Güncelleme Tarihi:
Brüksel Temyiz Mahkemesinde hafta boyunca aralıksız sürecek oturumlarda, bazıları firarda olan DHKP-C üyeleri Musa Asoğlu, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Fehriye Erdal, Şükriye Akar ve Zerrin Sarı yargılanıyor.
Savcılık, "terör örgütünün başları" olarak nitelendirdiği Musa Asoğlu için 10 yıl, Bahar Kimyongür için 7 yıl ağır hapis cezaları ve 5 bin 500'er avro para cezası önerdi.
Delmulle, diğer 4 sanık için de 5'er yıl hapis ve aynı miktarda para cezaları önerdi.
Daha önce teröristleri Belçika'da işledikleri suçlardan yargılayan mahkemeler, 2006'da, Fehriye Erdal'a 4, örgütün başı Dursun Karataş'a 5, sözcüsü Musa Asoğlu'na 6, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Zerrin Sarı ve Şükriye Akar'a 4'er yıl hapis cezaları vermişti. Sanıkların 10 yıl boyunca kamu haklarından mahrum edilmesi kararlaştırılmış, Asoğlu 5 bin 500, diğerleri 2 bin 500'er avro para cezasına çarptırılmıştı. Bu kararlar, yargılamada usulsüzlük gerekçesiyle bozulmuştu.
"Terör eylemlerinin sözcülüğünü, savunmasını ve reklamını yapmak da terörizmdir" diyen Delmulle, Belçika'da 1 Ocak 2004 tarihinde yürürlüğe giren terörizmle mücadele yasası çerçevesinde Asoğlu ve Kimyongür'ün bu tarihten sonra yaptıkları eylemler çerçevesinde "terörist" olarak nitelenmesi gereği üzerinde durdu.
Savcılık, 2004 yılının haziran ayında Türkiye'de terör örgütünün başarısız kalan bir eylem girişimini hatırlatarak, Kimyongür ve Asoğlu'nun, bu eylemi üstlenen ve destekleyen bir bildiri dağıttığını, çeşitli demeçler verdiğini belirtti.
DHKP-C'nin bir "terör örgütü", Kimyongür ve Asoğlu'nun "terörist" olduğunun kanıtları üzerinde duran ve bu tanımı Belçika'daki yasaya dayanarak yapan savcılık, iki teröristin, örgütün sözcüleri ve iletişim sorumluları olduklarını bizzat kabullendiklerine dikkati çekti.
Savcı, terör örgütünün sözcülüğünü ve savunmasını yapanların, enformasyon aktaranların terörist olduğunu ve bu fiillerinin örgütün ayakta kalması açısından büyük etki ve önem taşıdığını belirtti.
Kimyongür, terör örgütü DHKP-C üyesi olmadığını, bu örgütün sözde "enformasyon bürosu" için "bağımsız olarak" hizmet verdiğini, "kimseden emir almadığını" anlattı.
Sanık avukatları, yargılamanın halk jürisinden oluşan Ağır Ceza Mahkemesine aktarılması ve Türkiye'nin müdahil taraf olarak kabul edilmemesini isteyerek, terör örgütünü "siyasi parti" olarak nitelendiriyor, davaya siyasi nitelik kazandırmak için çaba harcıyor.
Federal Savcı Johan Delmulle, terör örgütünün Belçika'da bir çeşit dokunulmazlık elde ederek, Türkiye'de saldırılar ve çeşitli suçlar düzenlemesine izin verilemeyeceğini belirtti.
Savcı, yargılanan terör örgütü üyelerinin himaye edilmesinin, bu şekilde onlara yeni saldırılar düzenleme olanağı tanınmasının kabul edilemezliği üzerinde durdu.
Federal Savcı Delmulle, terör örgütünün yapısı, eylemleri ve silahlanmasına ilişkin belge ve kanıtlara işaret ederek, bu örgütün Batı Avrupa'daki zararlı eylemlerini de hatırlattı.
Yargılamanın cumaya kadar aralıksız sürdürülmesi ve kararın adli tatil döneminin ardından sonbaharda açıklanması öngörülüyor.