Bölücülükle mücadelenizi anlıyoruz
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2002 01:55
İngiliz Avam Kamarası Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Donald Anderson, raporla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, ‘AB, hem Türkiye’nin üyeliği konusunda ciddi olduğunu, hem de AB’nin bir Hıristiyan Kulübü olmadığını göstermek zorunda’ dedi.
Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin başta AB olmak üzere her iki tarafın çıkarına olduğunu vurgulayan Anderson, ‘Türkiye, Atatürk döneminden bu yana Batı’ya yönelmiş durumda. Bizce Türkiye’nin AB’ye üye olmak için yaptığı başvuru her iki taraf için de sınav niteliği taşıyor’ görüşünü savundu.
Anderson, ‘Türkiye’nin laik Kemalist geleneğini, ülkenin bölünmez bütünlüğü ilkesini, herkesin Türk vatandaşı olması gereğini, ayrılıkçılığa karşı mücadele edilmesi gereğini anlayışla karşıladıklarını’ vurguladı.
Kültürel haklar ve anadilde öğrenim konularında da İngiltere’deki Türkleri örnek gösteren Anderson, ‘Nasıl İngiltere’deki Türk toplumu kendi kültürel haklarını kullanabiliyorsa, Türkiye’deki diğer etnik kökenlilerde kendi dillerini ve kültürlerini öğrenme hakkına sahip olmalı’ diye konuştu.
KIBRIS ÜYELİĞİ TÜRK KARŞITLIĞI DEĞİL
Anderson Kıbrıs konusunda da şu görüşü dile getirdi:
‘Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum kesimi) işleyen bir demokratik sisteme ve serbest pazar ekonomisine sahip. Bu konuda Avrupa’da siyasi kararlılık var. Anlaşma olmasa da aralık ayında Kopenhag’da yapılacak toplantıda, Kıbrıs’ın üyeliğe hazır olduğu büyük olasılıkla kabul edilecek ve Kıbrıs Cumhuriyeti herhalde 2004 yılında üye olacak. Bu doğal olarak güçlükler yaratacak, hatta kimilerine göre uzun süreli krize neden olacak. Ama Kıbrıs’ın üyeliğe kabul edilmesi asla Türkiye karşıtı bir davranış diye algılanmamalı. Komisyonumuz geçen ay adanın iki kesiminde liderlerle ayrıntılı görüşmeler yaptı. Umudumuz devam eden görüşmelerde önemli ilerlemeler kaydedilmesi. Soruna bir çözüm bulunması kuşkusuz Türkiye’nin üyelik sürecindeki büyük bir engeli kaldırır.’
Anderson, ‘Türkiye’nin laik Kemalist geleneğini, ülkenin bölünmez bütünlüğü ilkesini, herkesin Türk vatandaşı olması gereğini, ayrılıkçılığa karşı mücadele edilmesi gereğini anlayışla karşıladıklarını’ vurguladı.
Kültürel haklar ve anadilde öğrenim konularında da İngiltere’deki Türkleri örnek gösteren Anderson, ‘Nasıl İngiltere’deki Türk toplumu kendi kültürel haklarını kullanabiliyorsa, Türkiye’deki diğer etnik kökenlilerde kendi dillerini ve kültürlerini öğrenme hakkına sahip olmalı’ diye konuştu.
KIBRIS ÜYELİĞİ TÜRK KARŞITLIĞI DEĞİL
Anderson Kıbrıs konusunda da şu görüşü dile getirdi:
‘Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum kesimi) işleyen bir demokratik sisteme ve serbest pazar ekonomisine sahip. Bu konuda Avrupa’da siyasi kararlılık var. Anlaşma olmasa da aralık ayında Kopenhag’da yapılacak toplantıda, Kıbrıs’ın üyeliğe hazır olduğu büyük olasılıkla kabul edilecek ve Kıbrıs Cumhuriyeti herhalde 2004 yılında üye olacak. Bu doğal olarak güçlükler yaratacak, hatta kimilerine göre uzun süreli krize neden olacak. Ama Kıbrıs’ın üyeliğe kabul edilmesi asla Türkiye karşıtı bir davranış diye algılanmamalı. Komisyonumuz geçen ay adanın iki kesiminde liderlerle ayrıntılı görüşmeler yaptı. Umudumuz devam eden görüşmelerde önemli ilerlemeler kaydedilmesi. Soruna bir çözüm bulunması kuşkusuz Türkiye’nin üyelik sürecindeki büyük bir engeli kaldırır.’