Güncelleme Tarihi:
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, basın mensuplarının Ukrayna’nın NATO entegrasyonu ve Rusya’nın bu konudaki tutumuna ilişkin sorularını yanıtladı.
NATO’nun ‘Açık Kapı Politikası’nı hatırlatan Blinken, “Haftalarca ve bir anlamda yıllarca kamuoyu önünde söyledik: NATO'nun Açık Kapı Politikası’nı destekleyeceğiz ve bunu taahhüt ediyoruz” dedi. Blinken, bu konudaki duruşlarının değişmediğini sözlerine ekledi.
STOLTENBERG: RUSYA’NIN TEKLİFİNE YAZILI YANIT VERİLDİ
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya’nın anlaşma teklifine yazılı yanıt verildiğini ifade etti.
Basın toplantısında konuşan Stoltenberg, “Bugün Rusya'ya gönderdiğimiz NATO yazılı yanıtta ana konulara değindim. Şimdi bir diyalog yolu izlemek ve siyasi bir çözüm bulmak için bir kez daha Rusya'ya ulaşıyoruz. Bu akşam onlara 30 NATO Müttefikinin çok çeşitli konuları kapsayan yazılı önerilerini göndermemizin nedeni budur” dedi.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Rusya’nın güvenlik garantileri anlaşmasına ilişkin teklifine olumlu bakmadıklarını belirterek, “Yanıtımız, Ukrayna ve haftalardır sürekli istişare ettiğimiz Avrupalı müttefiklerimiz ve ortaklarımızla tam olarak koordine edildi” dedi.
ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANI Yİ, ABD DIŞİŞLERİ BAKANI BLİNKEN İLE GÖRÜŞTÜ
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Yi, Ukrayna konusunda taraflara sağduyulu olma ve sakin kalma çağrısında bulundu.
Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bakan Wang Yi, Ukrayna sorununu çözmek için Minsk Anlaşması'na geri dönmenin hala gerekli olduğunu söyledi. Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan Minsk Anlaşması, tüm taraflarca tanınan ve etkin bir şekilde uygulanması gereken temel bir siyasi belgedir. Çin, bu anlaşmanın yönüne ve ruhuna uygun tüm çabaları destekleyecektir. Aynı zamanda, tüm tarafları sakin olmaya, gerilimi artıracak ve krizi büyütecek şeylerden kaçınmaya çağırıyoruz. Wang Yi, bir ülkenin güvenliğinin diğer ülkelerin güvenliği pahasına yok sayılamayacağını ve askeri blokların güçlendirilmesi, hatta genişletilmesiyle bölgesel güvenliğin garanti edilemeyeceğini vurguladı.”