Güncelleme Tarihi:
Almanya’da 24 Eylül’de genel seçimler yapılacak.
İşte o yüzden bu tartışmaların genel seçimler öncesi biteceğini düşünmek biraz değil epeyce saflık olur.
Nitekim her ne kadar aynı zamanda Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) Genel Başkanı olan Başbakan Angela Merkel, çifte vatandaşlık tartışmalarına sıcak bakmasa da, parti tabanından gelen yeniden opsiyon model (Almanya’da dünyaya gelen göçmen kökenli çocuklara doğuştan Alman vatandaşlığı da verilmesi, ancak 18-23 yaşları arasında tek vatandaşlıkta karar kılınması) uygulamasına geçilmesi talebine karşı çıksa da, seçim kampanyası boyunca bu konunun gündemde tutulması da kesin.
***
Başbakan Merkel, şu ana kadarki kararlı tutumunu sürdürüp “İki pasaportlu Türk kökenli biri, yalnız Alman vatandaşlığına sahip Türk kökenli biri kadar Almanya’ya sadık olabilir” diyor.
Haklı da.
Ama kardeş parti olarak bilinen Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU), çoktandır ‘opsiyon model’e geri dönüşü savunuyor.
CDU’lu bazı politikacılar da seçim programında opsiyon modele geri dönülmesinin yer almasını istiyor.
Bakalım Angela Merkel, parti içinden ve tabanından gelen baskılara daha ne kadar dayanabilecek.
***
Almanya Federal Cumhuriyeti’nin tarihinde ilk kez 2013 yılındaki genel seçimlerde yüzde 5 barajını aşamayıp parlamento dışında kalan Hür Demokrat Parti (FDP) de ileriye dönük olarak ‘tek vatandaşlık’ta kararlı.
FDP, en çok 4’üncü nesilden itibaren kimseye çifte vatandaşlık hakkı verilmemesini istiyor.
CDU’lu Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’in de vatandaşlığın nesilden nesile miras kalmasını engellemek için bazı çalışmalar yaptığı, daha doğrusu yaptırdığı da bilinmekte.
Yani şu anda Alman vatandaşı olan göçmen kökenlilerin torunlarına çifte vatandaşlık yolunun tamamen kapatılması isteniyor.
Daha önce de yazdım.
Yine yazıyorum.
Şayet böyle bir uygulama hayata geçirilecekse, bu uygulama ülkede yaşayan tüm insanlar için geçerli olmalıdır.
***
İrlanda, Birleşik Krallık (İngiltere), İtalya, İspanya, Portekiz, Hollanda, Lüksemburg, Belçika, Fransa, Norveç, İsveç, Malta, Güney Kıbrıs, Danimarka, Avusturya, Yunanistan, Slovenya, Finlandiya, Litvanya, Letonya, Estonya, Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan, İsviçre, Kosta Rika, Ekvator, Paraguay, Brezilya, Bolivya, Arjantin, Küba, Panama, Nikaragua, Guatemala, Meksika, Beliz, El Salvador, Honduras, Nijerya, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Eritre, Suriye, Irak, İran, Afganistan, Tayland, Lübnan, Angola, Dominik Cumhuriyeti, İsrail gibi ülkelerden gelenler Almanya’da çifte vatandaşlık hakkına sahiptir.
Tüm Almanlar da Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinde çifte vatandaşlık hakkına sahiptir.
Ama nedense yalnız Türklerin çifte vatandaşlığı tartışılıyor.
Türk kökenlilerin sadakati sorgulanıyor.
Diğerlerinin sözü bile edilmiyor.
***
Alman Anayasası’nın 3’üncü maddesinde “Bütün insanlar yasa önünde eşittir. Cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni, inancı, dini veya siyasi görüşmeleri yüzünden hiç kimse mağdur edilemez ve imtiyaz tanınamaz” denilmektedir.
Böyle olduğu halde Alman politikacılar bile bile, göz göre göre Alman Anayasası’nı ihlal etmektedir.
Hem de bunda hiçbir sakınca görmeden.
İşte bu da ‘Benim Almanyam’a yakışmamaktadır.
Hem de hiç yakışmamaktadır.