Güncelleme Tarihi:
Danimarka'da da zaman, zaman töre ve namus cinayetleri işleniyor. Töre yüzünden genç kızlara şiddet uygulanıyor. Töre cinayetlerinden kaçarak yetkililere sığınan göçmen uyruklu, özellikle Müslüman asıllı genç kız ve kadınların sayılar artıyor. Akraba evlilikleri ise sık,sık gündeme gelen konulardan biri.
Geçtiğimiz aylarda Danimarka Yayıncılar Birliği Başkanı Lars Hedegaard ağır cümlelerle Müslümanları eleştirerek „Müslüman anne ve babalar kızlarını öldürüyor, dayı ve amcalarının tecavüz etmesine göz yumuyor“ şeklinde bir açıklama yaptı. Açıklama tüm ülkede Müslümanların ve göçmenleri destekleyen Danimarkalıların tepkisini çekti.
Lars Hedegaard'ın açıklamasının ardından iki ay geçti, bu kez hükümeti dışarıdan destekleyen aşırı sağ Danimarka Halk Partisi Milletvikili Jesper Langbelle, bir gazeteye yazdığı okuyucu mektubanda aynı cümleleri kullandı.
Her iki şahsa da çok kızdık. Daha doğrusu çok kızanlar oldu. Danimarka Müslüman Kuruluşlar Birliği her ki şahıs hakkında suç duyurusunda bulundu. Ben, sadece açıklamanın tarzına ve cümlelerin kulllanılış biçimine kızdım. Çünkü her iki şahsın da ne demek istediklerini anlamıştım. Sözlerinde haklılık payı vardı ama birincisi genelleme yaparak, ikincisi yanlış ve ağır cümleler kullanarak tahrik edici davranışta bulunmuşlardı.
Her iki şahıs da Müslüman ailelerde töre ve namus cinayetlerinin çok işlendiği, dayı ve amca demeden akraba evliliklerine izin venrildiğine dikkat çekmek istiyorlardı.
Nitekim haklı çıktılar. Adıyaman'da 16 yaşındaki Nedime, erkek arkadaşı var diye canlı, canlı toprağa gömülerek hunharca öldürülmüştü. Yani, kendi babası ve dedesi tarafından öldürülmüştü. O zaman, her iki Danimarkalı, „Müslümanlar kendi kızlarını öldürüyorlar“ derken haklıydılar. Sadece genelleme yapmakta haksızdılar.
Nedime olayı, özellikle Danimarka'da tanınmış iki kişi olan Hedegard ve Lanbelle'nin açıklamalarından sonra büyük yankı uyandırdı. Danimarka medyası olayı „şok eden töre cinayeti“ „adli tıp neticesi insanın tüylerini ürpertti“ şeklinde manşetlerle verdiler.
Demek ki bizim, iki Danimarkalı gibi bir çok Avrupalıdan ağır hakaret ve elştiri almamamız için önce kendimize çeki düzen vermemiz, töre ve namus cinyetlerini, akraba evliliklerini önlememiz gerekiyor.
Ben şimdi Türkiye'deki siyasetçilere, daha doğrusu çoğunluğu elinde tuttuğu için astığı astık, kestiği kestik AKP hükümetine sesleniyorum. Açılımlardan, orduyu yıpratma çabalarından önce gücünüz yetiyorsa ülkedeki Feodal yapıyı kaldırın. Töre ve namus cinayetlerini, çok eşliliği önleyin. Bizler de Avrupa'da başımız dik gezebilelim.