Güncelleme Tarihi:
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan “Kadının Statüsü İçin BM Komisyonu”nun (CSW) 55’inci yıllık toplantısında konuşma yaptı. BM Genel Kurulu’na hitap eden ilk Türk başbakan eşi olan Emine Erdoğan cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenip gelişmesini sağlamak amacıyla 1946 yılında kurulan CSW’nin 2011 toplantısında yoksulluğu ön plana çıkardı. Emine Erdoğan özetle şunları söyledi:
İşte yaşadığımız dünya
“Her gün TV’lerde, bilgisayarlarda trajedileri görüyoruz, gazetelerde okuyoruz. Trajediler film stüdyolarından gelmiyor, gerçek hayattan, yaşadığımız dünyadan geliyor. Ama TV düğmesini çevirdiğimizde unutuyoruz olup bitenleri. Biz burada bu toplantıyı yaparken bebekler ölüyor, çocuklar yemek ve oyuncak bulamadıkları için ağlıyorlar, kadınlar şiddete maruz kalıyorlar. Bangladeş’te çocuklar sokaklarda uyuyor, anneleri çöplüklerde ekmek kırıntısı arıyorlar, Saraybosna’da tecavüze uğramasına, her şeyini kaybetmiş olmalarına rağmen şeref ve vakarını muhafaza eden kadınları gördüm. Irak’ta ailelerini kaybetmiş, Pakistan’da sellerin yaşamlarını söndürdüğü insanlar var. Gazze, Kudüs ve Ramallah’ta ümitlerini, haklarını, ekmeğini hatta kimliklerini kaybetmiş, çocukları fosfor bombasıyla can vermiş kadınlar yaşıyor.
Bu kadınlar harbi başlatmadı ama en fazla zarar gören onlar. Kuzey yarımkürenin bir yerinde bir kadın şimdi çok lüks bir şey satın alıyor. Güney yarımkürede ise bir anne çocuğuna çöplükten ekmek bulmaya çalışıyor. Yaşadığımız dünya işte bu.
Bugün artık kadınlar, ne ekmek, ne de merhamet istiyorlar. Bugün, dünyanın her yerinde kadınlar, haklarını, en temel insani haklarını, eğitim haklarını, çalışma haklarını, eşitlik haklarını istiyorlar. Kadınlar, hibe değil, sadaka değil, insan onuruna yaraşır bir şekilde var olma hakkı istiyor ve artık çok daha güçlü şekilde bunun için mücadele veriyorlar.”
Türkiye dikkat çekiyor
Emine Erdoğan, Türkiye’de kadın yaşamından kesitler de verdi ve “Türk kadını 1934’te oy kullanma hakkını kazandı. Kadınlarımız parlamentoya girdi, 2010’da eşit haklar için anayasımıza değişiklik yapıldı.
Nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan, anayasal ve parlamenter demokrasiyi başarıyla uygulayan, demokratik standartlarını her geçen gün yükselten, Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerini yürüten Türkiye, bölgesinde olduğu kadar, küresel ölçekte de etkinliğini artırıyor, dikkatleri üzerine çekiyor” dedi.