Güncelleme Tarihi:
***
Ailenin ilk göz ağrısı benim.
Ama en son ben evlendim.
Liseyi bitirdikten sonra 1969 yılında Fransa’ya yüksek öğrenim yapmak için giderken, “Aman ha Fransız bir gelin getirme oğlum!” diye sıkı sıkı tembihlemişti.
1973 yılında yüksek öğrenimime devam etmek için Almanya’ya geçtiğimde de benzer şeyler söylemişti.
Üniversiteyi bitirdim işe başladım.
Ama hala bekardım.
Ne zaman Türkiye’ye gitsem annem “Oğlum yeter artık, evlen de torunlarımı göreyim” diyordu.
Hatta artık Türk, Fransız, Alman ayırımı bile yapmıyordu.
Onun için önemli olan benim evlenmemdi.
Çünkü ailenin en büyük evladı bendim.
Diğer kardeşlerimin hepsi evlenmişlerdi.
Çocukları bile olmuştu.
Yani annem onlardan olan torunlarını bile görmüştü.
Ama belli ki, benim çocuğumu da, yani en büyük evladının çocuğu olacak torununu da görmek, kucağına almak istiyordu.
Olmadı...
Benim evliliğimi de, doğan çocuğumuzu, yani torununu da göremedi.
***
Annemi kaybetmezden 5 yıl önce, henüz arkadaş olduğumuz dönemde tanıştırdığım ve çok sevdiği şu andaki dahiliye uzmanı eşimle evlendik biz.
1996 yılında da tek oğlumuz, annemin göremediği, kucağına alamadığı torunu Berk Ömer doğdu.
İşte bu yılki anneler gününde babaannesini hiç görmeyen, babaannesinin hiç görmediği, göremediği torunu Berk Ömer de ona bir kırmızı gül alıp vazoya koymuş.
***
Canım anneciğim...
İşte sana bu kırmızı gülü getiren torunun artık koskocaman bir delikanlı oldu.
Senin tabirinle kazık kadar adam oldu.
Üniversiteye gidiyor.
Hukuk öğrenimi yapıyor.
Fakülteyi bitirmesine de bir yıl kaldı.
Sadece fotoğraflarından tanısa da, seni çok çok seviyor.
Görseydin gerçekten sen de onu çok çok severdin.
Evet, sen bizden çok uzaklardasın.
Ama her zaman yanımızdasın.
Her zaman içimizdesin.
Anneler günün kutlu olsun.
Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.