Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de devam eden operasyonları ve bu operasyonlara yönelik ABD ve AB'den yapılan uyarıları hatırlatan Kürkçü, "PKK gerillası ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin girdiği müdahaleler nedeniyle 300 kişi hayatını kaybetti, sivillerin hakları ve özgürlükleri güvenlik operasyonlarında ihlal edildi. Suriye savaşından kaçan mülteciler için Türkiye hâlâ güvenli bir ülke mi? Suriye'deki bu çatışmayı nasıl sona erdireceksiniz?" diye sordu.
AKPM Genel Kurulu'na Türkçe hitap eden Başbakan Davutoğlu ise Kürkçü’nün sorusuna şöyle yanıt verdi:
"TBMM'yi temsilen Avrupa Konseyi'nde bulunan bir milletvekili olarak sayın Ertuğrul Kürkcü'nün her şeyden önce oy aldığı Türk ve Kürt vatandaşlarına saygı gereği, en azından burada, bu özel günde çalışma dilini Türkçe olarak ilan eden Avrupa Konseyi'nde, Türk Başbakanı'na Türkçe hitap etmesini tercih ederdim. Eminim ki, kendisine oy verenler de bundan daha memnun olurlardı."
Davutoğlu, "TBMM'yi temsilen Avrupa Konseyi'nde bulunan bir milletvekili olarak sayın Ertuğrul Kürkcü'nün her şeyden önce oy aldığı Türk ve Kürt vatandaşlarına saygı gereği, en azından burada, bu özel günde çalışma dilini Türkçe olarak ilan eden Avrupa Konseyi'nde, Türk Başbakanına Türkçe hitap etmesini tercih ederdim. Eminim ki kendisine oy verenler de bundan daha memnun olurlardı." diye konuştu.
Devletlerin vatandaşlarına karşı güvenlik ve özgürlük sağlama görevi bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, güvenliği sağlanamayan vatandaşa özgürlük verilemeyeceğini, özgürlüğü kısıtlanan vatandaşa güvenlik sağlamanın da anlamının kalmayacağını söyledi.
KÜRKÇÜ'YE 'GERİLLA' TEPKİSİ
Kamu düzeninin olmadığı yerde demokrasinin yaşayamayacağının altını çizen Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi Sayın Kürkcü, Cizre'de, Silopi'de yaşıyor olsaydı, hani 'gerilla' diyerek kendince meşruiyet kazandırmaya çalıştığı PKK'lı teröristlerin kazdıkları çukurların yanlarından geçerek, mayın döşedikleri yolların arasından geçerek okula gitmek zorunda kalan bir çocuğu olsaydı ya da bir yakını, bir günde 10 terörist roketin atıldığı Cizre Hastanesinde tedavi görüyor olsaydı ya da Kızılay'da otobüs bekleyen sıradan insanların üzerine yürüyen o canlı bombanın katlettiği kişilerden birinin akrabası olsaydı herhalde PKK'ya gerilla diye bir tabir değil, 'alçak bir terör örgütü' derdi."
Son seçimde halkından yüzde 49.5 oy almış bir Başbakan olarak burada bulunduğunu belirten Davutoğlu, halkına, "Türkiye'nin her köşesinde güvenlik olacağı, her vatandaşın özgür olacağı" sözünü verdiğini aktardı.
Davutoğlu, "Kim yaparsa yapsın, ister DEAŞ ister PKK ister DHKP-C, kim yaparsa yapsın, eğer sokaklara mayın döşerse, eğer damlara keskin nişancılar yerleştirirse, eğer bomba yüklü arabalarla vatandaşlarımın üzerine saldırırsa onu durdurmak benim asli görevimdir ve bu mücadele siz isteseniz de istemeseniz de her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kendini güvenli hissedene kadar sürecektir" ifadelerini kullandı.
Çözüm Süreci 2013 Mayıs ayında ilan edildiğinde, "Silahlar terk edilsin, siyasi mücadele başladı" çağrısının yapıldığı nevruzdan sonra eğer silahlar bırakılsaydı, bugün farklı şeyler konuşulacağını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Ama, terör örgütü silahları terk etmeyecek, mayın döşemeye devam edecek, canlı bombalarla benim vatandaşımı katledecek, siz dönüp desteğini ve meşruiyetini halktan almış bir Başbakana, 'Bu operasyonlar ne zaman bitecek?' diyeceksiniz. Her vatandaşım güvende ve özgür olana kadar ve kamu düzeni Türkiye'nin her köşesinde ikame edilene kadar bu mücadelemiz sürecek. Ama Türkiye'de her şey konuşulabilir. Siz, TBMM'de istediğiniz şekilde, istediğiniz ifadede bulunabiliyorsunuz, herhangi bir sınırlama geliyor mu size? Sorularınızın bu gerçek cevabı bu satırların arasındadır. Türkçe dinleyip, anlamayı bilseydiniz, sorularınızın cevabının bu satırlarda olduğunu görürdünüz. Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir. Bunun için de mücadelemiz de sürer, özgürlükleri de teminat altına alırız.
Suriye'de hangi mülteciye sorarsanız sorun Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında kendini huzurda hissettiğini bilir. Suriyeli mültecileri siz değil, Suriyeli mültecilere gidenler bilir. Hiçbir Suriyeli mülteci, Türkiye'de kendini, güçsüz, zayıf, tehdit altında hissetmiyor. Al bayrağın altında huzur bulmak için Türkiye'ye geliyorlar. Türkiye'yi kimse Suriye'ye döndüremeyecek. Türkiye, kendi demokratik yolunda, çizgisinde kararlı şekilde devam edecek. Bu terör bitecek ama Türkiye'deki demokratik hukuk devleti geleneği ebediyete kadar sürecek."