Baykal: Kıbrıs'ta yeni yaklaşım gerekli

Güncelleme Tarihi:

Baykal: Kıbrısta yeni yaklaşım gerekli
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 13, 2003 15:18

CHP lideri Deniz Baykal, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'ye girişini engellemeye yönelik, onu tanımamaya yönelik, ona karşı bir siyasetle artık bir yere varılamayacağının ortaya çıktığını belirtti.

Haberin Devamı

Bundan sonra yapılması gerekenin KKTC'nin varlığını herkese kabul ettirmek olduÄŸunu kaydeden Baykal, ''Tek istediÄŸimiz getirilecek olan düzenin iki ayrı bölgede iki ayrı toplumun varolduÄŸu gerçeÄŸini kabul etmektir'' dedi.Â
  Â
Baykal, Uluslararası Lions Kulüpleri BirliÄŸi tarafından Ankara OrtadoÄŸu Leo Kulübü DerneÄŸi'nin ev sahipliÄŸinde Dedeman Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen ''Atatürk ve Cumhuriyet'' konulu forumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.Â
  Â
Deniz Baykal, bir gazetecinin 16 Nisan'da Yunanistan'da yapılacak AB toplantısına DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül'ün katılacağın anımsatarak, ''Türkiye bu toplantıya katılarak Kıbrıs'ın bir bütün olarak AB'ye üyeliÄŸini kabul etmiÅŸ olmuyor mu?'' sorusuna ÅŸu karşılığı verdi:Â
  Â
YENÄ° YAKLAÅžIM

Haberin Devamı

''Kıbrıs sorununun artık yeni bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu açıktır. Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye olarak kabul edileceği görülüyor. Tabii, hiç kuşku duymuyoruz ki, bu uluslararası anlaşmalara ve Kıbrıs'la ilgili anlaşmalara, uluslararası hukuka aykırıdır. Siyasi bakımdan doğru değildir.

İlk kez AB'ye sınırları belli olmayan, varlığı tartışmalı bir coğrafya parçası bir devlet olarak kabul ediliyor. Ama bu tartışmaların geride kaldığını hep birlikte görmemiz lazım. Yani bunu tanıyıp tanımama konusu önemini kaybetmiştir.
Burada önem taşıyan nokta, bizim KKTC'ye yönelik ablukaların, ambargoların, kuşatmaların kaldırılmasını sağlamaktır. Yani Güney Kıbrıs'ı engellemeye yönelik, onu tanımamaya yönelik, ona karşı bir siyasetle artık bir yere varılamayacağı ortaya çıkmıştır.

Bundan sonra yapılması gereken şey bizim Güney Kıbrıs'la uğraşma yerine KKTC'nin varlığını, yaşama hakkını herkese kabul ettirmek. Onun önündeki engellerin kaldırılmasını sağlamak, ona yönelik kuşatmaları etkisiz kılmak ve onun da hak sahibi olduğunu dünyaya kabul ettirmeye çalışmak olmalıdır.
Bundan sonraki davranışlarımız bunu saÄŸlamaya yönelik olmalıdır. Bu temel bir yeni dönüşüm olacak. 16 Nisan'daki toplantıda sembolik olarak bu açıdan önem taşıyan bir noktaya gelindiÄŸini bize gösteriyor.''Â
  Â
SIRBÄ°STAN-KARADAÄž MODELÄ°

Haberin Devamı

Baykal, ''Basında Sırbistan-KaradaÄŸ modelinden söz ediliyor. Annanplanına dönüş yapılabilir mi?'' sorusuna da ÅŸu yanıtı verdi:Â
  Â
''Bu işlerde böyle örnek göstermek çok riskli bir iştir. Her olayın kendine özgü yönleri vardır. Bizim için önem taşıyan nokta şu: Burada iki toplum var, millet var, iki ayrı dil var, iki ayrı din var ve bütün bunların tek bir devlet yapısı içinde bir anlaşmayla biraraya getirilmesi amaçlanıyor. Bunu biz kabul ediyoruz. Türkiye olarak bir itirazımız yok. Yani tek istediğimiz getirilecek olan düzenin iki ayrı bölgede, iki ayrı toplumun var olduğu gerçeğini kabul etmektir.

Bu gerçeği ortadan kaldırmaya yönelik, yani iki bölgeliliği ortadan kaldırmaya yönelik ya da iki milleti kabul etmeyerek milletlerden birini azınlık saymaya yönelik projelerin kabul edilemeyeceğini net bir şekilde ortaya koymamız lazım."

Haberin Devamı

TEK BÄ°R DEVLET DÃœZENÄ°

Bizim iki ayrı toplum, iki ayrı bölge varlığı anlayışına dayanıyor olmamız bunların bir devlet düzeni içinde bulunmasına engel değildir. Kurulacak olan devlet düzeninin azınlığın çoğunluğu engellemediği bir devlet düzeni olmasını da istiyoruz. Bu konuda gerekli anlayışı göstermeye de hazırız.

Böyle bir uzlaşma için Türkiye'nin bir toprak esnekliği göstermesi, KKTC'nin bir toprak esnekliği göstermesi düşüncesi de kabul edilmiştir. Bütün bunlar hep iyi niyetli kabullerdir. Ama temel olarak alınması gereken nokta, iki ayrı bölge var, bunu bozmam, iki ayrı millet var bunlara saygı gösterelim. Bunları ortadan kaldırmaya çalışmayalım.

Haberin Devamı

"BÄ°RÄ° DÄ°ÄžERÄ°NÄ°N AZINLIÄžI OLMASIN"

Birinin diğerinin azınlığı haline dönüştürmeyelim fakat bunları birarada, uyum içinde işleyebilir bir devlet düzeni içine yerleştirelim. KKTC bir toprak esnekliği göstersin deniyorsa, o da gösterilsin. Bütün bu parametrelerle bir çözüm bulunmalıdır. Tabii şu ana kadar getirilen yaklaşım bu değil.

Ama gelinen noktada artık gözüküyor ki, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi AB'ye üye olacaktır. KKTC, AB'nin dışındadır. KKTC'nin de varlığını sürdürme hakkı vardır. Bunu herkesin kabul etmesini sağlamak zorundayız. Dış politikamız buna yönelik olmalıdır. Yani Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne karşı çıkarak değil, KKTC'yi savunarak, sahiplenerek, onun engelleri aşmasını sağlayarak soruna yaklaşmalıyız.''

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!