Güncelleme Tarihi:
Davutoğlu’nun, sınıfına girdiğinde ‘o meşhur gülümsemesiyle’ öğrencileri selamlaması ve kendisiyle İngilizce sohbet etmesinden etkilenen Walker, heyecanını da gizleyemiyor. Daha sonra sınıfına dönerek dersi Türkçe anlatmaya başlayan Davutoğlu, Walker’ın da istediği gibi soru sormasına izin veriyor ve cevapları Türkçe olarak sınıfıyla paylaşıyor. Walker, bu deneyiminde, Davutoğlu’nun ABD’li birinin Türkçe öğrenmeye çalışarak kültürüne, dinine, geleneklerine ilgi duymasından hoşlandığını ve gurur duyduğunu sezinlediğini belirtiyor. Türkiye’nin de dahil olduğu Müslüman dünyasıyla ilgili yorumlarında hatasız bir hakimiyet ve enerji barındırdığını belirttiği Davutoğlu, yıllar sonra Walker’ın Princeton Üniversitesi’nde verdiği bir konferansta misafiri oluyor.
Walker, her ne kadar engellenmeye çalışılsa ve Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı’na getirildiği, dolayısıyla bazı protestoların da olduğu döneme denk gelse de daveti geri çevirmeyerek üniversiteye geldiğinin altını çiziyor. Konferansın açılış konuşmasını yapan Davutoğlu, burada tüm katılımcılar üzerinde büyük bir etki uyandırıyor. Milletler Cemiyeti’nin etkisinin nasıl daha güçlü olabileceğiyle ilgili alternatif tarih anlatımı ve Türkiye’nin tarihteki rolüyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olması yönündeki vurgularıyla Davutoğlu’nun görüşleri dikkatle dinleniyor. Bu konferans bitiminde Davutoğlu, Nintendo’nun dünyaca ünlü oyunu Süper Mario’daki kurgu karaktere benzerliğine ve baş döndürücü seyahat takvimine gönderme yapılarak ‘Süper Ahmet’ olarak anılmaya başlanıyor. Yazısını Davutoğlu’na duyduğu derin saygıyı belirterek bitiren Walker, Osmanlı döneminden ilham aldığını söylediği Davutoğlu’yla ilgili gözlemlerine dayanarak, kariyeri boyunca bazı çevrelerce İslamcı bir çizgisi olduğunu söylense de Başbakan’ın sürprizlerle dolu olduğunu ve şaşırtıcı bir strateji izleyebileceğini ifade etti.