Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2008 09:00
Son dönemde Türkler ve suç işleyen gençler konusundaki sert yayınları üzerine Bild’in 1 numarası Diekmann’ı arayarak bunun nedenini sorduk.
Diekmann, Hürriyet’e yazdığı mektupla cevap verdi. İşte mektubun özeti:
"SEVGİLİ okurlar, Hürriyet’ten meslektaşım, İsmail Erel, bana endişe içinde Bild’in Türk düşmanı bir düşünceye mi sahip olduğunu sordu. Bunu sormasının nedeni ise, Bild’in ve diğer büyük Alman basınının Münih metrosunda 76 yaşındaki bir emeklinin iki genç tarafından vahşi bir saldırıya uğramasına tepkisi. Ben baştan, Bild’in Türk düşmanı bir düşünceye sahip olmadığını vurgulamak istiyorum. Bild her zaman, Türk-Alman dostluğunun derinleştirilmesinden yana olmuş, hiçbir zaman Türk düşmanı olmamıştır.
Faillerin suç dosyası kabarık. Onlarca gasp, hırsızlık ve adam yaralama suçları var.
İKİ TEMEL SORUN
1- Böyle insanlar neden hala serbest dolaşabiliyorlar? Gençlik Yasamız çok mu yumuşak? Yoksa mahkemelerimiz mi yumuşak davranıyor? Şimdiki tartışmanın temel sorunlarından biri bu: Adalet sistemimizin, faillerin Alman, Türk, Çin ya da Sırp olmasına bakmaksızın, iflas edip etmediği.
2- Yabancılar, Almanya’da yaşayan nüfusun sadece yüzde 9’unu oluşturuyor. Ancak işlenen tüm şiddet olaylarının yüzde 25’inden sorumlular. Bu da tartışmanın ikinci temel sorunu: Yabancıların Almanya’ya uyumunun bu kadar aleni şekilde başarısız olması...
Bu iki sorunun yabancı, hatta Türk düşmanlığıyla hiçbir ilgisi yok. Faillerden birinin türk, diğerinin Yunan olması tesadüf. Aynı şekilde bunlar Polonyalı, Rus, Yugoslav ya da Kürt olabilirdi. Tartışma yine aynı olurdu. Gerçekte de, örneğin Berlin’de, şiddet içerikli suç unsurlarını işleyenlerin çoğu Türk değil, Arap ailelerden geliyor.
Bu tartışma o yüzden Türkler ya da Yunanlılar üzerine yapılan bir tartışma değildir. Tartışma, yargımız ve uyum konusundaki önlemler üzerinedir. Bu tartışma, neyi daha farklı yapmamız gerektiğini gösteriyor. Başbakan Merkel çok haklı şekilde şöyle dedi: ’Almanya’da işlenen tüm şiddet olaylarının yarısının 21 yaşın altındaki insanlar tarafından, bu insanların da yarısının yabancı gençler tarafından işlendiğini görmezden gelemeyiz.’
Ve gözlerimizi, şiddet kurbanlarının çoğunun da yabancı olduğu, hatta saldırganla aynı milliyetten olduğu gerçeği karşısında da kapatamayız.
Bu şiddeti önlemek hem devletin hem de misafirlik hakkının görevidir."
Kai Diekmann