Güncelleme Tarihi:
Yorumculara göre, kadife boşanma halinde yaşanacak ekonomik belirsizlik, milliyetçi romantizme galip geldi. Referandumdan çıkan ‘Hayır’ın üç nedeni şöyle sıralanıyor; 1- Ekonomide olası belirsizlik. 2- Başbakan Cameron’un verdiği İskoçya’ya yetki devri sözü. 3- İskoçların, Britanya üst kimliğini benimsemiş olması.
İSKOÇYA’da tüm dünyanın gözlerinin kilitlendiği bağımsızlık referandumundan ‘Hayır’ çıktı. Önceki günkü halkoylamasına katılanların yüzde 55.3’ü ülkenin Birleşik Krallık’ta kalmasından yana oy kullandı. Bağımsızlık yanlıları yüzde 44.7’da kaldı. Bağımsızlıklarını elde ettikleri takdirde Avrupa Birliği üyelikleri düşecek ve ekonomik olarak kendi kaderleriyle baş başa kalacak olan İskoçları, gelecek belirsizliğinin korkuttuğu düşünülüyor. Öte yandan, karar, hem büyük bir memnuniyetle karşılayan İngiltere hem de yenilgiye uğramasına rağmen İskoçya yönetimine yarayacak. Bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı Birleşik Krallık’ta İskoçların birçok haklar elde etmesi ve diğer otonom yönetimlerin de bu haklardan etkilenmesi bekleniyor. Analistler, çoktan Birleşik Krallık’ın Federal Krallık olarak yapılanacağına dair senaryo üretiyor. Referanduma katılım oranının yüzde 84.6 olduğu İskoçya’da oylamadan sonra kısa süre içinde hayat normal akışına döndü. Sonuçların açıklanmasıyla bağımsızlık karşıtları kutlamalara başlarken, ‘Evet’çiler büyük hüsran yaşadı.
Neden ‘Hayır’ dediler
Peki, Avrupalı liderlerin bile ‘Evet’ kararı çıkmasından çekinerek ülkelerindeki milliyetçi hareketleri tetiklememesi için öncesinde açıklamalar yayınladığı referandumda, İskoçlar neden ‘Hayır’ dedi? Çalıştığı mimarlık ofisine giderken Hürriyet’e konuşan ve soyadını vermek istemeyen bağımsızlık karşıtı Barbara, “Dürüst olmak gerekirse ben korktuğum için ‘Hayır’ oyu verdim. Referandumdan ‘Evet’ kararı çıkarsa ekonominin darboğaza gireceğini ve hepimizin bundan zarar göreceğini düşündüm” dedi. Nitekim uzmanlar referandumda belirleyici en büyük etkenin “ekonomik belirsizlik korkusu” olduğu konusunda ortak görüş bildiriyor. Büyük şirket ve bankaların bağımsızlık ilan edilirse merkezlerini Edinburgh’dan Londra’ya taşıyacaklarını söylemesi, İngiliz hükümetinin ‘Bağımsız İskoçya’nın para birimi olarak sterlin’i kullanmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini belirtmesi ve İskoçya’nın Birleşik Krallık’ın petrol gelirlerinin ne kadarını alabileceği ile ilgili yaşanan belirsizlik İskoçya’daki seçmeni ayrılığı reddetmeye itti.
Belirsizlik istemediler
Strathclyde Üniversitesi Siyaset Profesörü John Curtis, İskoçların ret kararında halkın Britanya kimliğini de özümsemiş olmasının da etkili olduğunu söyledi ve “Günün sonunda İskoçyalıların önemli bir kısmı kendini hem İskoç hem de Britanyalı olarak görüyor” dedi. Başbakan David Cameron’ın İngiltere’nin diğer önde gelen iki partisinin liderleri ile birlikte İskoç halkına verdiği yetki devri sözü de kararda etkili bir diğer faktör olarak görülüyor.
Birleşik Krallık, Federal Krallık mı olacak
‘Hayır’ kararı her şeyin eskisi devam edeceği anlamına gelmiyor. 1.5 milyondan fazla seçmenin Birleşik Krallık’tan ayrılmak istediğini açıklamasının ardından 307 yıllık siyasi birliğin büyük bir değişimden geçmek zorunda kalacağı belirtiliyor.
İskoçya bağımsızlık kampanyasının mimarı İskoçya Başbakanı Alex Salmond, “İskoçya şu an için bağımsızlık istemiyor. İskoçya halkını da bunu kabul etmeye davet ediyorum” dedi. Salmond, daha sonra istifasını açıkladı.
İskoçların garantilediği haklar şöyle: İskoçya Parlamentosu’nun vergilendirme, harcama ve bütçe düzenlemelerinde yetkilerinin artırılması; savunma, kamu hizmetleri, emekliler ve sağlık giderlerinde kaynakların eşit kullanımı ve İskoçya’nın kamu hizmetleri harcamalarında son kararı verme yetkisi.
Cameron, “İskoçlar gibi (Birleşik Krallık’ın diğer üyeleri) İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda’nın da kendi işlerinde daha fazla söz sahibi olması gerekir” dedi. London School of Economics’ten siyaset bilimci Tony Travers, bu sözleri “Britanya’nın daha federal bir versiyonuna doğru ilerliyoruz” diye yorumladı.