Güncelleme Tarihi:
SERGİNİN açılışında konuşan Yunus Emre Enstitüsü Direktörü Dr. Yılmaz Bulut, amaçlarının, Alman sanatçıların Eskişehir’le bağlantılarını kurmak ve Anadolu’nun bilinmeyen yönünü Almanya’da tanıtmak olduğunu söyledi. Almanya’da genellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi şehirlerin bilindiğini belirten Bulut, şöyle konuştu: “Fakat diğer şehirler hakkında fazla bilgi bulunmuyor. Bundan dolayı da amacımız Anadolu’daki bir şehri tanıtmaktır. Öyle bir şehir ki, modern mimarisiyle geleneksel sanatların yaşatıldığı şehir olan Eskişehir’i tanıtarak yeni bir marka şehir oluşturmayı hedefledik. Tanıtımımıza katkıda bulunan fotoğraf sanatçısı Wolfgang Rieger’in objektifinden ve Prof. Jens Gussek’in çizgileriyle ‘Bir Anadolu Şehri Eskişehir’e katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca projede yer alarak destek veren Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan ve yönetimine de çok teşekkür ediyorum.”
HERKESİ ESKİŞEHİR’E BEKLİYORUZ
Resim sergisine destek veren Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Batı Avrupa Programları Sorumlusu Atilla Doğan da Eskişehir’in tarihi önemine vurgu yaparak, kentin M.Ö. 3000 yıllarına kadar varan eski bir yerleşim yeri olduğuna dikkati çekti. Eskişehir’in günümüzde Türkiye’nin eğitim, kültür, sanat başta olmak üzere bilim ve teknoloji merkezi olduğunu, turistik özellikleriyle de öne çıktığını belirten Doğan, sunları söyledi:
“Kent, eğitimli ve çok kültürlü nüfusuyla ilgi görmekte ve yeni yerleşenlerin dahi kısa zamanda uyum sağlayabildiği bir ortama sahip. Tarihi mekanları, tatlısından tuzlusuna, böreğinden çorbasına kadar kente özgü lezzetlerle de öne çıkıyor. Sergiyle, öğrenci sayısı bakımından dünyanın üçüncü büyük üniversitesi olan Anadolu Üniversitesinin merkezinin bulunduğu bu kenti yakından tanıma fırsatı bulacağınıza inanıyorum. Herkesi Eskişehir’i görmeye davet ediyorum.”
ESKİŞEHİR’DEN ÇOK ETKİLENDİM
Fotoğraf sanatçısı Wolfgang Rieger ise şöyle konuştu: “Anadolu denince akla kurak bir coğrafya gelir. Eskişehir’i görünce yeşil doğasından çok etkilendim. Odunpazarı mevkiindeki ahşap evlerin restorasyonu, şehirdeki el sanatları, genç nüfusun fazlalığı, insanların sıcakkanlılığı ve fotoğraf sanatçılarının bolca resim çekebileceği güzelliklere sahip bir şehirdir. Yabancı gezginler için de ulaşımı kolay bir şehirdi. Anadolu’yu yaşamak isteyenler mutlaka Eskişehir’i gezmeli, fotoğraflara yansıttığım güzellikleri yerinde görmelidirler. Tramvayda giderken bir Türk gencinin bana yer vermesi beni yaşlandım diye düşündürürken, diğer yandan yaşlılara hürmet eden gençleri görünce çok sevindim. Resimlerin bir kısmını siyah beyaz bastırarak fotoğraflara ayrı bir ağırlık kazandırdım. Renkli olanlarda ise renklerin gücünü kullanarak görsel olarak zenginleştirmeyi tercih ettim. Böyle güzel bir kenti fotoğraflamaktan dolayı çok mutluyum."