle AB tarafından karşılanması söz konusu.