Güncelleme Tarihi:
BELÇİKA Anayasası’nın böyle bir uygulamaya izin vermediğine dikkati çeken Emir Kır, bu uygulamayı İkinci Dünya Savaşı öncesi Avrupa’daki Yahudilere yapılan baskıya benzeterek uygulamanın bir an önce durdurulmasını istedi. Fişleme belgesini gösteren Emir Kır, şunları söyledi:
“Popülist hareketler gün geçtikçe güçleniyor ve maalesef her geçen gün yabancılar hakkında yeni iddialarda bulunuyorlar. Bir taraftan yabancıların saygı göstermediklerini ve sistemden faydalandıklarını iddia ediyorlar, diğer taraftan yabancıların tehditkar, kaçak ve haydut oldukları söyleniyor. Sürekli yabancılar kötü gösteriliyor. Terör olaylarından sonra bazıları Müslümanlarla teröristleri açık bir şekilde karıştırmaya başladı. Haftalardır ve aylardır aynı söylemde bulunuyorlar. Belçika’nın en büyük üç teröristi olan Salah Abdeslam ve diğer iki kişiden hiçbirinin camilere gitmediğini herkes biliyor. Ama buna rağmen bazıları sürekli camiler üzerinden siyaset yapıyor. Sürekli camileri sebep gösteriyorlar. Halbuki bu işe yakından bakıldığı zaman, her yerde teröre destek verenlerin olduğunu görüyoruz. Sokaklarda, gece kulüplerinde vs. Ama maalesef bazıları özellikle camileri bu işe karıştırmak istiyor.”
YAHUDİLERE DE BÖYLE BAŞLAMIŞTI
“Belçika’da var olan camileri, Belçika makamları camilere giden insanları fişlemeye başladı. Kuran kurslarına giden çocukları fişlemeye başladı. Bu bize, tarihimizin en karanlık günlerini hatırlatıyor. Yahudilere katliam yapılmadan önce böyle bir fişleme şekli başlatılmıştı. Bunun tekrarını görmek istemiyoruz. Buna benzer şeylerin yaşanmasını istemiyoruz. Bunun Yahudilere yapıldığı gibi Müslümanlara da yapılacağını iddia etmiyorum ama bu yapılan anayasamıza aykırıdır çünkü anayasa herkesin dini veya felsefi görüşlerine saygı gösterilmesi gerektiğini savunuyor. Kimse dini veya felsefi görüşlerini bildirmek zorunda değil. Yasalarımıza baktığınız zaman bu uygulamaya, yasalarımızın da hayır dediğini görüyoruz. Çünkü bu uygulama özel hayatı tehdit ediyor. Maalesef bugün polis teşkilatlarıyla, çalışma müfettişiyle ve belediye birimleriyle birçok camiye gidilerek, Cuma namazı vakitlerinde, gözdağı verir gibi kontroller yapıldı. Camilerde bazı kontroller yapılabilir. Ancak Cuma namazı vaktinde yapmak ne kadar doğrudur? Her yere girilebilir fakat girme şekli de çok önemli.”
KONUYU İLGİLİ BAKANA SORACAK
“Camiler dernek tüzüğüne göre kurulmuş olan ibadet yerleridir. Bilançolar, genel kurul toplantılarının tutanakları, yönetim kurulunda yer alan isimler ve çalışanların isimleri istenebilir. Ancak oraya ibadet etmek üzere gelen vatandaşların isimleri alınamaz. Maalesef bunun yaşandığına şahit olduk. Bunu yapıyorlar. Elimize ulaşan bir belgeye göre Anderlecht belediye sınırları içerisinde yer alan bir camiye gidilmiş ve oradaki öğrencilerin bilgileri fişlenmiş. Orada öğretmen olarak çalışanların bilgileri istenebilir ama öğrencilerin bilgilerini istemek ne demek? Şimdi bu konuyla ilgili bakana soracağımız sorular belli. Şimdi kendisine ‘Sayın Bakan bu listelerle ne yapacaksınız?, Amaç nedir? Şimdi oraya giden gençlerden birisi bir gün bir suç işlerse o camiye pranga mı vuracaksınız?’ diye soracağız ve kendilerini bu işe bir an önce son vermeleri üzere uyaracağız.”