Biz de Türk esir öldürdük
Güncelleme Tarihi:
Ömer BİLGE/LEFKOŞA
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2009 00:00
Kıbrıs’ta kazılarda bulunan kemiklerin, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda teslim olmalarına rağmen Kıbrıslı mücahitlerin öldürdüğü Rum askerlere ait olduğunun ortaya çıkması, Rumların ‘Türk esir öldürdük’ itiraflarını beraberinde getirdi. Rum askerlerin hayattaki silah arkadaşları, ‘O olaydan 6 saat önce de biz Serdarlı’da 4 Kıbrıslı Türk esiri kurşuna dizmiştik’ dedi.
Günlerdir yoğun şekilde esir askerlerle ilgili haberlere yer veren Rum medyasında, devlet televizyonu CyBC’de çarpıcı bir röportaj yayınlandı.
Bugün KKTC sınırları içinde yer alan Serdarlı Köyü’nde öldürülen esir Rum askerlerinin silah arkadaşı Yiannakis Hristodolou, Barış Harekâtı’nın başladığı 20 Temmuz günü köyü ele geçirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
Teğmenin itirafı
“Köyü 14 Temmuz’a kadar elimizde tuttuk. Rum Milli Muhafız Ordusu’nun 398’inci Piyade Taburu köyde konuşluydu. Türk tankları geldiğinde, direnen gruptan kaçtım. Kaçmasaydım ben de esir olacaktım. 100 metre öteden arkadaşlarımın esir alınmasını saklanarak izledim. Serdarlı’da biz de çok fazla kötü şeyler yaptık. Hangimiz esir alınsak, başımıza bunların geleceği normaldi.”
Cyprus Mail Gazetesi ise, Makarios Durusiotis imzalı bir haberde, suçlanacağı düşüncesiyle adının yazılmasını istemeyen, Serdarlı’yı denetim altında tutan Rum Teğmen’in şu ifadelerini yayınladı:
“5 askerimiz esir düşmeden yaklaşık 6 saat önce biz de esir aldığımız 4 Kıbrıslı Türk’ü aynı şekilde kurşuna dizmiştik.”
Katliamlar anıldı
Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Muratağa, Sandallar ve Atlılar’da 116, Taşkent’te 83 Kıbrıslı Türk kadın çocuk ayrımı yapılmadan öldürülmüş ve toplu mezarlara gömülmüştü. Bu dört köydeki katliamlar, KKTC’de törenlerle anıldı.
Hayatını kurtaran Rum doktorla buluştu
![/images/100/0x0/55eb2549f018fbb8f8ae3a77]()
KIBRIS Barış Harekâtı’nda yaralanarak Rumlara esir düşen ünlü savaş muhabiri Ergin Konuksever, geçen ay harekâtın 35’inci yıldönümünde, hayatını kurtaran Rum doktor Andreas D. Dimitriadis ile bir araya geldi.
Konuksever ile Lefkoşa’da Ledra Palace sınır kapısında buluşan Rum doktor, diktiği kurşun yaralarını 35 yıl aradan sonra yeniden muayene etti.
Hemşireler saldırdı
Konuksever, Rum askerlerinin kendisini Lefkoşa Rum Hastanesi’ne götürdüğünü belirterek, o günü şöyle anlattı: “Bazı Rum hemşireler üzerime saldırdı. Ancak doktor Dimitriadis, ‘Ben Hipokrat yemini ettim. Savaş beni ilgilendirmez’ diyerek çevresindeki uzaklaştırdı ve ‘Korkma benim korumam altındasın. Seni ameliyat edeceğim’ diyerek beni sakinleştirdi. Kendisine bir kez daha teşekkür etmekten çok mutluyum.”
Normalden hızlıydım
Rum doktor Dimitriadis ise, şöyle konuştu: “Ben savaş sırasında yaralı asker ve sivilleri tedavi ediyordum. Hastane Yeşil Hat yakınlarındaydı. Bir Türk gazetecinin ağır yaralı getirildiğini duydum. Normalden 3 kat daha seri hareket ederek müdahale ettim. Yaralının Rum veya Türk olması benim için hiçbir anlam taşımıyordu ve müdahale ettim. Bunca zaman sonrasında buluşmak beni çok sevindirdi.”
Rumlar 35 yıldır biliyormuş
RUM askerlerin kemiklerinin bulunması, Kıbrıs Rum yönetiminin 35 yıldır Türkiye aleyhine kullandığı propaganda yalanını da ortaya çıkardı.![/images/100/0x0/55eb2549f018fbb8f8ae3a79]()
1974’te Rumlara esir düşen ünlü savaş muhabiri Ergin Konuksever’in, el konulan fotoğraflarının arasında Rum esirlerin öldürülüp gömüldüğünü gösteren karelerin de bulunduğunu söylemesiyle, dönemin EOKA lideri Nikos Sampson’un daha ilk günden katlimaı bildiği ve onun talimatıyla katliam fotoğraflarının gizlendiği anlaşıldı.
Rum araştırmacı da doğruladı
Ünlü Rum yazar ve araştırmacı Makarios Durusiotis da, Cyprus Mail Gazetesi’ndeki yazısında, Konuksever’in yanısıra Serdarlı’ya giren Türk tank taburunun komutanı Hakkı Borotaş’ın da 10 yıl kadar önce kemikleri çıkartıp DNA testi ile kimliklerini belirleyen BM denetimindeki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne ifade verdiğini belirtti. Durusiotis, Rum yönetiminin askerlerin akıbetini uzun yıllardır bildiğini, Konuksever’den alınan fotoğraflar ile tüm malzemenin EOKA lideri Sampson’a ve onun kurucusu olduğu, günümüzde de milliyetçi yayın çizgisini sürdüren Mahi Gazetesi’ne ulaştırıldığını yazdı.
Hep Türkiye’ye sordular
Oysa Rumlar, esir fotoğraflarını delil göstererek askerlerin akıbetini soruyor ve Türkiye’yi sorumlu tutarak, Rum esirlerin başta Adana olmak üzere Türkiye’nin değişik yerlerinde tutulduğu propagandası yapıyor, BM denetiminde Türkiye topraklarında da araştırma yapılmasını istiyordu.
Kurban yakını: Onca yıl bizi kandırmışlar
Kemikleri bulunan esir askerler Antonis Korelis, Panayiotis Nicolau, Hristoforos Skordis, Yannis Papayiannis ve Yannis Hacıkriakos önceki gün Kıbrıs Rum yönetiminde askeri törenle toprağa verilirken, Skordis’in kızkardeşi Elena, Rum Filileftheros Gazetesi’ne tepkisini şöyle anlattı: “35 yıl boyunca, öldüklerini bildikleri halde bizi karanlıkta bıraktılar. Yakınlarımız hayatta umudunu koruduk. Meğerse 35 yıl boyunca propaganda kurbanıymış.”
Bugün KKTC sınırları içinde yer alan Serdarlı Köyü’nde öldürülen esir Rum askerlerinin silah arkadaşı Yiannakis Hristodolou, Barış Harekâtı’nın başladığı 20 Temmuz günü köyü ele geçirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
Teğmenin itirafı
“Köyü 14 Temmuz’a kadar elimizde tuttuk. Rum Milli Muhafız Ordusu’nun 398’inci Piyade Taburu köyde konuşluydu. Türk tankları geldiğinde, direnen gruptan kaçtım. Kaçmasaydım ben de esir olacaktım. 100 metre öteden arkadaşlarımın esir alınmasını saklanarak izledim. Serdarlı’da biz de çok fazla kötü şeyler yaptık. Hangimiz esir alınsak, başımıza bunların geleceği normaldi.”
Cyprus Mail Gazetesi ise, Makarios Durusiotis imzalı bir haberde, suçlanacağı düşüncesiyle adının yazılmasını istemeyen, Serdarlı’yı denetim altında tutan Rum Teğmen’in şu ifadelerini yayınladı:
“5 askerimiz esir düşmeden yaklaşık 6 saat önce biz de esir aldığımız 4 Kıbrıslı Türk’ü aynı şekilde kurşuna dizmiştik.”
Katliamlar anıldı
Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Muratağa, Sandallar ve Atlılar’da 116, Taşkent’te 83 Kıbrıslı Türk kadın çocuk ayrımı yapılmadan öldürülmüş ve toplu mezarlara gömülmüştü. Bu dört köydeki katliamlar, KKTC’de törenlerle anıldı.
Hayatını kurtaran Rum doktorla buluştu
KIBRIS Barış Harekâtı’nda yaralanarak Rumlara esir düşen ünlü savaş muhabiri Ergin Konuksever, geçen ay harekâtın 35’inci yıldönümünde, hayatını kurtaran Rum doktor Andreas D. Dimitriadis ile bir araya geldi.
Konuksever ile Lefkoşa’da Ledra Palace sınır kapısında buluşan Rum doktor, diktiği kurşun yaralarını 35 yıl aradan sonra yeniden muayene etti.
Hemşireler saldırdı
Konuksever, Rum askerlerinin kendisini Lefkoşa Rum Hastanesi’ne götürdüğünü belirterek, o günü şöyle anlattı: “Bazı Rum hemşireler üzerime saldırdı. Ancak doktor Dimitriadis, ‘Ben Hipokrat yemini ettim. Savaş beni ilgilendirmez’ diyerek çevresindeki uzaklaştırdı ve ‘Korkma benim korumam altındasın. Seni ameliyat edeceğim’ diyerek beni sakinleştirdi. Kendisine bir kez daha teşekkür etmekten çok mutluyum.”
Normalden hızlıydım
Rum doktor Dimitriadis ise, şöyle konuştu: “Ben savaş sırasında yaralı asker ve sivilleri tedavi ediyordum. Hastane Yeşil Hat yakınlarındaydı. Bir Türk gazetecinin ağır yaralı getirildiğini duydum. Normalden 3 kat daha seri hareket ederek müdahale ettim. Yaralının Rum veya Türk olması benim için hiçbir anlam taşımıyordu ve müdahale ettim. Bunca zaman sonrasında buluşmak beni çok sevindirdi.”
Rumlar 35 yıldır biliyormuş
RUM askerlerin kemiklerinin bulunması, Kıbrıs Rum yönetiminin 35 yıldır Türkiye aleyhine kullandığı propaganda yalanını da ortaya çıkardı.
1974’te Rumlara esir düşen ünlü savaş muhabiri Ergin Konuksever’in, el konulan fotoğraflarının arasında Rum esirlerin öldürülüp gömüldüğünü gösteren karelerin de bulunduğunu söylemesiyle, dönemin EOKA lideri Nikos Sampson’un daha ilk günden katlimaı bildiği ve onun talimatıyla katliam fotoğraflarının gizlendiği anlaşıldı.
Rum araştırmacı da doğruladı
Ünlü Rum yazar ve araştırmacı Makarios Durusiotis da, Cyprus Mail Gazetesi’ndeki yazısında, Konuksever’in yanısıra Serdarlı’ya giren Türk tank taburunun komutanı Hakkı Borotaş’ın da 10 yıl kadar önce kemikleri çıkartıp DNA testi ile kimliklerini belirleyen BM denetimindeki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne ifade verdiğini belirtti. Durusiotis, Rum yönetiminin askerlerin akıbetini uzun yıllardır bildiğini, Konuksever’den alınan fotoğraflar ile tüm malzemenin EOKA lideri Sampson’a ve onun kurucusu olduğu, günümüzde de milliyetçi yayın çizgisini sürdüren Mahi Gazetesi’ne ulaştırıldığını yazdı.
Hep Türkiye’ye sordular
Oysa Rumlar, esir fotoğraflarını delil göstererek askerlerin akıbetini soruyor ve Türkiye’yi sorumlu tutarak, Rum esirlerin başta Adana olmak üzere Türkiye’nin değişik yerlerinde tutulduğu propagandası yapıyor, BM denetiminde Türkiye topraklarında da araştırma yapılmasını istiyordu.
Kurban yakını: Onca yıl bizi kandırmışlar
Kemikleri bulunan esir askerler Antonis Korelis, Panayiotis Nicolau, Hristoforos Skordis, Yannis Papayiannis ve Yannis Hacıkriakos önceki gün Kıbrıs Rum yönetiminde askeri törenle toprağa verilirken, Skordis’in kızkardeşi Elena, Rum Filileftheros Gazetesi’ne tepkisini şöyle anlattı: “35 yıl boyunca, öldüklerini bildikleri halde bizi karanlıkta bıraktılar. Yakınlarımız hayatta umudunu koruduk. Meğerse 35 yıl boyunca propaganda kurbanıymış.”