Ben de Almanya’yım

Yüze yakın kızlı-erkekli yeni bursiyer.

Hepsi de göçmen kökenli.

Almanya Uyum Vakfı, 2008 yılında Alman Dergi Yayımcıları Birliği (VDZ) tarafından hayata geçirildi.
‘Bild’ ve ‘Hürriyet’ bu vakfa tam destek vermekte.

Hatta her iki gazetenin de birer yöneticisi, vakfın yönetiminde aktif görev bile almakta.
Almanya Uyum Vakfı’nın hedefi, bu ülkede yaşayan göçmen kökenli insanların her alanda şans eşitliğine sahip olamlarına katkıda bulunmak.
Eğitim, işyeri ve toplumsal katılımda şans eşitliğinin gerçekleştirilmesi için çalışmalar yapmak.
İşte bu hedefe ulaşmak ve dünyaya açık bir Almanya yaratabilmek için “Ben de Almanya’yım” (Auch ich bin Deutschland) adı altında bir kampanya başlatıldı.
Tabii sadece bu kampanya ile yetinilmedi.

2012 yılında da göçmen kökenli kızlı-erkekli gençlerin eğitimde şans eşitliğine sahip olmaları ve ilerde kariyer yapabilmelerine destek vermek amacıyla “Geh Deinen Weg” (Kendi Yolunda İlerle) başlığı altında bir ‘burs ve mentor (yol gösterici) programı’ hayata geçirildi.
Bu programın hamiliğini Başbakan Angela Merkel üstlendi.
Bu programdan şu anda 600’e yakın göçmen kökenli genç yararlanmaktadır.

* * *

İşte geçen hafta Berlin’deki Baden-Württemberg Eyalet Temsilciliği’nde bu gençlerin bir bölümü yeni yıl galasında buluştu.
Ev sahipliğini Türk kökenli Baden Württemberg Eyalet Uyum Bakanı Bilkay Öney yaptı.
Bakan Öney, kısa konuşmasında, gençlere yılmadan yollarında kararlı bir biçimde devam etmelerini önerdi.
“Biz de Almanya’yız. Bu ülkemizi birlikte şekillendireceğiz” dedi.
“Artık İslam da Almanya’ya aittir” söylemi yüzünden eleştirilere hedef olan ve satın aldığı ev için bir tanıdık işadamından ‘düşük faizli kredi’ aldığı nedeniyle görev süresi dolmadan makamını bırakmak zorunda kalan Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff da oradaydı.
Mannheim’da hukuk öğrenimi gören Türk kökenli bir öğrencinin ‘mentoru’ (yol göstericisi) olan Christian Wulff, halk arasında, “Müslümanlar suçlu. Yabancılar suçlu” gibi bir izlenim yaratılmak istenildğine dikkati çekerken, “Tüm dünyaya birlikte, özgür biçimde ve barış içinde yaşayabileceğimizi göstermeliyiz” dedi.

* * *

Bursiyerler arasında Suriye kökenli Deemah Tesare isimli 24 yaşında genç bir sığınmacı kız vardı.
Almanya’ya 2014 yılında gelmiş.
Suriye’de 8 sömestr diş hekimliği okumuş.
Şimdi öğrenimine devam etmek için sıra bekliyormuş.
Düzgün bir Almancayla anlattı bunları.
Herkes bu kadar kısa sürede bu kadar iyi derecede Almanca öğernmesine hayret etti.
Sonra Suriyeli sığınmacı 21 yaşındaki Anas Beirakdar konuştu.
Almanya’ya geleli 100 gün olmuş.
Kursa bile katılmadan kendi kendine Almanca öğrenmiş.
Şahane bir Almanca.
Herkese adeta “Olamaz” dedirtti.

* * *

Bursiyerler adına Türk kökenli M.K. Tayyib Demiroğlu konuştu.
Almanya’nın Rheinland Pfalz Eyaleti’ne bağlı Vallendar kentindeki özel Otto Beisheim Menajer Okulu’nda ekonomi öğrenimi gören Salzgitter doğumlu Türk kökenli bir genç.
Çitfe vatandaşlıktaki farklı uygulamalara tepkisiyle tanınmıştı Tayyib Demiroğlu iki yıl önce.
Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maizere’ye yazdığı ‘açık mektupta’, “Sayın de Maizere, tüm saygıma rağmen: Yeter artık!” demişti.
Bu mektubuna hâlâ yanıt alamadığını söyledi.
Ama çifte vatandaşlık hakkında eşitliğin sağlanması yönündeki davasından vazgeçmediğini de.
Gererkirse Federal Anayasa Mahkemesi’ne kadar gideceğini de.