Güncelleme Tarihi:
Brüksel’in yıllardır savunduğu genişleme sürecinin bütünlüğü tezini çökerten bir niteliğe sahip olan AB’nin yeni yaklaşımı, Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan’ı kapsıyor. AB’nin bu adımıyla, üyelik müzakerelerine 13 yıl önce başlayan Türkiye, ‘paketin dışına’ itilmiş ve süreci diğerlerininkinden kopartılmış oldu.
BRÜKSEL’İN KAYGISI
Brüksel’in uzun yıllardır düşük düzeyde ilgilendiği Batı Balkanlar’ın AB açısından tekrar kıymete binmesinde iki faktör önemli rol oynadı. Bunlardan ilki, 2015’te yaşanan mülteci krizi. Bu kriz sırasında bölgenin AB’nin istikrarı açısından önemi fark edildi. İkinci ve daha önemli neden ise Brüksel’in bu bölgede, Rusya, Çin ve Türkiye’nin etkisinin yükselmesini görmesi ve bundan rahatsızlık duyması.
‘TARİHİ FIRSAT’
AB’ye katılımın teknik bir sürecin çok ötesinde olduğunun vurgulandığı belgede, tarih verilse de açık çek verilmiyor. Batı Balkan ülkeleri, hukukun üstünlüğünün yerleştirilmesi, yolsuzlukla mücadele, organize suçlarla savaş ve ikili sorunların halledilmesi alanlarında çok ciddi adımlar atmak durumunda. Belgede, “Batı Balkan ülkelerinin önünde, geleceklerini kararlı ve tartışmasız bir biçimde AB’ye bağlamak için tarihi bir fırsat penceresi var. Bu ülkeler kararlılıkla hareket etmeli” denildi.
SORUN VARSA ÜYELİK YOK
Belgenin dikkat çeken unsurlarından birini de ikili sorunlara yönelik vurgu oluşturuyor. Daha önce, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni bölünmüşlüğe, Hırvatistan ile Slovenya’yı aralarındaki sınır anlaşmazlığına rağmen üye yapmakta çekince görmeyen AB, gelinen aşamada ikili sorunu olan yeni üye istemiyor. Bu yaklaşım belgeye yansıtılarak, ülkeler arasındaki ikili sorunların AB’ye taşınmasına izin verilmeyeceği ve üye olmak isteyen ülkelerin bu sorunlarını nihai ve bağlayıcı çözümlerle gidermeleri ve üye olmadan uygulamaları istendi.
AB DE HAZIRLANACAK
Yıllar boyunca Türkiye’ye karşı kullanılan ve yeni üyelerin alınmasını frenleme amaçlı ‘hazmetme kapasitesi’ söylemi de Balkanlar için esnetiliyor. Belgede, AB’nin yeni üyeleri kabul etmek için kurumsal olarak hazırlanmasına vurgu yapılıyor.
TAM UYUMLU DIŞ POLİTİKA
Balkan ülkelerinden AB dış politikasıyla tam uyum isteniyor. Bu da başta Sırbistan’ın geleneksel müttefiki Rusya ile olan ilişkisi olmak üzere, bu ülkelerin dış politikalarını eskiden olduğu gibi yürütemeyeceği anlamına geliyor. Arnavutluk ve Karadağ, AB dış politikasıyla yüzde 100 uyum sağlamış durumda.
Belgede, Balkan ülkelerinin hükümetlerinden toplumun tüm paydaşlarını kapsayıcı reformları güvence altına almaları talep edilirken, liderlerin ‘stratejik yönelim ve taahhütleri konusunda’ şüpheye yer vermeyecek şekilde hareket etmeleri isteniyor.
Balkan ülkelerinin üstesinden gelmesi gereken bir sorun da ekonomi alanında yaşanıyor. Türkiye’nin yıllardır sahip olduğu işleyen pazar ekonomisi sıfatına bu ülkelerden hiçbiri sahip değil.
ÖNE ÇIKAN İKİ ÜLKE
AB ülkelerinden beşinin tanımadığı Kosova konusunda belgede umut verici fazla bir vurgu olmaması dikkat çekerken bazı şartların karşılanması halinde Arnavutluk ve Makedonya için üyelik müzakerelerine başlama tavsiyesinde bulunabileceği vurgulanıyor. Karadağ ve Sırbistan ise zor olmakla birlikte 2025 hedefini en kolay yakalama şansına sahip aday ülkeler. Müzakerelere 2014’te başlayan Sırbistan şu ana kadar 12 başlık açtı, 2012’de başlayan Karadağ için ise bu sayı 30’a ulaştı.
JUNCKER TURA ÇIKIYOR
AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, belgenin alandaki etkisini artırmak için ay sonunda Balkan turuna çıkacak. Juncker’in ilk durağı Makedonya olacak. Mayıs ayında ise Balkan ülkeleri ile AB liderleri Dönem Başkanı Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da bir araya gelecek. Balkan ülkeleri odaklı son zirve, 2003’te Selanik’te yapılmıştı.