'Biz onu Princeton’da 'Süper Ahmet’ diye biliriz'

Güncelleme Tarihi:

Biz onu Princeton’da Süper Ahmet’ diye biliriz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2014 01:23

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın eski üst düzey danışmanlarından ve Washington merkezli düşünce kuruluşu German Marshall Fonu ile Truman Ulusal Güvenlik Projesi üyesi Dr. Joshua W. Walker, Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla yollarının kesişme hikâyesini kaleme aldı.

Haberin Devamı

Biz onu Princeton’da Süper Ahmet’ diye biliriz
Ulusal ve uluslararası analiz blogu War On The Rocks’ta yayınlanan makalesinde, Walker, Davutoğlu’nun ABD’nin en prestijli okullarından Princeton Üniversitesi’nde ‘Süper Ahmet’ lakabıyla tanındığını anlattı. Buna göre, 2003’te Fullbright değişim programıyla Ankara’daki Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ne (ODTÜ) gelen Walker, Davutoğlu’nun adını ilk kez yakın bir Türk arkadaşının evindeki iftar sofrasında duyuyor. O dönem Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül’ün yeğeni olan arkadaşı, Walker’ı bu sofrada eski Cumhurbaşkanı Gül’le de tanıştırıyor. Türk dış politikasına olan ilgisi nedeniyle, yemek boyunca sürekli adı “Ahmet Hocam” ve “Profesör Ahmet” olarak anılan Davutoğlu, Walker’da büyük bir merak uyandırıyor. Arkadaşından kendisini sohbet esnasında Türkiye’nin Kissinger’ı olarak da nitelendirilen ‘Ahmet Hocam’la tanıştırmasını isteyen Walker, daha sonra o dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bile ‘Ahmet Hocam’ diye seslendiği ve en güvendiği uluslararası politika danışmanı olan Davutoğlu’nun bir dersine girme şansı buluyor.

Haberin Devamı

Davutoğlu’nun, sınıfına girdiğinde ‘o meşhur gülümsemesiyle’ öğrencileri selamlaması ve kendisiyle İngilizce sohbet etmesinden etkilenen Walker, heyecanını da gizleyemiyor. Daha sonra sınıfına dönerek dersi Türkçe anlatmaya başlayan Davutoğlu, Walker’ın da istediği gibi soru sormasına izin veriyor ve cevapları Türkçe olarak sınıfıyla paylaşıyor. Walker, bu deneyiminde, Davutoğlu’nun ABD’li birinin Türkçe öğrenmeye çalışarak kültürüne, dinine, geleneklerine ilgi duymasından hoşlandığını ve gurur duyduğunu sezinlediğini belirtiyor. Türkiye’nin de dahil olduğu Müslüman dünyasıyla ilgili yorumlarında hatasız bir hakimiyet ve enerji barındırdığını belirttiği Davutoğlu, yıllar sonra Walker’ın Princeton Üniversitesi’nde verdiği bir konferansta misafiri oluyor.

Walker, her ne kadar engellenmeye çalışılsa ve Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı’na getirildiği, dolayısıyla bazı protestoların da olduğu döneme denk gelse de daveti geri çevirmeyerek üniversiteye geldiğinin altını çiziyor. Konferansın açılış konuşmasını yapan Davutoğlu, burada tüm katılımcılar üzerinde büyük bir etki uyandırıyor. Milletler Cemiyeti’nin etkisinin nasıl daha güçlü olabileceğiyle ilgili alternatif tarih anlatımı ve Türkiye’nin tarihteki rolüyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olması yönündeki vurgularıyla Davutoğlu’nun görüşleri dikkatle dinleniyor. Bu konferans bitiminde Davutoğlu, Nintendo’nun dünyaca ünlü oyunu Süper Mario’daki kurgu karaktere benzerliğine ve baş döndürücü seyahat takvimine gönderme yapılarak ‘Süper Ahmet’ olarak anılmaya başlanıyor. Yazısını Davutoğlu’na duyduğu derin saygıyı belirterek bitiren Walker, Osmanlı döneminden ilham aldığını söylediği Davutoğlu’yla ilgili gözlemlerine dayanarak, kariyeri boyunca bazı çevrelerce İslamcı bir çizgisi olduğunu söylense de Başbakan’ın sürprizlerle dolu olduğunu ve şaşırtıcı bir strateji izleyebileceğini ifade etti.

BAKMADAN GEÇME!