Belçika'da bayrak krizi

Güncelleme Tarihi:

Belçikada bayrak krizi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2008 15:30

Belçika'nın Flaman kesimindeki Lennik'in Belediye Başkanı Willy De Waele, belediyedeki kamu kurum ve alanlarının tümünde bulunan Belçika bayraklarını indirterek, yerine Flaman bayrakları koydurdu.

Federal yapılı Belçika devletinin geleceğine inanmadığını söyleyerek, Flandr kesiminin konfederasyon sistemiyle bağımsızlığına kavuşmasını isteyen liberal parti üyesi belediye başkanı, Belçika bayraklarını indirtirken, "yasal boşluktan" yararlandı.

Hukukçular, Belçika'da "ulusal" bayrağın kamu yerlerinde ne şekilde kullanılacağına ilişkin yasa veya kararname bulunmadığını, bunun "protokol kuralları" çerçevesinde ele alındığını belirtiyorlar. Yasalar, Belçika bayrağının yılda iki gün, "ulusal bayram" nedeniyle kamu yerlerinde kullanılmasını gerektiriyor.

Brüksel'de, çift lisanlı bölgedeki Lennik Belediye Başkanı Willy De Waele, "bireysel bir tepki kararı aldığını, Belçika'nın konfederasyon sistemine geçişine kadar bunu uygulatacağını, ülkede bir 'kaos' yaşandığını, farklı bir yapılanma istediklerini" söyledi.

De Waele'in bayrak indirme kararının yasal yollardan engellenemediği, bu tavrın başka belediyeler tarafından da izlenebileceği ifade ediliyor.

ULUSAL DEĞERLER

Avrupa'nın güçlü devletleri tarafından, 1830 yılında, "tampon bölge" olarak kurulan, İngiltere'de yaşayan bir Alman prensin kraliyetine verilen ve Kongo sömürgesiyle zenginleşerek ihtiyaçlarının büyük kısmını gideren Belçika, Hollandaca konuşan Flamanlar ve Fransızca konuşan Valonlardan oluşuyor. Ülkede Almanca konuşan küçük bir halk grubu da bulunuyor. Yüzde 90'ı Fransızca konuşan Brüksel'in "çift lisanlı bölge" olduğu varsayılıyor.

Belçikalılar, 1980'li yılların başında, "model olmak" iddiasıyla yöneldikleri federal sistemle yerel parlamento ve yönetimlerin yetkilerini genişlettiler. Valonya, Flandr ve Brüksel bölgelerinde farklı hükümetler kurulurken, "ayrılıkçılık" (seperatisme) ülke anayasasının "temel ilkeleri" arasında yer aldı. Bu durum, Valonlar, Flamanlar ve Brükselliler arasındaki kopukluğu artırırken, menfaat çatışmalarını da hızlandırdı.

Siyasi partileri de Flaman ve Valon olarak bölünen ülkede, ayrı ayrı kurulmuş olan liberal, muhafazakar veya sosyalist Flaman partiler ile Valon partilerin, ideolojik eğilimleri aynı gözüktüğü halde, tamamen farklı görüşler içinde çatışmaları da hız kazandı. Politikacılar, kurumlar ve vatandaşlar arasında diyalog giderek koptu, toplumlar arası menfaat kavgaları arttı. "Ulusal marş" ve "bayrak" gibi kavramların geniş ölçüde anlam yitirdiği ülkede "Belçikalı" kelimesi, giderek yerini "Flaman", "Valon" ve "Brükselli"ye bıraktı.

BAŞBAKAN ÖRNEĞİ

Geçen yıl, bir milli bayram gününde kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Başbakan Yves Leterme, milli bayramın hangi nedenle kutlandığı sorusunu yanlış yanıtlamıştı. Yves Leterme, kendisine, "Belçika'nın milli marşı olan Barabançonne'u bilip bilmediğinin" sorulması üzerine, "biraz bildiğini" söylemiş, ardından Fransa'nın milli marşı olan Marseillaise'i söylemeye başlamıştı.

Leterme, yakın geçmişte, Flaman Hükümeti Başkanı sıfatı ile bir Fransız gazetesine verdiği demeçte de, "Belçika'nın, tarihin bir kazası olduğunu, Flamanların yaşadığı Flandr bölgesinin ve Flaman menfaatinin Belçika'dan öncelikli olduğunu, Flamanlar ile Valonlar arasında uçurumun derinleştiğini, Belçika halkını oluşturan bu etnik gruplar arasında sadece kral, futbol takımı ve bira ortaklığı kaldığını" söylemişti.

Flandr'ın bağımsızlığını hedefleyen, ancak "Boşanmak için önce bir çift oluşturmak gerekiyor" diyen Leterme, Belçika'nın bölünmesi halinde Brüksel bölgesine özel bir konum verilmesi gereğini savunmuştu.

Fransızca konuşan Belçikalıları "Flamanca öğrenecek yeteneği ve zekası olmayan insanlar" olarak nitelendiren ve Belçika Kralı'nın dahi iyi Flamanca konuşamadığını savunan Leterme'in bu sözleri Valonlar tarafından "hakaret" olarak algılanmıştı.

"Belçika'nın gerçeklerine göre Valonların ve Flamanların sınırlarla birbirinden ayrılma hakkı olduğunu" söyleyen Leterme, "Belçika'nın kendi başına bir değeri olmadığını, kurumların koşullara uyarlanmaması halinde bu ülkenin hiçbir geleceği bulunmadığını" anlatmıştı. Leterme, bu yaklaşımlarının ardından, son genel seçimlerde partisini doruğa taşırken kendisi de 800 bin kadar tercih oyu elde etmişti.

YENİ DEVLET ARAYIŞLARI

İlk aşamada, "yeni devlet kurmak", "Belçika'yı haritadan silmek" hedefini açıkça ortaya koyan aşırı sağcı Vlaams Belang (Flaman Menfaati) partisi, bugün Flaman bölgesinde, "Kahrolsun Belçika" sloganıyla oyların yüzde 25'ini elde ediyor. Bu durumu gören ve aşırı sağın tırmanışını engelleyemeyen diğer bazı Flaman partiler de "yeni devlet kurma", "Valonlardan kopma" fikirlerini desteklemeye başladılar. Valonlar, "Fransa'ya ilhak"tan söz ederken, Brüksel Bölgesi "bağımsızlık" ve "AB'ye sığınma" formülleri arayışına girdi.

Belçika ulusal radyosu RTBF, "Çekoslovakya örneği"ni gündeme getirirken, 1993'te, birkaç günde bölünen bu ülkenin sınırlarının ve koşullarının Belçika'ya çok benzediği üzerinde duruluyor. Radyo, Çekoslovakya'nın bölünmesinin "6 ayda" ve "kolaylıkla" tamamlandığını hatırlattı. "Federal sistemi" sarsılan Belçika'da, "iki veya daha çok sayıda bağımsız devletin, bazı alanlarda yönetim işbirliğinde bulunmaları" olarak tanıtılan "konfederal sistem"den söz ediliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!