Güncelleme Tarihi:
170 milyon nüfuslu bu Güney Asya ülkesinde sokak protestoları ilk kez görülmüyor; ancak geçen hafta boyunca devam eden gösteriler hafızalara bugüne kadarki en şiddetli protestolar olarak kazındı.
Binlerce üniversite öğrencisi haftalardır devlet işlerine getirilen kota sistemine karşı çıkıyor.
Buna göre ülkede kamu sektöründeki işlerin üçte biri, ülkenin 1971'de Pakistan'dan bağımsızlık için verdiği savaşta 'gazi' olanların akrabalarına ayrılıyor.
Öğrenciler sistemin ayrımcı olduğunu öne sürüyor ve liyakat esasına göre personel alımı talep ediyor.
Üniversite kampüslerinde barışçıl olarak başlayan protestolar artık ülke çapında huzursuzluğa dönüştü.
Protestoları koordine edenler polisin barışçıl göstericilere karşı acımasız güç kullandığını ve bu durumun yaygın öfkeyi tetiklediğini söylüyor.
Hükümet bu iddiaları reddediyor.
Geçtiğimiz Pazartesi gününden bu yana çatışmalar yaşanıyor. Perşembe günü en az 25 kişi öldürüldü, toplam hayatını kaybedenlerin sayısıysa 100'ü geçti.
Hükümet bugüne kadar görülmemiş çapta bir internet kesintisi uyguladı ve telefon hizmetleri de sınırlandı.
18 MİLYON GENÇ BANGLADEŞLİ İŞ ARIYOR
Dakka Üniversitesinde sosyoloji profesörü Dr. Samina Luthfa, BBC'ye verdiği demeçte, "Artık sadece öğrenciler değil, toplumun her kesiminden insanlar protesto hareketine katılmış gibi görünüyor." dedi.
Protestolar uzun süredir devam ediyor. Bangladeş dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmasına rağmen uzmanlar, büyümenin üniversite mezunları için istihdama dönüşmediğine dikkat çekiyor.
Tahminlere göre yaklaşık 18 milyon genç Bangladeşli iş arıyor.
Üniversite mezunları arasında daha az eğitimli akranlarına göre işsizlik oranları daha yüksek.
Bangladeş hazır giyim ihracatında bir güç merkezi haline geldi. Ülke küresel pazara yaklaşık 40 milyar dolar değerinde giysi ihraç ediyor.
Sektörde çoğu kadın olmak üzere dört milyondan fazla kişi çalışıyor. Ancak fabrikadaki işler gelecek vaadeden genç nesil için yeterli değil.
'YOLSUZLUK UZUN SÜREDİR CEZALANDIRILMADAN DEVAM EDİYOR'
Başbakan Şeyh Hasina'nın 15 yıllık iktidarı altında Bangladeş büyük bir dönüşüm yaşadı, başkent Dakka'da yeni yollar, köprüler, fabrikalar ve hatta metro hattı yapıldı.
Kişi başına düşen gelir son on yılda üç katına çıktı ve Dünya Bankası, son 20 yılda 25 milyondan fazla insanın yoksulluktan kurtarıldığını tahmin ediyor.
Ancak pek çok kişi bu büyümenin bir kısmının yalnızca Hasina'nın iktidardaki partisi Awami Birliği'ne yakın olanlara yaradığını söylüyor.
Dr Luthfa, “Çok fazla yolsuzluğa tanık oluyoruz. Özellikle iktidara yakın olanlar arasında. Yolsuzluk uzun süredir cezalandırılmadan devam ediyor.”
Son aylarda Bangladeş'te sosyal medyada, eski bir genelkurmay başkanı, eski bir polis şefi, üst düzey vergi memurları ve devlet memurları da dahil olmak üzere Hasina'nın bazı eski üst düzey yetkililerine yönelik yolsuzluk iddialarına ilişkin tartışmalar yer aldı.
Hasina geçen hafta yolsuzluğa karşı harekete geçtiğini ve bunun uzun süredir devam eden bir sorun olduğunu söyledi.
Dakka'daki aynı basın toplantısında, 34 milyon dolar biriktirdiği iddia edilen bir ev işleri yardımcısına (ya da hizmetçiye) karşı dava açtığını söyledi.
Kişinin kimliğini belirtmedi.
Bangladeş medyasının tepkisi, bu kadar paranın ancak hükümet sözleşmeleri, yolsuzluk veya rüşvet için yapılan lobi faaliyetleri yoluyla biriktirilebileceği yönündeydi.
Bangladeş'teki yolsuzlukla mücadele komisyonu, bir zamanlar Hasina'nın yakın müttefiki olarak görülen eski polis şefi Benazir Ahmed hakkında, yasadışı yollardan milyonlarca dolar biriktirdiği iddiasıyla soruşturma başlattı. Kendisi bu iddiaları reddediyor.
Bu haber, ülkede artan hayat pahalılığıyla mücadele eden sıradan insanların gözünden kaçmadı.
Yolsuzluk iddialarının yanı sıra birçok hak savunucusu, son 15 yılda demokratik faaliyet alanının daraldığına dikkat çekiyor.
BBC'ye konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Güney Asya direktörü Meenakshi Ganguly, "Arka arkaya üç seçim boyunca inandırıcı, özgür ve adil bir oylama süreci olmadı." dedi ve ekledi:
"[Hasina] belki de insanların kendi liderlerini seçme yönündeki en temel demokratik haklardan mahrum bırakılmaları konusundaki memnuniyetsizlik düzeyini hafife aldı".