Güncelleme Tarihi:
Son zamanlarda ofise istasyon içinden kestirmeden geçerken adımlarımın hızlandığını farketmeye başladım. Paranoya derdim yok ama kamuflaj giysili, otomatik silahlı askerleri mavi üniformalı polisleri görünce FBİ sözcülerinin açıklamaları aklıma geliyor: '' Grand Central bir numaralı terör hedefi.'' Amerikan Kongre'sinin 2003'te terorist eylemleri araştırmasında 160 önemli hedef tesbit edilmiş. Dört yıl sonra bu rakam 300 bine çıkmış ülke sathında. Ama kışlalar dolusu asker-polis sevketsen kafi gelmez garantili tedbir almaya. Tren istasyonu dışında bir kaç hafta önce bizim 'mahallede'ki Times Meydanı'nda araba içinde yangın bombası patlamadan tesirsiz bırakıldı. Belediye Başkanı Michael Bloomberg '' Uluslararası terorizmin bir numaralı hedefi New York.'' diyor.
Bir kaç yıl önce The Washington Post gazetesine gittiğimde kapıda üniformalı koruma kişisel bilgilerimi içeren kağıdı doldurmamı istedi. Kötü niyetli biri '' Burasını bombalamaya geldim.''diyecek değil ya? Peki kapalı çarşı-pazarlar, müzeler, tiyatrolar? İnsanlar bu yerlere elini kolunu sallayıp giriyorlar. Büyük kent sakinleri hala terör korkusundan sıyrılmış değil.
BM'de 3 hafta sürecek nükleer silahların yayılmasının önlenmesi toplantıları, ABD ve Rusya liderlerinin nükleer başlıkların azaltılması anlaşmasını imzalamaları ümit verici ama o kadar. 10 kadar ülkede nükleer silahların sayısı 5,000'i geçiyor. Oysa bir düzine nükleer silah yerküremizde tüm hayatı söndürmeye kafi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nı bir araştırmasında dünyada El-Kaide dahil 130 terorist örgütün nükleeer silah ele geçirme peşinde olduğu açıklandı. Sovyet bilim adamıVadim Birstein, Rus mafyasının nükleer silah üretecek zenginleştirilmiş uranyumu ülke dışına kaçırdığını ilan etti.
Amerikalılar '' Emniyettemiyiz?'' diye soruyor. Konu iç deÄŸil dış terorizmde. Ne yönetim kadrosu, ordu, siyasiler ne de bilim adamları garanti veremiyor. Amerika'nın modern zamanların terörizmiyle tanışması 1960'lı yılların sonuna rastlıyor. Olaylar filim ÅŸeridi gibi geçiyor. Irk ve din eÄŸilimli tedhiÅŸ eylemleri, havra ve kiliselere saldırılar, ideolojik gruplaÅŸmalar, devlete karşı anarÅŸizm. Charles Manson'ın kız çetesinin hamile Sharon Tate ve dört arkadaşını Hollywood'daki evlerini basıp öldürmesi, Symbionese Özgürlük Ordusu'nun neferi basın kralı Hearst'ün torunu Patricia'nın gazetelerde omuzunda otomatik silahlı resmi, Murat Topalyan'ın kurduÄŸu ''Sözde Ermeni Soykırımının Adalet Komandoları''örgütünün kirası ödenmeyen bir deponun açıldığında silah ve cephaneler ortaya çıktığında Ermeni terör lideri tutuklanıp hapse gönderilmesi, Timothy McVeigh'n Oklahoma'da bir devlet binasını havaya uçurup 168 kiÅŸinin ölümüne sebeb olması, ardından zehirli sıvı iÄŸnesiyle idamı anılarımda hala canlı. Â
'Weather Underground', 'Black Liberation Army' gibi örgütlerin ömrü kısa oldu. Son yıllarda militan Amerikalılar bazı kentlerde ''Hayvan Özgürlük Cephesi'' adlı örgütler kurup hayvanlara eziyet çektirdikleri gerekçesiyle New York Sirki araçlarını yaktılar. Aynı örgüt Minnesota Üniversitesi laboratuarına baskın yaptılar, 55deney hayvanını kafeslerden çıkarıp açık araziye saldılar. Lüks giyim eşyası satan mağazaların vitrinlerine boya ile ' Kürk cinayettir.''yazdılar. İnsan kaybına sebeb olmadığı için polis olayların üstüne fazlaca eğilmedi.