Güncelleme Tarihi:
***
Aralarında CDU Genel Başkan Yardımcısı Julia Klöckner’in de bulunduğu bazı muhafazakar politikacılar, Almanya’nın başka hiçbir sorunu kalmamış gibi, İslam yasasını gündeme getirerek yangına körükle gitmeyi yeğlediler.
Klöckner’e göre hayata geçirilmesini istedikleri İslam yasasında şu ilkeler yer almalı:
* Alman yasaları İslami inanç hükümlerinin önünde gelir.
* Müslüman örgütler ve cami dernekleri hukuksal statüye kavuşturulmalı.
* Camilerin yurtdışından finanse edilmeleri ve mali destek almaları yasaklanmalı.
* Müslümanlara cezaevleri, hastaneler ve bakımevlerinde din görevlisi hakkı tanınmalı.
* İslami kurallara göre defin hakkı verilmeli.
Almanya’da Alman yasalarının herkes için geçerli olduğunu bu ülkede yaşayan Müslümanlar zaten bilmektedir.
Bu ülkedeki Müslümanlar, bu yasalar ışığında ve yasalara saygılı bir biçimde yaşamaktadır.
Bu ülkede yaşayan Müslümanların İslami hükümlerin geçerli olması gibi bir talebi yoktur.
Olmamıştır, olmayacaktır da.
Kaldı ki, yalnız bu ülkede yaşayan Müslümanlar için bir İslam yasası hayata geçirmek Alman Anayasası ile de bağdaşmaz.
***
Alman Anayasası’nın 3’üncü maddesinde “Bütün insanlar yasa önünde eşittir” deniliyor.
Alman Anayasası’nın 4’üncü maddesinde “Din ve vicdan özgürlüğü ile din ve dünyevi inanç özgürlüğüne dokunulamaz” deniliyor.
Yani CDU’lu bazı politikacılar, bile bile Anayasa’nın ihlal edilmesini istiyorlar.
Öneriler arasında “İmamların Almanya’daki okullarda eğitim görmüş olması koşulu” da yer alıyor.
Buna da zaten kimsenin itirazı yok.
Ama Almanya’daki eğitim kurumlarında İslam fakülteleri açılarak din adamları yetiştirilmesi yıllarca kimsenin aklına bile gelmemiştir.
Kaldı ki, bu ülkedeki kiliselerde Almanya’da eğitim görmemiş binlerce papaz veya başka din adamları görev yapmaktadır.
Sinagoglarda da başka ülkelerde de eğitim yapmış hahamlar görev yapmaktadır.
Almanya’nın çeşitli kesimlerindeki kiliselere, sinagoglara veya başka inançtan olan insanların ibadethanelerine yurtdışından da bağış yapılmaktadır.
Bunu hiç şüphesiz İslam yasası önerisinde bulunan politikacılar da bilmektedir.
Aslında bu, daha önceki yıllarda da gündeme geldi.
CDU’nun kardeş parti konumundaki Hıristiyan Sosyal Birlik Parti’si (CSU) Genel Başkanı Horst Seehofer de Genel Sekreteri Andreas Scheuer de 2016 yılında bu yönde öneride bulundu.
Sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) de öyle.
Hatta AfD; minare, ezan okunması, okullarda başörtüsü takma yasağını 2016 yılında programına bile aldı.
Neyse ki, Almanya’da sağduyulu politikacılar da var.
***
CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkanı Volker Kauder, kendi partisinden gelen öneriye “Hayır” dedi.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkan Yardımcısı ve Hamburg Eyalet Başbakanı Olaf Scholz da böyle bir yasanın Anayasa ile bağdaşmayacağına dikkat çekerek, hayır dedi.
Yeşiller Partisi’nden de, Sol Parti’den de, Hür Demokrat Parti’den (FDP) de İslam Yasası planlarına çok açık bir biçimde hayır sesleri yükseldi.
Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert de “Hükümetin böyle planı yok” diyerek aynı zamanda CDU Genel başkanı olan Başbakan Angela Merkel’in de kendi partisinden gelen İslam yasası önerisine sıcak bakmadığı sinyali verdi.