Güncelleme Tarihi:
Morrison, Tek Ulus yetkilileri Steve Dickson ve James Ashby'nin, Avustralya'daki silah yasalarının altını oymak için geçen yıl eylül ayında ABD'de Ulusal Tüfek Birliği ve Koch Endüstri ile bağış toplantıları yaptığını ortaya koyan Al Jazeera televizyonunun belgeseline ilişkin gazetecilere açıklama yaptı.
Avustralya Başbakanı, ziyaretin, Avustralya parlamentosunun yurt dışından siyasi bağışı yasaklamasından haftalar önce yapıldığını belirterek, açığa çıkanların, Avustralyalıların mayıs ayındaki genel seçimlerde neden bu partiye oy vermemeleri gerektiğini gözler önüne serdiğini ifade etti.
Hükümetinin, yabancı lobilerin ülke siyasetini etkileyememesi için yurt dışı bağışları yasaklayan yasalar düzenlediğini hatırlatan Morrison, "Bugün haberlerle, Tek Ulus partisi yetkililerinin, Avustralya'nın silah yasalarını yabancı alıcılardan en fazla teklifi verene satmaya çalıştığına yönelik daha fazla kanıt gördük ve bunu tiksindirici buluyorum." diye konuştu.
Avustralyalı muhalif lider Bill Shorten da Tek Ulus partisini "Avustralya'nın siyasi sistemine ihanet etmekle" suçladı.
Shorten, "Tek Ulus yetkililerinin ABD'ye gidip milyonlarca doların peşine düşmesinin, Avustralya'da silah yasasını yumuşatma sözü vermesinin, kesinlikle korkunç bir şey olduğunu" ifade etti.
Al Jazeera'nin belgeselinde kendisini silah lobicisi olarak tanıtan gazeteci Rodger Muller'ın gizli kamerayla yaptığı çekimler kullanıldı.
Müslüman karşıtı Tek Ulus partisinin, 2016 seçimlerinin ardından parlamentoda dört senatörü bulunuyordu, senatörlerden ikisi daha sonra partiden ayrıldı.
Tek Ulusun eski senatörlerinden biri de Yeni Zelanda'daki terör saldırısının ardından "Yeni Zelanda sokaklarında bugün kan dökülmesinin gerçek nedeni, her şeyden önce Müslüman fanatiklerin Yeni Zelanda'ya göç etmesine izin veren göçmen programıdır." sözleri tepkiye yol açan Fraser Anning'di.