Güncelleme Tarihi:
Bilindiği gibi Anzak kelimesi aslında İngilizce Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu sözcüklerinin baş harflerinden oluşuyor. Kısaltma ise, bu ifadeyi bir damgaya sığdırmaya çalışan askeri katibin eseri.
Çanakkale Savaşı'nda ölen binlerce kişi arasında 25 Nisan 1915'te Gelibolu yarımadasına çıkarma yapan Avustralyalılardan 8500, Yeni Zelandalılardan da 3000 kişi vardı.
İlk Anzak Günü 1916'da düzenlendi. O zamandan bu yana da sadece Türkiye'de değil, Avustralya ve Yeni Zelanda'da da büyük törenlerle anılıyor.
Sydney Üniversitesi'nden Prof. Mark McKenna, Anzak Günü'nün Avustralya için ulusal bir anma gününün de ötesinde bir anlam taşıdığını, ancak Yeni Zelanda'da durumun farklı olduğunu söylüyor.
Yeni Zelanda için Anzak Günü önemli ama, ulusal kimliğini tanımlayan başlıca unsur değil. Yeni Zelanda'nın ulusal bayramı, Maori yerlilerinin şefleriyle, İngiliz Yönetimi arasında imzalanan anlaşmanın yıldönümü.
Yeni Zelanda'daki Massey Üniversitesi'nden Prof. Glyn Harper, "Yeni Zelanda'da Çanakkale Savaşı'yla ilgili efsanelerin Anzak sözcüğünün neredeyse kutsal hale geldiği Avustralya'daki kadar güçlü olduğunu sanmıyorum" diyor.
Harper'a göre, Anzak Günü'nde düzenlenen şafak ayinlerinde iki ülkede sergilenen ruh hali de farklı:
"Yeni Zelanda'da ağırlık, şafak ayininde. Savaşın bedelini ve ülkeyi nasıl şekillendirdiğini düşünecek bir vakit olarak görülüyor. Şafak ayini Avustralya'da da önemli ancak törenlerin odak noktası sabah 11'de düzenlenen askeri geçit. İnsanlar, güne geçmişi düşünerek başlıyor, ama sonra bir kutlamaya dönüşüyor."
Peki Anzak Günü neden hala bu kadar önemli? Wellington'daki Victoria Üniversitesi'nde görevli Avustralyalı Charles Farrell, "Nasıl Anıyoruz: Yeni Zelandalılar ve Birinci Dünya Savaşı" adlı kitabın editörlerinden.
Çanakkale Savaşı'nın Anzakların dünya sahnesine çıktığı ilk büyük olay olduğunu söylüyor.
1981'de, Mel Gibson'ı star'lığa yükselten 'Gelibolu' filmi de her iki ülkede etkili olmuş.
Ferrall, "Artık Britanya'nın değil, ABD'nin önemli olduğu duygusu hâkimdi. O nedenle İngiliz aleyhtarı duyguları kamçılayabiliyordunuz. Evlatlarımızın İngiliz generallerin ahmaklığına kurban gittiği hikâyesi tekrarlandı bu nedenle.
Gerçeklik payı vardı ama olanlar bundan daha fazla nüans içeriyordu" diye konuşuyor.
Harper ise "Bir yenilgiyi anan azdır" diyor "Bu bizim için bir zafer değildi, beceriksizlik, toz-toprak ve felaket içinde geçen bir savaştı. En iyi planlanan ve etkili tarafı, oradan ayrılmamızdı."