Bilderberg hâlâ dünyanın en gizli hükümeti mi?

Bu sene ABD’nin Virginia eyaletindeki Chantilly kasabasında yapılan Bilderberg toplantısına katılmak için davet aldığımda henüz gazetecilik kariyerimdeki yeni durağın pek yakında Washington olacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Dolayısıyla da davete icabetin benim için son dönemde iyice içe dönük yaşadığımız Türkiye siyasetine bir mola, dünyayla ilişkisi kuşbakışı olanların son dönemdeki ruh haline tanıklık diye özetleyebileceğim ‘merak merkezli’ bir karar olduğunu söyleyebilirim.

Komplo teoriciliği sadece bizim ata sporumuz değil

Komplo teorilerini neredeyse ata sporu haline getirdiğimiz ülkemizde bugüne kadar Bilderberg üzerinden üretilmiş şaşaalı senaryolara göz atarken Batılı bir takım blog’cuların bizdekileri çırak çıkardığını görünce biraz hayal kırıklığına uğramadım dersem yalan olur. Amerika’daki bağımsız web-siteleri arasında gezinirken Bilderberg’in zaten kamuoyuna açıkladığı katılımcı listesinden gazeteci kategorisinde iki ismin cımbızlandığını fark ettim. Biri İngiltere’de David Cameron’ın başbakanlığı döneminde görev yapan eski Maliye Bakanı George Osborne, diğeri de ben!

Evet... George Osborne yaklaşık 2.5 aydır Londra’da yayımlanan ve ücretsiz dağıtılan Evening Standard gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yapıyor ama bu onu ‘gazeteci’ olarak yazıp geçmenin bahanesi değil. Hiç gazetecilik geçmişi olmayan Osborne’un Brexit referandumu sonrası başbakanlık koltuğuna oturan Theresa May tarafından görevden alındığını ben size hatırlatmış olayım.

Dahası bu sene Bilderberg’e katılan gazeteciler olarak sayımız iki değil 12’ydi. Hem de aramızda Economist ile Bloomberg’in yayın yönetmenleri, Financial Times’ın en ünlü köşe yazarlarından Gideon Rahman ve Martin Wolf varken Osborne ve beni sanki başka gazeteci yokmuş gibi yazmak hızlı skor mantığıyla sosyal medyada yazılan şeylerin güvenilirliği konusunda bir fikir versin sizlere. Katılımcılarla ilgili merakınız varsa tam listeyi bulabileceğiniz internet adresi http://www.bilderbergmeetings.org/participants.html  

Bu adreste biraz gezinirseniz katılımcıların yanı sıra tartışılan konuların da kamuoyuna açıklandığını göreceksiniz.

Bilderberg toplantıları ismini 31 Mayıs 1954’te ilk toplantının yapıldığı Hollanda Oosterbeek’teki otelden almış. Hotel De Bilderberg’deki ilk toplantı transatlantik ittifakının çatı örgütü NATO’nun kurulmasından beş sene sonra yapılıyor. II. Dünya Savaşı’nı takiben kurulmakta olan yeni dünya düzenine yön veren siyasetçilerin, ekonomistlerin ve iş dünyası temsilcilerinin yanı sıra sosyo-kültürel alanda etkin isimlerin davet edildiği gayri resmi toplantı formatının transatlantik ittifakın diri tutulmasında önemli bir fonksiyonu olduğu yadsınamaz.

Bilderberg toplantılarına yıllarca ‘dünyanın gizli hükümeti’ muamelesi yapılması tam da bu yüzden. Ancak Bilderberg’in 65’inci buluşmasına katılmış bir gazeteci olarak bugün artık toplantıya atfedilen derin anlamların epey boşa düştüğünü düşünüyorum.

Bilderberg kafeine yüklenmeden bitmez

Katılımcılar yine ziyadesiyle üst düzey, tartışılan konular yine fevkalade can alıcı ama dünya eski dünya değil. Kapalı kapılar arkasında konuşulan hiçbir şey gerçek zamanlı ve çoğulcu iletişim çağının yeni karakterini yenecek güce sahip değil. Podyumdaki isimler ne kadar afili olursa olsun paneller sürerken neredeyse herkes 10 dakikada bir (bazılarımız daha sık aralıklarla!) akıllı telefonlarımızla, tabletlerimizle kaçamak yapıyordu.

Bu noktada Bilderberg’in katılımcıların odaklanma potansiyelinin sınırlarını zorlayacak bir tempoda geçtiğini söylemek durumundayım. Birbiri arkasına dizilmiş panel aralarında kafeine yüklenmeden günü tamamlamak neredeyse imkânsızdı.

Trump yönetimi ilerleme raporu

Can damarları küreselleşme üzerine kurulu bir düzenin siyaset ve ekonomiden temsilcilerini bir arada tutan Bilderberg’de bu sene tartışılan ana konulardan biri kuşkusuz ABD’de başkanlık koltuğuna oturduktan sonra yıllarca uluslararası bir emlakçı olarak beslendiği küreselleşmeye düşman kesilen Trump’ın politikalarıydı. Bunun sürprizli bir yanı olmadığı gibi Bilderberg sekretaryası oturumlardan birinin ‘Trump yönetiminin ilerleme raporu’ başlığını taşıdığını kamuoyuna ilan etmişti. ‘Dünyanın gizli hükümeti Trump’ı düşürmek için toplandı’ başlıklı haberleri yazanlar, Trump’ın en yakın kurmaylarından Ticaret Bakanı Wilbur Ross (Suudi Arabistan ziyareti sırasındaki meşhur kılıç dansının performans sanatçılarındandır ayrıca) ile Beyaz Saray’ın en yetkili isimlerinden Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ın da orada olduğunu pas geçtiler.

Jens Baba n’aber?

Meslektaşım ve arkadaşım Aslı Aydıntaşbaş dört sene önce Londra’nın kuzeyinde bir otelde yapılan Bilderberg toplantısına katıldıktan sonra yediği güzel yemeklerden dem vuran bir yazı kaleme almıştı. Ben Bilderberg toplantısında herhangi bir uluslararası konferansta denk gelebileceğiniz standart bir ağırlamanın ötesinde bir durumla karşılaşmadım. Zaten katılımcıların hepsi otel ücretlerini kendisi ödüyor. Chantilly’deki Westfields Marriott’un mutfağından çok etkilendiğimi de söyleyemem. Açık büfe formatındaki yemeklerde tabağınızı doldurup istediğiniz masaya istediğiniz kişinin yanına oturma lüksü ise Bilderberg’i ilginç hale getiren temel şey. Sıfatların ortadan kalktığı, herkesin birbirine ilk ismiyle hitap ettiği bir atmosfer Türkiye’de çok alışık olduğumuz bir şey değil. Düşünün... İşi NATO Genel Sekreteri’ne ‘Jens Baba n’aber?’ diyecek noktaya vardırdıysanız ne kendisinin ne de etrafındakilerin kaşı kalkıyor.

Dünya gözüyle 94 yaşındaki Henry Kissinger’ı görüp dahası sohbet etmek, ‘Rahmetli Süleyman Demirel gibi maşallah, ne hafıza’ demeden edememek... Google’ı Google yapan Eric Schmidt’le siber savaşlar üzerine bir tartışmada kaybolmak... Eski MI6 Başkanı John Sawers’la akşam yemeğindeki kuzu etinin kıvamını çekiştirmek... İşte bunlar hep Bilderberg.

Şampiyonlar Ligi finalinde neler oldu

Bilderberg’i sıkıcı hale getirense orta yaşlı erkeklerin hegemonyası. 131 katılımcı arasında sadece 24 kadındık. 30 yaş altında sadece 2 kişi, siyah tenli ise sadece 1 kişi vardı. Aşağı yukarı aynı yaş grubundan olan, her biri ya bir ülkeyi ya da bir uluslararası kurumu ya da şirketi yöneten Bilderberg erkekleri buldukları ilk fırsatta otelin spor salonuna inerek koşu bandında ter attılar. 2.5 gün süren toplantının en renkli anını düşünmeye çalışıyorum da... Sanırım Bilderberg erkeklerinin otelin barında Real Madrid ve Juventus ile karşı karşıya getiren Şampiyonlar Ligi Finali’ni izlerken sergiledikleri coşkunun üzerine çıkan bir anımız olmadı. Anlayacağınız batı cephesinde yeni bir şey yok!

Protestoların eski tadı yok

Geçmiş senelerde, özellikle de Occupy Wall Street (Wall Street’i İşgal Et) hareketi döneminde Bilderberg toplantılarını protesto edenler anlamlı kalabalıklar oluşturmayı başarmıştı. Bilderberg protestocularının en önemli özelliği, kapalı formatı deşifre etmeye dönük çabaları. Bu nedenle ellerinde küçük kameralarla toplantının yapıldığı otelin yakınlarına ya da yabancı konukların varış noktası olan havaalanlarına konuşlanıyorlar ve çektikleri videoları sosyal medyaya yüklüyorlar. Toplantılara üst düzey katılım nedeniyle alınan geniş güvenlik zırhını delmeleri genelde pek mümkün olmuyor ama küçük kalabalıklarla çok ses çıkarabilme konusunda maharetliler. ABD’nin başkenti Washington’a sadece 40 kilometre uzaklıktaki Chantilly kasabasındaki son toplantının yapıldığı Westfields Marriott’a girerken toplam 5, otelden çıkarken ise toplam 3 protestocu saydım.

2017’nin katılımcıları

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg

IMF BaşkanıChristine Lagarde

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster

ABD Senatörü Lindsey Graham

Eski AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barosso

Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger

Hollanda Kralı Willem Alexander

Eski CIA Başkanı John Brennan

Airbus CEO’su Thomas Enders

Ryan Air CEO’su Michael O’Leary

Alphabet Başkanı Eric Schmidt

Palantir CEO’su Alex Karp

Kanada Maliye Bakanı William Morneau

İspanya Ekonomi Bakanı Luis de Guindos Jurado