A.A.
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2010 15:56
Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlı Amerika ve Avrupa Ortodoks kiliseleri, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'a dini özgürlükler ödülü verdi.
Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlı Amerika ve Avrupa Ortodoks kiliseleri, Avrupa Parlamentosu'nda düzenledikleri "Dini Özgürlükler: Türkiye'nin AB'ye Köprüsü" konferansında, Türkiye'deki dini azınlıklar için olağanüstü çalışmaları ve farklı kültürler ve medeniyetler arasında karşılıklı anlayış köprüsü kurması nedeniyle, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ı ödüllendirdi.
Dini özgürlükler alanında yaptığı çalışmalar nedeniyle kendisine verilen ödülü, Amerika Ortodoks Kilisesi "Milli Komutanı" Anthony Limberakis'in elinden alan Bağış, burada yaptığı konuşmada, Atina'da camiye izin vermeyen Yunanistan'a göndermede bulundu.
Temaslarda bulunduğu Atina'dan dün gece Brüksel'e gelen Bağış, "Dün bir Avrupa başkentindeydim. Bu AB üyesinin cami izni vermemesi nedeniyle bayram namazı için gece geç saatte Brüksel'e uçmak zorunda kaldım. Çok açık ki bazı Avrupa ülkelerinin atması gereken adımlar var" dedi.
Konuşmasında Türkiye'de dini özgürlükler kapsamında gerçekleştirilen reform ve açılımları ayrıntılı olarak anlatan Bağış, yapılan yoğun çalışmalarla dini grupların bazı sorunlarına çözüm bulduklarını ve kalanları incelemeyi sürdürdüklerini belirtti.
Bağış, "Uzun bir süredir farklı dinler, Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler Anadolu'da hoşgörü atmosferinde yaşadı. Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer adı "Hoşgörü İmparatorluğu" idi. Osmanlı'nın halkına Avrupalı mukabillerinden daha özgür ve hoşgörülü atmosfer sunması şaşırtıcı değildir" şeklinde konuştu.
İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet'in Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin faaliyetlerini kısıtlamazken Bizans döneminde izin verilmeyen Ermeni Kilisesi'nin kurulmasını sağlamasının dikkat çekici olduğunu kaydeden Bağış, "Bugün gururla söylüyorum ki her 2 kilise 600-700 yıldan beri aktif faaliyetlerini sürdürmektedir. Aynı şekilde İspanya'dan 15. yüzyılda kovulan Yahudiler'in Osmanlı'ya sığınması tesadüf değildir. Türk hükümeti olarak öncelikli görevimiz vatandaşlarımızın uyum içinde yaşamalarını ve ibadetlerini özgürce yerine getirebilmelerini mümkün kılarak, bu karşılıklı anlayışı ilerletmektir" ifadesini kullandı.
Türkiye'de hükümetin 10'dan fazla gayri Müslim toplulukla ve Alevi Müslümanlarla düzenli toplantılar gerçekleştirerek dini özgürlükler noktasındaki sorunları tespit etmeye ve çözmeye çalıştığını ve dikkat çekici jestler yaptığını hatırlatan Bağış, "(Herşeyi çözdük, mükemmeliz) diyemem ama dünden çok daha iyi olduğumuzu ve yarın daha da iyi olacağımızı iddialı bir şekilde söyleyebilirim" dedi.
Sümela Manastırı ve Akdamar Kilisesi'nde uzun bir dönemin ardından dini törenlere izin verilmesinin ve bunun için yurtdışından gelen binlerce insana Trabzonlu ve Vanlıların sıcak bir şekilde evsahipliği yapmasının toplumsal hoşgörünün kanıtı olduğunu ifade eden Bağış, dini özgürlükler noktasında Türkiye'de sadece dini azınlıkların değil, çoğunluğun da sorunlarla karşılaştığına dikkat çekti.
Başmüzakereci Bağış'ın "Birbirimizin sorunlarını anlamalıyız ve birbirimiz için sesimizi yükseltmeliyiz. Türkiye'de eğer Ermeniler, Yahudilerin sorunları için, Yahudiler Aleviler için, Aleviler Romanlar için ve Süryaniler Sünniler için seslerini yükseltirse, o zaman karşılıklı anlayış gerçekleşmiş, köprü kurulmuştur. Bu köprüler sayesinde sorunları çözeriz" diye konuşması alkış aldı.
İSLAM'I AYETLERLE ANLATTI
Bağış, Kuran-ı Kerim'in Ali-İmran süresinin 6. ayetini okuyarak İslam'ın farklı inançlara sahip olanlara müdahalede bulunmadığını ve ayrımcılık gözetmediğini anlattı.
"İslam'ın kelime manası barış olmasına rağmen ne yazık ki günümüzde İslam algısı çok farklıdır" tespitinde bulunan Bağış, Avrupa'da İslamafobi'nin yükselişte olduğuna dikkat çekti.
Bağış, "Bugün büyük çoğunluğu AB vatandaşı olan 20 milyondan fazla Müslüman bu kıtada yaşıyor. 2025 yılında AB vatandaşlarının yüzde 10'unun Müslüman olacağı tahmin ediliyor. Avrupa'da Müslümanlara karşı istikrarlı bir şekilde artan düşmanlığı endişeyle takip ediyoruz. İslamafobi'nin güçlendiğini gözlemliyoruz. İslamafobi'nin Avrupa'nın tam göbeğindeki ülkelerde yükselmesi oldukça hazin" dedi.
Konuşmasının ardından soruları da cevaplandıran Bağış, Heybeliada ruhban okulunun yeniden açılabilmesi için Yunanistan'dan bazı beklentileri olduğunu kaydetti.
Bağış, AB'de Müslümanların oranı yüzde 10'a çıkarken Türkiye'deki gayri Müslimlerin oranının da aynı şekilde artıp artmayacağının sorulması üzerine, Türkiye'yi daha önce terkeden Ortodoks Rumların geri dönmeleri için Başbakan Erdoğan'ın çağrısını hatırlattı. Bağış, bu kapsamda Erdoğan'ın "en az üç çocuk" tavsiyesinin gayri Müslimlerce de benimsenmesini istedi.
AP'de yarın sona erecek konferansa Türkiye'den gayri Müslim ve Alevi toplumlarının temsilcileri, sivil toplum örgütleri, araştırmacılar ve AP üyeleri katılıyor.