Güncelleme Tarihi:
BERLİN Büyükelçilik binasında düzenlediği basın toplasında görüşmeleri değerlendiren Zeybekci, en kısa sürede Türkiye-Almanya Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (JETCO) mekanizmasıyla ilgili toplantıların yapılacağını söyledi.
Gümrük Birliği’nin güncellemesinde Almanya’nın Türkiye’ye tam desteğini gördüğünü ve Alman tarafının bu desteğin devam edeceğini beyan ettiğini anlatan Zeybekci, görüşmede Türkiye’ye gelen Alman turistlerin sayısının azalmasını konuştuklarını ve Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in, “Tatil için bu yaz da Türkiye’ye geleceğim” dediğini aktardı.
Zeybekci, görüşmelerde Nazi söylemleri konusunun hiç gündeme gelmediği ve bu konuda herhangi bir diyalog olmadığına işaret ederek, sadece Türkiye’de tutuklu bulunan Die Welt muhabiri Deniz Yücel konusunun gündeme geldiğini ifade etti.
‘OLAĞANÜSTÜ ŞARTLAR ORTADAN KALKMALI’
Nihat Zeybekci, Türkiye’nin 15 Temmuz’da darbe girişimiyle olağanüstü bir durum yaşadığına işaret ederek şu değerlendirmede bulundu: “Geldiğimiz nokta istenen bir nokta değil. Olağanüstü hal istenen bir nokta mı? Değil. Ne Cumhurbaşkanımız ne Başbakan ne de TBMM’deki 550 vekil ne bakanlarımız, hiç birimiz böyle şey istemiyoruz. Bir an önce Türkiye’nin olağanüstü hali gerektiren şartlardan çıkması, bu tehditlerden kurtulması için gereken adımları atmamız gerekiyor. Bunu attığımız anda zaten biz mülkiyet hakları yatırım hukukumuzla, ticaret hukukumuzla, gerekse marka patent temsil, bu anlamdaki hakların korunmasıyla ilgili yaptığımız çalışmalarımızla da bugüne kadar AB uyumuyla ilgili atılması gereken en önemli adımları attık. Kurumların özerkliğiyle, bağımsızlığıyla bu konuda hiçbir tereddütümüz yok. Türkiye’deki yargılamaları uluslararası tahkime ve mahkemelere götürebilme haklarıyla. Tek yapmamız gereken, olağanüstü şartları ortadan kaldıracak adımları atarak Türkiye’nin rahatlamasını sağlamamız. Görüşmelerde böyle bir şart asla koşulmadı, koşulamaz da zaten. Olumlu bir görüşmeydi. Bu konularda hep temkinli olmaya çalışırım ama dönüm noktası olarak adlandırılabilir mi? Evet bir dönüm noktası olarak adlandırılabilir diye düşünüyorum.”
TÜRKİYE’NİN DE AB’NİN DE MENFAATİNE
“Geçmişte söylenenler tek taraflı değil. Orada Cumhurbaşkanımızla ilgili, ülkemizle ilgili, milli iradeyle ilgili, milletin kararlarıyla ilgili, artı bir demokrasi devrimi ve zaferi olarak tarihe geçecek olan 15 Temmuz gecesindeki milletin muhteşem destanı farklı şekillerde yorumlandı. Unutacak mıyız, yok mu sayacağız? Ben Ekonomi Bakanıyım, buradaki görüşüm şu; siyasi ilişkiler, ikili ilişkiler ne kadar güçlüyse, sağlam ekonomik temele dayanıyorsa, sağlam zemin üzerine oturuyorsa, diğer taraftaki olumsuzluklar giderilebiliyor. Ortada kırılacak yumurta az ise sepette yumurta yoksa sepetler birbirine fırlatılabiliyor ama sepet doluysa biraz daha dikkat ediliyor. Amacımız, ortak ekonomik ilişkileri daha da artırmak ve Türkiye’nin AB hedefinden asla kopmaması, bu hedeften asla dışlanmaması. Gümrük Birliği’nin güncellenmesini önemsiyoruz. Yapılan analizlerde bu, Türkiye ve AB’nin de menfaatine. Onlar da biz de biliyoruz. İki taraf için de pozitif bir gündem bu.”
BEKLENTİMİZ POZİTİF OLACAK
“Türkiye ya da Almanya’nın olumsuz şeyler yapması ya da söylemesi, yasaklar, engeller iki tarafın da kaybettiği bir yaklaşım olur. Türkiye de Almanya da kaybeder. Birisi az birisi fazla kaybeder. Sonuçta kazanan ve sevinen kim olur? Bu kimin hoşuna gider, ona bakmak lazım. Hangi terör örgütlerinin işine gelir bunu iyi düşünmek lazım. Alman halkı ya da Türk halkı mı kazanır? Yok, ikisi de kaybeder. Alman ve Türk ekonomisi, ikisi de kaybeder. Almanya’nın gelecekteki planlarıyla ilgili olumlu mu olur? İkisi de değil. Bunu yapmamak lazım. O alandan uzaklaşmak lazım. Bir taraf negatif söylediği zaman diğer taraf bir şiddet daha yukarıya doğru gider. Bu atmosferden derhal çıkmak lazım, olumlu şeyler söylemek lazım. Almanya’daki genel seçime kadar olumsuz gerilim artacak mı? Bundan sonra süreci beraber göreceğiz. Beklentimiz pozitif olacak. Almanya-Türkiye ilişkilerinde iyileşme bekliyorum, hemen olacağını zannetmiyorum. Ama olumsuza gitmeyeceğini, olumluya doğru evrilme bekliyorum. İyimserim, iki ülkenin menfaatleri bunu gerektiriyor. Türkiye ile Almanya’daki aklıselimi, bunu hep beraber görüyoruz. İki ülke birbirini tamamlayıcı özelliğe sahip. İki ülke birbirlerinin en üst düzeydeki ekonomik ortağı, bu bize bir işaret veriyor. Dünyanın her yerinde öyledir istikrar ve öngörülebilirlik. Öngörülebilirliğin özellikle siyasi tarafı vardır. İstikrar anlamında geleceği görebilmek.”
Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini de değerlendiren Zeybekçi, hem Avrupa Birliği için hem de Türkiye için olumlu bulduğunu söyledi.