Ahmet KÜLAHÇI
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2016 11:17
Çoğu sığınmacı, göçmen kökenli gençlerden oluşan bir grup. Başkent Berlin’in Neukölln ilçe belediyesinin önünde bir araya gelmişler. Aralarında imamMohamed Taha Sabri ile ‘Neukölln Buluşma Merkezi’ üyeleri de var. Önlerinde, “Güller sınırları ve kalpleri açar” yazılı bir pankart. Ellerinde güller. “Kadınlara saygı” diyorlar ve gül dağıtıyorlar. Amaç, yılbaşı akşamı ve gecesi başta Köln olmak üzere Almanya’nın bazı kentlerinde “Kuzey Afrikalı ve Arap görünümlü” oldukları ileri sürülen bazı ‘sapıkların’ genç kız ve kadınları taciz etmelerini, çanta ve cüzdanlarını çalmalarını kınamak. Bu ve benzer davranışları kesinlikle benimsemediklerini, yerli halka da göstermek.
Alman kültürünü, Almanya’daki özgürlükçü demokrasinin temel değerlerini herkesin, sığınmacıların da göçmen ökkenlilerin de kabullenmesi gerektiğini haykırmak. Tabii aşırı sağcı ırkçı çevre ve partilerin, Almanya’daki barış içinde birlikte yaşamı dinamitlemesine izin verilmemesi için sağduyulu herkesin birlikte hareket etmesini de. “Biz Müslüman olarak kadın ve erkeklerin dayanışma içerisinde olmalarını istiyoruz” diyorlar.
“Biz Müslüman olarak kadınlara saygı gösterilmesini istiyoruz” diyorlar.
İmam Mohamed Talha Sabri de “Kadınların onuruna saldırıya kesinlikle göz yumulmamalı” diyor. “Cennet anaların ayağı altındadır” diyerek, İslam dininde kadının ayrı bir yeri olduğunun altını çiziyor.
Neukölln’de güller dağıtılıyor. Neukölln’de Berlin’li kadınların gönülleri alınıyor.
Bir gün sonra Dresden’de PEGIDA kısa adıyla tanınan “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Avrupalı Yurtseverler” sokaklara dökülmüş. Müslümanlara, sığınmacılara, göçmen kökenlilere kin kusuyorlar.
“Defolup gitsinler!” diyorlar.
“Bizim kültürümüzü yozlaştırıyorlar” diyorlar.
“Sosyal sistemi sömürüyorlar” diyorlar.
Evet, Neukölln’de gül dağıtılıyor, Dresden’de kin kusuluyor.
Ya Alman kökenli Rus göçmenlere ne demeli?
Kısa bir süre önce Rus medyasında 13 yaşında Rus kökenli bir kız çocuğunun Berlin’de ‘birkaç
sığınmacı’ tarafından kaçırılıp, kendisine saatlerce tecavüz edildiği yönünde
haberler yer aldı.
Hatta Rusya Dışışleri Bakanı Sergey Viktoroviç Lavrov devreye girip, Alman makamlarını bu olayı kapatmak istemekle suçladı.
Bu tutumu tasvip etmediklerini telefonla aradığı Federal Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’e de söyledi.
Sonradan Rus kökenli kız çocuğunun okulda sorunu olduğu, yönetimin annebabasıyla konuşmak istediğini duyunca korkusundan evlerine gitmeyip, tanıdık bir gencin evinde gecelediği ortaya çıktı. Ancak cinsel taciz ve tecavüz iddialarının tamamen uydurma olduğu da ortaya çıktı. Böyle olduğu halde, Berlin’de ve Baden Württemberg Eyaleti’nin çeşitli kesimlerinde, Alman ökkenli Rus göçmenler sokaklara dökülüp “Sığınmacılara hayır” gösterileri düzenledi.
“Biz cürüm işleyenleri burada istemiyoruz”.
“Biz kültürlüyüz, onlar kültürsüz”.
“Onlar başka dünyanın insanları”.
“Defolup gitsinler!” diye slogan attılar.
Evet...
Dönemin Sovyetler Birliği Lideri Mihail Gorbaçov’un ‘Glasnost’ (Saydamlık) ve ‘Perestroyka’ (Yeniden Yapılanma) politikasıyla tarihe karışan ve 1990’lı yılların başında eski Sovyet ülkelerinden Almanya’ya gelen Alman asıllı Rus göçmenler de bir zamanlar bu ülkede ‘sığınmacılar’ gibiydi.
Onlar da konteyner evlerde, çadırlarda, dev spor salonlarında barındırılmışlardı.
Ama görülüyor ki, her şeyi çabuk unutmuşlar...