Güncelleme Tarihi:
TAZİYEDE Savaş Kabasakal’ın eşi Ayşe, kardeşleri Selma, Sevda, ağabeyi Mustafa Kabasakal ile kuzeni Burcu da hazır bulundu. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın olaydan haberdar olduğunu belirten Başkonsolos Karartı, suçlu kimse ortaya çıkarılmasını istediklerini söyledi. Olayda bazı şüphelerin bulunduğunu belirten Karartı, “Haksız yere şüphede bulunmuyoruz. Temennimiz suçlu kimse, onun ortaya çıkarılması. Tek isteğimiz, temennimiz bu. Bizzat resmi kanaldan bu işin takipçisi olacağız. Savcılıktan bilgi talebinde bulunduk. Bu bugünden yarına bitecek bir soruşturma olmayacağı anlaşılıyor. Tüm bilgiler basında yer aldığı kadar. En sağlıklı bilgi ise savcılıkta. Bizler başkonsolosluk olarak, aile, basın, toplumun duyarlı insanları konunun arkasında olacağız. Hakikatin ortaya çıktığını yaşayıp göreceğiz. Soruşturmanın açılmış olması önemli. Sorumluların ortaya çıkarılması bizlere teselli olur” dedi.
ANNE VE BABASI TÜRKİYE’DE OTOPSİ İSTEMEDİ
Başkonsolos Karartı aileye, Türkiye’de otopsi yapılıp yapılmadığını sordu. Kardeşinin cenazesini geçen salı günü Kayseri’ye götürdüklerini belirten ağabey Mustafa Kabasakal, şu iddialarda bulundu:
“Türkiye’de de otopsi yaptırmak istiyorduk. Ancak cenazeyi karşılamaya gelen annem, babam ve akrabalarımız çok kötü durumdaydı. Cenazenin daha fazla bekletilmesini istemediler. Bu nedenle Türkiye’de otopsi yapılamadı. Almanya’da yapılan otopsi raporu henüz bize ulaşmadı. Bize ölümün kalp krizi sonucu olduğu bilgisi verildi. Ayrıntılı otopsi raporunun hazırlanması sürecek. Kardeşim Hakan içerde şiddeti, vuran polisi, yüzde 100 gördüğünü söyledi. Ben de yolda duydum. Polis ‘Elini çek ölürsün’ dedi. Beni ifade vermeye götürmüşlerdi. Kardeşimin öldüğünü gazetelerden öğrendim. Polisler onu tanıyordu. Son beş yılda dört defa tedavi merkezine götürmek istedik. Sağlık Bakanlığı’ndan da gelenler oldu. Kardeşimin agresif olmadığını ve kimseye zararı dokunmadığını belirttiler. Karakol, şizofren olduğunu yüzde 100 biliyordu. Sağlık memurunu, bizleri yukarı götürmediler. Altı polis içeriye girdi, iş buraya geldi.”
Mustafa Kabasakal, şimdiye kadar hiç bir Alman kurumun kendilerine taziyede bulunmadığını da anlattı.
İLAÇ ALMAYINCA ÇOK DEĞİŞİYORDU
Ayşe Kabasakal ise eşinin kendisini altı ay önce evden kovduğunu belirterek olaya şöyle açıklık getirdi:
“17 yıldır evliyiz. Çok mutlu olduğumuz günlerimiz de oldu. Savaş ilaçlarını aldığı zaman hiçbir sorunu olmazdı. Ama son iki yıldır iyileştiğini düşünüp ilaç almıyordu. Bu da onu çok değiştiriyordu. Tartışmalar sırasında beni iki kez evden kovmuştu. Ben de altı ay önce bir kadın arkadaşımın evine yerleşmek durumunda kaldım. O evin kirasını hala ben ödüyordum. Oğlum doğduğu eve dönmek istediği için mahkemeye müracaat ettim. Savaş’ı bir tedavi merkezine yerleştirecektik. Polisler bana da zor kullandı. Raporlarla bu tespit edildi. Olayın takipçisi olacağım. Sorumluların cezalandırılmasını istiyorum.”
Soruşturmayı sürdüren Frankfurt Başsavcılığı olay yerine gelen altı polisten başka görgü tanığı olmadığını, haklarında soruşturma açılan emniyet mensuplarının susma hakkını kullandığını açıkladı. Savcılık, ilk otopsiden bir sonuç alınamadığını belirterek, olayın aydınlatmak için ayrıntılı otopsi raporunu beklediklerini ifade etti.