Kasım CİNDEMİR / WASHINGTON
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2006 00:00
İntihal suçlamasıyla yargılanan Da Vinci Şifresi yazarı Dan Brown, "Araştırmaları eşim yapar" deyince davacı avukatları Bayan Brown’un niye duruşmaya çağrılmadığını merak etti. Kamuoyu önüne pek çıkmayan "Bayan Beyin" Blythe Brown 90’lı yıllardan bu yana eşinin kitapları için altyapı çalışması yapıyor.
İNGİLTERE’de devam eden Da Vinci Şifresi davası pek bilinmeyen bir gerçeği ortaya çıkardı. Dan Brown, tüm dünyada 40 milyon adet satan bu kitabı yazarken hayat arkadaşı Blythe Brown’un araştırmalarından yararlanmış, Magdalalı Meryem ile Hz. İsa’nın yaşadığı öne sürülen gizli aşka merak duymasını sağlayan kişi de yine eşi olmuş.
Dan Brown, 1990’lı yılların başında şarkı sözü yazarı olmak için gittiği Los Angeles’ta Blythe Newlon ile tanıştı. Blythe, yazarlığa merak saran Dan Brown’a ilk günden itibaren destek olmaya başlarken "187 Men to Avoid" isimli kitabın yazımında da kendisine yardımcısı oldu. Dan Brown’un ilk romanı olan Dijital Kale kitabında herhangi bir destek sağlamayan Blythe, Melekler ve Şeytanlar isimli romandan sonra kocasına araştırma asistanlığıyapmaya başladı.
Tam bir kitap kurdu olan kadın çeşitli yayınlarda rastladığı ilginç bilgileri not alıp dosyalarken, kimi zaman da enteresan olabilir diye eşine e-mail atıyordu.
Dan Brown’un yaptığı açıklamada, "Artık araştırma gezilerinde bana eşlik edecek bir ortağım vardı... Ayrıca yazdıklarımı okuyan ilk kişiydi" diye anlatıyor. Blythe Brown, özellikle kadınların kilise tarafından yüzyıllardır bastırılmasını ve Magdalalı Meryem’in hikayesine merak duyuyor, eşini "kutsal káse" sırrını da Da Vinci Şifresi isimli kitabına dahil etmesi için cesaretlendiriyordu. Blythe, Hz. İsa’nın soyunun yasak ilişki yaşadığı öne sürülen Meryem aracılığıyla günümüze kadar gelmiş olabileceğini söylüyordu. Dan Brown, "Ben bunu biraz fazla ileri buluyordum. Blythe ile tartışmalarımız ve fikir fırtınasının ardından, bu fikri kitaba monte edebileceğime ikna oldum" diyor.
Blythe Brown, kitaplarda o kadar kilit rol oynadıysa niye Londra’daki mahkemeye gelmemişti? Dan Brown, "Kamuoyu önünde olmayı sevmiyor, bu nedenle onu böyle bir strese sokmak istemedim" yanıtını veriyor. Tabii bu Da Vinci Şifresi kitabının Kutsal Kan, Kutsal Kase kitabından çalıntı olduğunu öne süren avukatları ikna etmeye yetmedi.
Avukat Rayner James, "davada tanıklığı hayati önem taşıması muhtemel" Blythe Brown’un niye mahkemeye davet edilmediğini sorgularken, "Dan Brown, eşinin çalışmalarıyla ilgili çok az şey biliyor. Anlaşılan Da Vinci Şifresi kitabının araştırmasının ayrıntılarını sadece o biliyor" dedi.
Film tehlikeye girebilirMichael Baigent ve Richard Leigh, Da Vinci Şifresi isimli kitabın 1982 yılında çıkan ve kendi imzalarını taşıyan Kutsal Kan, Kutsal Kase kitabından çalıntı olduğunu öne sürerek her iki kitabı da yayınlayan Random House yayınevini dava ettiler. Yargıç, intihal olduğuna karar verirse, başrollerini Tom Hanks ile Audrey Tautou’nun paylaştığı Da Vinci Şifresi filminin 19 Mayıs’ta gösterime girmesi tehlikeye girecek.
Albinolar da Da Vinci Şifresi’ne karşıAMERİKALI albinolar, son dönemin en ünlü romanından uyarlanan ve mayıs ayında aynı adla gösterime girmesi beklenen Da Vinci Şifresi adlı filme karşı yoğun bir kampanya başlattılar.
ABD’li albinoların haklarını savunan NOAH (National Organization for Albinism and Hypopigmentationare) örgütü, filmin yönetmeni Ron Howard’dan, yazar Dan Brown’ın "albino" karakteri Silas’ın değiştirilmesini istedi. Ancak, NOAH, yönetmen Ron Howard’dan beklediği yanıtı alamadı.
Dan Brown’a daha önce gönderilen bir mektupta, albinoların klişeleştirildiği ve onlara karşı nefret yaratıldığı ileri sürülmüştü. Dan Brown ise, "Silas, bence romandaki diğer tüm karaterlerden daha sempatik" diye yanıt vermişti.