Güncelleme Tarihi:
Rusya kuşatmasından ve ağır silahlı çatışmadan kurtarılan siviller 200 kilometrelik bir yolculuğun ardından Zaporijya'ya ulaştı.
Kurtarılanlar arasında, direnişin son kalesi olarak bilinen ve çok sayıda sivilin de sığınaklarda sıkıştığı Azovstal çelik fabrikasında bulunan 69 kişi de var. Çelik fabrikasından ilk kez insani bir koridor açılarak sivillerin tahliyesi sağlansa da içeride hala çok sayıda kişinin kurtarılmayı beklediği biliniyor.
Günler boyunca tünellerde yaşamak, mumların üzerinde yemek pişirmek ve Rus kuvvetleri tarafından tehdit edilmek… Siviller yaşadıkları kâbus dolu günleri “Oradan çıkamayacağımızı düşündük” diyerek anlatıyor.
TÜM UMUTLAR TÜKENMİŞKEN GELEN KURTULUŞ
Tvaris sığınağı, Rus bombardımanının doğrudan isabetine dayanamadı, içeride kalanların yiyeceği tükeniyordu ve su bulmak için dışarı çıkmak onları öldürebilirdi. Mariupol'daki Azovstal çelik fabrikasındaki siviller için bu büyük eziyet dün Zaporizhzhia'daki bir alışveriş merkezi otoparkının güvenliğine ulaşmayı başardıklarında bitti.
Kurtulan grubun üyeleri, kuşatılmış fabrikada son birkaç hafta içinde yaşadıklarını dünya basınına anlattı. Bu kişiler Ukrayna birlikleriyle birlikte, çelik fabrikalarının altındaki tünellerde hayatta kalmışlar, yiyeceklerini bombalar yüzünden parçalanmış ve etrafa sıçramış camları ayırarak yemişler ve günler boyunca kurtarılmayı ummuşlardı.
Azovstal’dan tahliye edilen Anna Zaitseva, "Sürekli ateş altında, paspaslar üzerinde uyumak, patlama seslerini dinlemek, oğlunuzla birlikte koşmak ve bir patlamayla birlikte yere düşmek; her şey korkunçtu" diyerek anlatıyor yaşadıklarını.
Anna, altı aylık bebeğini kucağında taşıdı ve çocuğu için mama bulan askerlerden, onları güvenli bir yere götüren uluslararası kurtarma ekiplerine kadar herkese minnettarlığını ifade ederken ağladı.
"Teşekkür ederim," dedi, alışveriş merkezinin içindeki özel bir alana götürülmeden önce. Korkmuş, yorgun ve harap düşmüştü. Ama mutluydu…
GERİDE KALANLAR DA VAR
Çelik fabrikalarının altındaki sığınaklarında mahsur kalan yaklaşık 100 sivilden oluşan gruba, işgalci Rus güçleriyle yapılan ve gerçekleştirilmesi günler süren bir anlaşmayla geçiş izni verildi.
Ancak operasyon sırasında bazı sivillerin geride bırakılması ve Rus kuvvetlerinin bölgede tanklar ve zırhlı araçlarla yeni bir saldırı başlatmasının ardından yeni bir endişe dalgası daha oluştu.
11 kilometrekarelik bir alana yayılan Azovstal kompleksi, gerilla savaşı için fırsat yaratan demiryolu hatları, depolar, kömür fırınları, fabrikalar, bacalar ve tünellerden oluşan genişleyen bir yer.
Kalite kontrol görevlisi 54 yaşındaki Elyna Tsybulchenko için fabrikada yaşadığı korkunç anların anısı çok taze. Tsybulchenko, bombardıman evini tahrip ettikten ve şehirde su azaldıktan sonra Azovstal’a sığındı, ancak tesisin içine su taşımak bile büyük riskler taşıyordu.
"BİR TOPLU MEZARDA OLDUĞUMUZU SANDIK"
"Bizi her saniye bombaladılar ... Her şey titriyordu. Köpekler havlıyor ve çocuklar çığlık atıyordu" diyen Elyna "Ancak en zor an, sığınağımızın doğrudan bir darbeden kurtulamayacağının söylendiği zamandı” sözleriyle yaşadığı korkuyu anlatıyor.
"Buranın bir toplu mezar olacağını ve kimsenin bizi ateş altında kurtaramayacağını anladık" diye ekleyen kadın kurtuluşlarının imkansız olduğuna inanmış.
Elyna Tsybulchenko "Sığınakta, sürekli titreyen ıslak ve nemli bir bodrum katında beklemenin ne kadar korkutucu olduğunu hayal edemezsiniz. Tanrı'ya füzelerin sığınağımızın üzerinden uçması için dua ediyorduk, çünkü eğer sığınağa çarparsa, hepimiz işimiz bitecekti." diyor.
Tahliye edilenler Zaporizhzhia'da, otobüslerden sıcak yemek sunan bir çadıra doğru yola çıktılar. İçeride, anneler küçük çocukları besledi. Zaitseva, Azovstal'da hayatta kalmak için ne kadar zorlandıklarını anlattı:
"Su bulmak için binalar arasında hareket etmek zorunda kaldık. Babam da dahil olmak üzere tüm erkekler bunu bizim için yaptılar "dedi. "Yaralandılar ama şükürler olsun ki yaraları ölümcül değildi."
IŞIKSIZ SIĞINAKTA KÜÇÜK ÇOCUKLARIYLA KALDILAR
Genç kadın, Ukrayna birliklerinin küçük oğlu için mama bulduğunu ve bu mamam tükendiğinde, mumların üzerinde irmik pişirdiklerini anlattı. Işıksız bir sığınakta küçük çocuklarla kapalı kalmanın zorluğu Zaitseva’nın anlattıklarıyla açıklığa kavuştu.
Zaitseva, üç kez tahliye edilmeye çalışıldıklarını, birinde dışarı çıktıkları anda ateş altında kaldıklarını anlattı. Ateşkes bozulduğu için her denemelerinde çok temkinli davranmışlar. Son günlerde ise artık unutulduklarını; herkesin onları geride bırakıp devam ettiğini düşünmeye başlamışlar.