Güncelleme Tarihi:
Demokratların Amerikan Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi’nde üstünlüğü sağladığı Kongre araseçimlerinden hemen sonra ABD Başkanı Donald Trump’ın Adalet Bakanı Jeff Sessions’ı görevden alması, özellikle Demokratlardan büyük tepki gördü. California eyaletinden tekrar vekil seçilen ve gelecek dönemde Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk lideri veya Temsilciler Meclisi Başkanlığı için adı geçen Demokrat Nancy Pelosi, Trump’ın Sessions’ı görevden almasını “Rusya soruşturmasını tehdit etmesi olarak algılandığını” belirtti. Twitter üzerinden açıklama yapan Pelosi, “Adalet Bakanı Sessions’ın kovulmasını Donald Trump’ın Özel Yetkili Savcı Mueller’in soruşturmasının altını oyma ve soruşturmayı bitirme girişiminden başka şekilde okumak mümkün değil” ifadesini kullandı.
‘KIRMIZI ÇİZGİ OLDU’
Pelosi ayrıca Sessions’ın yerine vekalet edecek Matthew Whitaker’ın, Rusya soruşturmasına karşı duruşundan dolayı söz konusu soruşturmadan kendisini alıkoyması gerektiğini kaydetti. Diğer taraftan, eski ABD Adalet Bakanı Eric Holder ise Trump’ın Sessions’ı kovmasını “kırmızı çizgi” olarak niteledi. Holder, “Mueller, soruşturmasını engellemeye veya karışmaya girişen herkes hesap vermelidir. Bu bir kırmızı çizgidir. Burası bir hukuk devletidir ve normlar bir adamın kendi menfaati için attığı adımlara tabi değildir.” paylaşımında bulundu. California eyaleti Demokrat Temsilcisi Adam Schiff ise “Trump, Jeff Sessions’ı halkın menfaati için değil kendi menfaati için kovdu. Mueller soruşturmasını ve Adalet Bakanlığının bağımsızlığı korunmalı” açıklamasını yaptı.
CUMHURİYETÇİLER TEMKİNLİ
Cumhuriyetçi siyasetçiler Sessions’a övgü dolu açıklamalar yaparken, Adalet Bakanı’nın görevden alınmasının Rusya soruşturmasına etki edeceği endişelerine temkinli yaklaştı. Güney Carolina Senatörü Cumhuriyetçi Lindsey Graham yazılı açıklamasında, Sessions’ın görevini onurla yürüttüğünü ve hayatını “muhafazakârlık ve hukuk devleti ideallerine adadığını” ifade etti. Teksas Senatörü Cumhuriyetçi John Cornyn ise Sessions’ın 40 yılını ABD’ye ve Alabama halkına adadığını ifade etti.
HALK SOKAĞA ÇIKTI
Birçok eyalette sokağa çıkan binlerce kişi, Trump’ın Rusya soruşturmasına müdahale etmemesini ve Özel Savcı Robert Mueller’in, Rusya’nın ABD seçimlerine karıştığı yönündeki iddialarına yönelik yürüttüğü soruşturmayı tamamlamasına izin vermesini istedi. “Hiç kimse hukukun üstünde değildir.” sloganı altında düzenlenen protestoların adreslerinden biri de New York oldu. Times Meydanı’nda buluşan binlerce New York’lu 7. Cadde boyunca Union Meydanı’na yürüdü. “Mueller’in üzerinden elinizi çekin” sloganı atarak yürüyen göstericiler, “Anayasayı koruyun”, “Mueller’i koruyun”, “Trump/Pence gitmeli” ve “Trump hukukun üstünde değil” ifadelerinin yazılı olduğu dövizler taşıdı. Ayrıca, ABD’deki araseçimlerden bir gün sonra düzenlediği basın toplantısında ABD Başkanı Trump’la tartışan CNN muhabiri Jim Acosta’nın Beyaz Saray akreditasyonun askıya alınmasına da tepki gösteren protestocular, “Basını rahat bırakın” diye slogan attı.
TRUMP’TAN TARTIŞMALI BİLDİRİYİ İMZALADI
ABD Başkanı Donald Trump, ülkeye yasadışı yollardan giriş yapanların iltica başvurularının reddedilmesini öngören Başkanlık Bildirgesi’ni dün imzaladı. Trump, imzaladığı bildirgeyle, Latin Amerika ülkelerinden ABD’ye doğru gelen göçmen konvoyu tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. Trump’ın bildirisi 10 Kasım tarihinden itibaren geçerli olacak. Bildiriye göre, iltica başvurusunda bulunabilmek için, ülkeye sınır kapılarından giriş yapmak gerekiyor. 3 insan hakları örgütü, iltica hakkına sınırlama getiren bildiriye karşı San Francisco federal mahkemesinde yürütmeyi durdurma başvurusunda bulundu. Her yıl yaklaşık 70 bin kişi, ABD’ye yasadışı yollardan ulaşarak iltica başvurusunda bulunuyor. ABD Sivil Özgürlükler Sendikası’nın “yasadışı” olarak adlandırdığı bildirge, Latin Amerika ülkelerinden ABD’ye girenlerin, ABD sınırlarını kontrol noktaları haricindeki bölgelerden geçmesi durumunda iltica başvurusunda bulunmalarının önüne geçmeyi hedefliyor.