Güncelleme Tarihi:
Birleşmiş Milletler'in (BM) kurduğu Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu üyelerinden Radhika Coomaraswamy, Arakanlı Müslümanlara yönelik zulmü araştırırken karşılaştıkları bulguları anlatırken, "(Ordu mensuplarının) Çocuklara karşı da gaddarca davrandıklarını, bazılarını ailelerinden ayırdıklarını, bazılarını canlı canlı ateşe attıklarını öğrendik. Çok korkunçtu." ifadesini kullandı.
Coomaraswamy, New York'ta düzenlenen ve Myanmar'da Arakanlı Müslümanlar başta olmak üzere etnik azınlıklara karşı uygulanan şiddet nedeniyle bu ülkenin boykot edilmesi çağrısı yapılan "Myanmar'da Koruma ve Sorumluluk Uluslararası Konferansı"nda AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Misyonunun Myanmar'da yaptığı çalışmaları Eylül 2018'de raporlaştırdıklarına işaret eden Coomaraswamy, "Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara ve diğer etnik azınlıklara ciddi insan hakları ihlallerinde bulunulduğu, insanlığa karşı suç ve savaş suçu işlendiğine dair bulgulara rastladık. Ancak, biz insan hakları alanında çalışıyoruz, suçluları cezalandırmıyoruz. Soykırımdan sorumlu gördüğümüz 6 generalin ismini verip, bu kişilerin soruşturulmasını talep ettik." diye konuştu.
Myanmar'daki soruşturmaları süresince birçok "şok edici" bulguya rastladıklarını belirten Coomaraswamy, "Bunlardan birincisi, genç adamların maruz kaldıklarıydı. İkincisi ise özellikle evlerde ve gözaltı merkezlerinde kadınlara yönelik cinsel şiddetti. (Ordu mensuplarının) Çocuklara karşı da gaddarca davrandıklarını, bazılarını ailelerinden ayırdıklarını, bazılarını canlı canlı ateşe attıklarını öğrendik. Çok korkunçtu." ifadesini kullandı.
"ARAKAN'DAKİ SON DURUMDAN ENDİŞELİYİZ"
Coomaraswamy, hazırladıkları raporun, küresel yargılama yetkisi olan ülkelerdeki mahkemelerde ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin bir soruşturma başlatması durumunda delil olarak kullanılabileceğine dikkati çekti.
Arakan'daki son durumdan büyük endişe duyduğunu belirten Coomaraswamy, "Şu anda Arakan'da yeni askeri hareketlilik olduğu görülüyor. Çok endişeliyiz çünkü bir yılın ardından, Myanmar'dan kaçan kişilerin sayısında yine artış görüyoruz. Şu anda Myanmar'da 250 bin-300 bin kadar Arakanlı Müslüman kaldı." diye konuştu.
KAMPLARDA "RADİKALLEŞME" UYARISI
25 Ağustos 2017'deki şiddet olaylarının ardından Arakanlı Müslümanların sığındığı Bangladeş'teki kamplardaki durumun çok kötü olduğunu ancak BM'nin bu kampları biraz daha yaşanabilir yerler yaptığını anlatan Coomaraswamy, duruma ilişkin şöyle konuştu:
"Kamplarda gördüğüm en önemli sorun, eğitimin olmaması. Gençler iş bulamıyorlar çünkü Cox's Bazar'ın dışına çıkamıyorlar. Tüm gün sadece oturup, hiçbir şey yapmıyorlar. Çok acınası durumdalar. Bu durum sürdürülebilir değil. Bu insanlar için ne tür bir gelecek olabilir ki? Doğal olarak radikalleşecekler ve biz de o zaman bundan şikayet edeceğiz. İnsanlar bu konuya dikkat etmeli."
Coomaraswamy, "Arakanlı Müslümanların sorunlarına neyin çözüm olacağına" dair soru üzerine, "Myanmar'ı bu insanları geri almaya ve bu insanların geri dönüp bir hayat kuracakları şartları hazırlamaya ikna etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu olmazsa, Arakanlı Müslümanlara destek olan birçok ülke var. En azından Arakanlı Müslümanlar bu ülkelere gönderilebilir ve burada yeni bir hayata başlayabilirler." değerlendirmesinde bulundu.
"ARAKANLI MÜSLÜMANLARA YÖNELİK DAHA ÇOK NEFRET VAR"
Coomaraswamy, Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara karşı "soykırım" politikası yürütülürken, ülkedeki Karen, Kaçin ve Şan eyaletlerinde de azınlıklara yönelik insanlık suçu işlendiğini belirterek, "Ordu, yaptıklarına 'temizlik operasyonları' adını veriyor. Bu yerler Karen, Arakan, Kaçin ya da Şan olsun belirli bir operasyon yürütülüyor. Bu operasyonların içinde sivillerin hedef alınması, zaman zaman cinsel şiddet de var." ifadesini kullandı.
Tüm bunlara rağmen Arakanlıların Karin, Kaçin ya da Şan halkından daha çok şiddete maruz kaldığına dikkati çeken Coomaraswamy, "Myanmar'da Arakanlı Müslümanlar, gerçek bir ırkçılıkla karşı karşıya. Ten renkleri ve dinleri farklı. Bu nedenle de diğer etnik azınlıktan daha çok nefretle karşılanıyorlar. Ayrıca Arakanlı Müslümanlar Myanmar vatandaşı olarak tanınmıyor. Diğer etnik azınlıklar Myanmar vatandaşı." diye konuştu.
ARAKAN SORUNU
Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu, Myanmar Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing'in de aralarında bulunduğu üst düzey ordu mensuplarının Arakanlı Müslümanlara yaptığı soykırım nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) yargılanmasını istemişti.
Myanmar'da 1970'lerden bu yana zulüm ve sistematik baskıya uğrayan Arakanlı Müslüman nüfusun büyük çoğunluğu, topraklarını terk ederek bölge ülkelere göç etti.
Ülkede 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar, "devletsiz" sayılıyor. BM tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemlerini başlatmış ve 10 bine yakın kişiyi katletmişti.
Etnik temizliğe dönüşen saldırılarda 350'den fazla köy, ordu ve fanatik Budistler tarafından yok edilirken, 700 binden fazla Arakanlı Müslüman dağlık bölgeler, nehir ya da deniz üzerinden komşu Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştı.