Güncelleme Tarihi:
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, günlük basın toplantısında Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilip edilmeyeceğine ilişkin soruları yanıtladı.
"ABD, iadeye ilişkin Türk hükümetinden herhangi spesifik bir talep almadı" ifadesini kullanan Earnest, bu tür talepleri genellikle kamuoyu önünde tartışmadıklarını belirtti.
Earnest, "Ancak sayın Gülen’le ilgili olarak, Türk hükümetinden şu ana kadar bir iade talebi almadık. Eğer bu talep gelirse ve geldiğinde, bunu ABD ile Türkiye arasında 30 yılı aşkın süre önce imzalanan Suçluların İadesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Anlaşması'na göre değerlendireceğiz" diye konuştu.
Earnest, bu noktada iade kararında, ilk önce suçun söz konusu anlaşmayı kapsayıp kapsamadığının değerlendirileceğini, sonrasında ise ABD’nin dışişleri ve adalet bakanlıklarının anlaşmadaki istenilen delillerin karşılanıp karşılanmadığına yönelik ortak değerlendirmede bulunacağı bilgisini verdi.
Earnest, ABD’nin Gülen’e yataklık ettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, "Gerçek şu ki şu ana kadar iade talebi ortaya konulmadı" dedi.
Josh Earnest'in basın toplantısının neredeyse tamamına yakın kısmında Türkiye’deki gelişmeler ele alındı.
"ABD, NATO müttefiki Türkiye ile olan önemli ilişkisine fazlasıyla değer veriyor" diyen Earnest, bu doğrultuda da ABD’nin Türkiye’deki darbe girişimini güçlü bir şekilde kınadığını bildirdi.
Earnest, ABD’nin Türkiye’nin demokratik yollarla seçilmiş hükümetini ve demokratik kurumlarını desteklediğini belirterek, bu desteğin birçok seviyedeki Türk yetkililere iletildiğini kaydetti.
ABD Başkanı Barack Obama’nın da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kısa süre içinde bir görüşme yaparak, bu desteği bizzat iletme fırsatı bulacağını ifade eden Earnest, görüşmenin ne zaman gerçekleşeceğine dair kesin bir zaman belirtmedi.
Earnest, Türk yönetiminin darbe girişiminin ardından, hafta sonu attığı adımların bazılarının hatırlatılması üzerine, "Türk hükümetinin şu anda olağanüstü bir duruma karşılık verdiği" bilgisini paylaştı.
Türkiye’de tüm taraflara itidalli davranma, hukukun üstünlüğüne uygun hareket etme ve istikrarsızlık ya da şiddeti artırabilecek adımlardan kaçınılması çağrısında bulunduklarını yineleyen Earnest, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer ABD hükümeti, Türkiye’deki başarısız olmuş bir darbeden kaygı duyuyorsa, Türk hükümetinin bu başarısız olan darbeden daha fazla kaygı duyduğunu düşünebilirsiniz. Dolayısıyla onların kaygıları anlaşılabilir."
Beyaz Saray Sözcüsü Earnest, Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğunu vurgulayarak, Türk hükümeti ve halkının uzun zamandır demokrasilerinden gurur duyduğunu anımsattı.
Earnest, Türkiye’nin darbe girişimine ilişkin soruşturmasında ülkesinin kaynaklarını sunmaya hazır olduğunu ifade etti.
Darbe girişimini ne zaman öğrendiklerine dair bir soruyu ise Earnest, açıkça yanıt vermekten kaçındı.
Beyaz Saray Sözcüsü Earnest, Türkiye’deki olağandışı askeri hareketliliğin olduğuna dair 15 Temmuz günü haberlerin bulunduğuna vurgu yaptı.
ABD’li yetkililerin de Türk muhataplarıyla devamlı temas halinde bulunduğunu kaydeden Earnest, "Açıkçası bu Türkiye içinde bir kaç saatlik karmaşık bir durumdu. Bunun Türk hükümeti dahil, Türkiye’deki tüm insanlar için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Türkiye dışında bulunan insanlar için tam olarak ne olduğuna dair net bir şey yoktu" diye konuştu. -
TÜRKİYE’NİN NATO ÜYELİĞİ
Beyaz Saray Sözcüsü Earnest’e, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Türkiye’nin NATO üyeleri için zorunlu olan demokratik hükümet modeline uymadığının belirlenmesi durumunda üyeliğinin risk altına olacağına dair açıklamaları da soruldu.
Türkiye’nin Anayasası'nda evrensel değerlerin ve hakların kutsal olarak kabul edildiğine dikkati çeken Earnest, bu değer ve yasaların korunmasının önemine değindi.
Earnest, bu noktada Türk hükümetine daha önce de kamuoyu önünde ve özelde hatırlatmalarda bulunduklarını belirterek, darbe girişimi sonrasında da muhataplarına bunu ileteceklerini kaydetti.
Earnest, "Türkiye’nin NATO’daki üyeliğine gelince Türkiye’de demokratik yollarla seçilmiş sivil hükümetlerin bulunmadığı dönemlerde dahi, onlar NATO’nun üyesiydi. Bu konudaki gerçek budur" değerlendirmesinde bulundu.