Güncelleme Tarihi:
BU ülkede yaşayan Türk kökenlilerin yüzde 20’si de yalnız Almanya’ya “Vatanım” diyor.
Bu oran önümüzdeki yıllarda hiç şüphesiz daha da artacaktır.
Çünkü Almanya’da doğup büyüyen yeni nesillerin önemli bir bölümünün artık Türkiye ile bağlantısı, biz kabul etsek de etmesek de, her geçen gün azalmaktadır.
Türkiye, tıpkı diğer Almanlar gibi onlar için de sadece bir tatil ülkesidir.
Ama böyle olduğu halde, ne yazık ki, Almanya’daki Türklerin ve Türk kökenli insanların çok büyük bir bölümü, kendilerine eşit davranılmadığı ve ikinci nısıf vatandaş muamelesi gördükleri, yani dışlandıkları hissi taşımaktadır.
Almanya’da yaşayan 18-35 yaş grubu Türkler ve Türk kökenliler arasında yapılan bir kamuoyu yoklamasında, bu insanların yüzde 65’inin bu ülkenin vatandaşlarıyla eşit haklara sahip olmadıkları görüşünü paylaştıkları ortaya çıktı.
Bu rakam gerçekten tedirgin edicidir.
Bu ülkede doğup büyüdükleri, tüm sosyalizasyonlarını bu ülkede aldıkları, bu ülkede eğitim ve yüksek öğrenim gördükleri halde, bu insanların kendilerine eşit davranılmadığı hissi taşımaları gerçekten tedirgin edicidir.
***
Federal Anti Dışlama Dairesi adına yapılan bir kamuoyu yoklamasında, Almanya’da yaşayan her üç kişiden birinin (Almanlar da dahil) geçtiğimiz yıllarda dışlandığını söylediği saptandı.
İşyerinde dışlamalar yüzde 48.9’a, resmi dairelerde yüzde 27.8’e, eğitim kurumlarında yüzde 27.7’ye konut piyasasında yüzde 18.6’ya ulaşmış.
Bu rakamlar Türkler ve Türk kökenlilere dönük olarak hiç şüphesiz çok daha yüksektir.
Daha önceki yıllarda yapılan bir bilimsel araştırmada, Almanya’da yüksek öğrenim görmüş Türklerin ve Türk kökenlilerin buradaki dışlamalardan bıktıkları ve kendilerine daha iyi bir gelecek gördükleri için Türkiye’ye gittikleri saptanmıştı.
***
İşte kısa bir süre önce Belçika’da yapılan benzer bir araştırmada da benzer sonuçlar alınmış.
Belçika’da doğup büyüyen ve orada yüksek öğrenimlerini bitiren Türk kökenlilerin çoğunun geleceklerini Türkiye’de gördükleri saptanmış.
Özellikle son dönemlerde aşırı İslamcı teröristler tarafından girişilen saldırılardan sonra kendilerine de terörist gözüyle bakılmaya başlandığını ve bu durumdan da son derece rahatsız olduklarını söylemişler.
Bu yüzden de doğru dürüst tanımadıkları Türkiye’ye gidip, orada yeni bir yaşama başlayacaklarını da.
Yani bıktıran dışlama onları Türkiye’ye yönlendirmiş.
Gerçekten özellikle son dönemlerde çeşitli Avrupa ülkelerinde Müslümanlara dönük önyargıların arttığı belirgin bir şekilde görülmektedir.
Avrupalıların çoğu önümüzdeki 30-40 yıl içinde Avrupa’da Hıristiyanlardan çok Müslüman yaşayacağını bile düşünmektedir.
Hem de şu anda 500 milyondan fazla nüfuslu Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde sadece 15 milyona yakın Müslüman yaşadığı halde.
***
Yapılan bilimsel çalışmalar, bu düşüncenin tamamen yersiz ve saçma olduğunu ortaya koymaktadır.
Örneğin 82 milyon nüfuslu Almanya’da 4 milyon civarında Müslüman yaşadığı halde, Almanların çok büyük bir bölümü ülkedeki Müslüman oranının yüzde 21’i (gerçek oran yüzde 5) bulduğu görüşünde olduğu saptanmıştır.
Bu durum diğer Avrupa ülkelerinde de çok daha farklı değildir.
Fransa’da nüfusun sadece yüzde 7.5’i Müslüman olduğu halde, Fransızlar bu oranın yüzde 31 olduğunu düşünmektedir.
Polonya’da sadece her bin kişiden biri Müslüman olduğu halde, Polonyalılar bu oranın yüzde 7 olduğu görüşündedir.
Macaristan’da da öyle.
Bu ülkelerde yaşayan Türklerin ve Türk kökenlilerin, diğer göçmen kökenlilerin eşit haklara sahip vatandaş oldukları hissi taşıyabilmeleri için önce yerli halkların bu önyargılardan kurtulmaları gerekmektedir.
Barış içinde birlikte yaşam için bu gereklidir.