Güncelleme Tarihi:
1991'deki Körfez Savaşı'ndan sonran dönem dönem yaşanan krizlerde karşılaştığı bombalanma tehlikelerini savuşturan Irak'ın başkenti Bağdat'ta günlük yaşam, pahalılık bombardımanı altında sürüyor. Iraklılar, gökyüzünden gelen bombaların değil, akşam içecek bir tas çorbanın parasını denkleştirememenin, hasta çocukları için ilaç ve mama alamanın çaresizliği altında eziliyor.
7 yıldır uygulanan ambargo nedeniyle, kısıtlı petrol satışı karşılığında kısıtlı yiyecek ve ilaç alabilen Irak'ta, başkent Bağdat büyük bir 'pazar-kent' görünümünde. Kamu çalışanları, devletin her ay yardım olarak verdiği birkaç kilo un ve şekeri karaborsada, işsizler, televizyondan, oda kapılarına kadar ev eşyalarını, çocuklar, köpeklerini ve kuşlarını, köylüler yakaladıkları baykuş ve kartalları bile nakite çevirmek veya mal değişiminde kullanmak için pazarlıyorlar. Büyük pazarın satıcıları, alıcılarından fazla.
Iraklılar'ın büyük bir bölümü, 3-5 doları geçmeyen aylıkları ile mucizeler yaratmaya çalışıyor. Etin kilosu 4 bin, 1 piliç 5 bin, 1 litre yağ 500 dinar. 5 bin- 10 bin dinar olan aylıklar, çocukların da bulabildikleri işlerde çalışabilmesiyle arttırılmaya çalışılıyor. Fakat yine de ocaklarda yıllardır et pişmiyor. Körfez savaşından önce 30 dinar aylık alan bir baba, 2 çocuğunu en iyi okullarda okutup evinin geçimini rahatlıkla sağladıktan sonra her ay 10 dinar da artırabildiğini 'rüya gibi' hatırlıyor.
AVŞAR VE CAN
Bağdat Pazarı'nın Karrade semtinde ressamlar da yerlerini almış. Ressamlar da eğer boya bulabilirlerse, hayallerindeki masal kent Bağdat'ı resmediyorlar. Galerilerde büyük boyutlardaki, yağlıboya Hülya Avşar ve Sibel Can portreleri de dikkat çekiyor. Bağdat resimlerinin alıcıları, dünyanın dörtbir yanından kente gelen gazeteciler, görevle gelen yabancılar ve BM gözlemcileri... Hülya Ayşar ve Sibal Can portreleri ile şahin ve at resimlerinin alıcıları ise diğer Arap ülkelerinden av için gelen şeyhler...
GÖSTERİLER VE YARDIMLAR
Yaşanan son kriz nedeniyle Bağdat'a gelen 400'e yakın basın mensubunun ülkedeki dramı, dünya kamuoyuna yansıtmasından sonra, Irak'a gelen, insani yardım malzemesi taşıyan uçakların sayısı arttı. Bunun farkına varan kadın dernekleri de gösterilerini arttırdı. İlaçsızlık ve beslenme yetersizliği nedeniyle ölen bebeklerin cenazeleri toplu halde kaldırılmaya başlandı. Irak'a yardımların artmasına rağmen bu yardımların henüz halka yeterince aktarılmadığı da gözleniyor. Aç insanlar, çoğu camilerdeki aş ocaklarında, birer tabak pirinç lapası almak içir saatlerce bekliyorlar.
Bağdat'ta, eski güzel günlerin ne zaman geri geleceği konusunda hiç kimse tahminde bile bulunamıyor.