Güncelleme Tarihi:
Aldığı yüzlerce tehdit ve hakaret mesajının üzerine, çalıştığı bölümün hocalarına hakkında asılsız bir ihbar mektubu gönderilen Altındiş, terör şüphesiyle Amerika’da uzun bir polis soruşturmasına uğradı. En sonunda haklı olduğu anlaşılınca normal hayatına dönebildi.
30 KİŞİYE BİRDEN
31 Mayıs 2014’te, Abdullah Gül, Harvard Üniversitesi’nde toplanan dinleyicilere Türkiye’nin demokrasi alanında yaşadığı ilerlemeyi anlatıyordu. O sırada söz isteyen Altındiş, polis şiddeti sonucu 6 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı Gezi olaylarının yıldönümüne denk gelen panelde, Cumhurbaşkanı’na “Türkiye’de insanlar ölürken geceleri nasıl uyuyorsunuz” diye sordu. Altındiş o soru sonrasında başına gelenleri ise Hürriyet’e şöyle anlattı: “17 Temmuz’da çalıştığım bölümdeki hocalara bir e-posta gönderildi. Özetle, benim DHKP-C örgütüne üye çok tehlikeli bir terörist olduğumu, bölümdeki herkesin, hatta ailelerinin yaşamlarının bu yüzden tehlikede olduğunu söylüyordu. Ortalama bir Amerikalının terör konusunda hassasiyetini bilen birileri tarafından yazıldığı, örgüte dair verdiği pek çok detaydan belliydi. Mesaj, bölümdeki bütün hocalara gitmişti. 30 kişiye birden. Bir kişiyi bile atlamamışlardı.”
IP ADRESİ ANKARA ÇIKTI
Altındiş, kendisine ait özel fotoğrafların da yer aldığı 19 sayfalık ihbar mesajını hocalardan öğrendiğini belirterek şöyle devam etti: “Boston’da ifade özgürlüğü konusunda uzman avukatlarla görüştük hemen. İnternet alanında tecrübeli avukatlarla da IP adresine ulaşıp araştırttık. Gönderildiği şehir neresi çıktı dersiniz: Ankara. Mesajın gönderici bölümünde bir isim var ama sahte. Gönderildiği tam adrese henüz ulaşamadık. DHKP-C veya başka bir yasadışı örgütle yaşamımın hiçbir döneminde yakından uzaktan bir ilişkim olmadı. İntikam amaçlı saçma sapan iddialar... Bu e-posta’nın amacını idrak edemeyen 1-2 kişi çıksa da pek çok hoca gelip benimle konuştu, destek oldu. Zaten soru konusunu biliyorlardı ve hepsi bu saldırının ne amaçla yapıldığını anladı. Farklı adreslerden bana gönderilen 100 kadar tehdit ve hakaret mesajı da var. Farklı motifler var. İlki ‘Ermeni dölü’, ‘Rum dölü’, ‘Yahudi dölü’, ‘Kansız Kürt’, ‘Sen Türk olamazsın’, ‘Vatan haini’ gibi ırkçı ezberler. Bir de ‘Ülkemizi küçük düşürdün alçak, şerefsiz’ minvalinde çirkin sözler. Ölüm tehditleri de aldım. ‘Seni bulacağız’, ‘Yaşatmayacağız’, ‘Kaçamayacaksın bizden’ diyen çoktu.”
UFACIK PİŞMANLIĞIM YOK
Altındiş şu anda Harvard’a bağlı Joslin Diyabet Merkezi’nde, Nobel’e aday gösterilen ünlü bilim adamı Ronald Kahn’ın laboratuvarında çalışıyor. Yaşadığı bunca olayın ardından o soru için bir pişmanlık hissedip hissetmediği konusunda ise şunları söylüyor: “Ufacık bir pişmanlığım yok. İnsan hakları ihlallerinden mağdur olmuş ailelerde ufacık bir ferahlama yarattıysam o bana bir ömür yeter. Ayrıca cesaret bulaşıcıdır. Bunu Gezi’den de diğer demokrasi mücadelelerinden de biliyoruz. Memlekette o kadar çok insan demokrasi ve özgürlük için bedel ödüyor ki benim yaşadıklarım istisna değil.”