Güncelleme Tarihi:
Luisa Vargas'ın evinin oturma odasını görmek bile, Avrupa'nın göbeğinde son bir yılda yaşanan inanılmaz olayları anlamak için yeterli...
Derli toplu oda, ahşap duvara açılmış pencereye asılan ince perdeden sızan ışıkla yarı aydınlık halde. Kitaplık raflarının üzerinde biten mumların bıraktığı yanık izleri dikkat çekiyor. Kapının yanına yerleştirilmiş odun sobasının bacası, çatıdaki nemli bir delikten dışarı doğru uzanmış.
Büyük bir televizyon, odanın bir yanında karanlığa mahkûm edilmiş halde duruyor. Küçük bir taburenin üzerine yerleştirilmiş portatif televizyon ise bir otomobil aküsüne bağlanarak kısa aralıklarla açılıp kapatılıyor.
Odanın bir köşesindeki küçük masada Vargas'ın 8 yaşındaki oğlu, cep telefonunun ışığında ev ödevlerini yapmaya çalışıyor ama konsantre olmakta zorlanıyor. Madrid şehir merkezine yarım saat mesafede bulunan Cañada Real'in 6'ncı kısmındaki diğer herkes gibi, bu oğlan da bir yıl boyunca elektriksiz yaşamanın sonu gelmeyen hayal kırıklıklarıyla ve aşağılanmışlıklarıyla baş etmekte zorlanıyor.
Anne Vargas bu durumu, "Ölüm gibi bir şey" sözleriyle özetliyor. 39 yaşındaki İspanya Romanı Vargas, ailesiyle 11 yıldır Cañada Real'de yaşadıklarını belirterek, "Üşüyorsunuz, cildinizde sorunlar yaşanıyor. Hepsi berbat şeyler" diye konuşuyor.
2 EKİM 2020'DEN BERİ ELEKTRİK KESİK
Bir karayolunun kıyısındaki 14,4 kilometrelik bir hatta yayılmış olan Cañada Real'in yarısına tekabül eden beşinci ve altıncı kısmında 4500 kadar insan yaşıyor.
Bu kısımların elektriği geçen yıl Ekim ayının başında kesildi. Üç ay sonra İspanya'nın onlarca yıldır görmediği kadar çok kar yağışına sebep olan Filomena Fırtınası, su borularını da dondurunca, Cañada nüfusunun hayatı yaşanamayacak kadar zorlaştı.
YETKİLİLER "YASA DIŞI KULLANIM" DİYOR
Günümüzde sosyologların ve şehir planlamacılarının "enformel yerleşim" olarak adlandırdığı gecekondu bölgelerinin Avrupa kıtasındaki en büyük örneği olan Cañada Real'in elektrik sorunu beş farklı kurumun yetki alanına giriyor.
Bunlardan biri olan Madrid bölgesel hükümeti, elektrik kesintisinin sürekli hale gelmesiyle alakalı olarak Cañada'daki yasa dışı marihuana tarlalarının sahiplerini suçluyor. Hükümet yetkilileri tarlaların elektrik şebekesine çok fazla yük bindirdiğini, bunun sonucunda da sistemin güvenlik gerekçeleriyle kendini kapattığını belirtiyor.
Enerji dağıtım şirketi Naturgy ise altıncı kısımda yaşayanlar için üzüldüklerini ancak "yoğun ve düzensiz kullanımın" elektrik şebekesini çökerttiğini ifade ediyor. Naturgy yetkilileri, altıncı kısımda sadece 3 kayıtlı elektrik kullanıcı olduğunu, geri kalan herkesin "yasa dışı bağlantılarla" yani kaçak elektrik kullandığını söylüyor.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUKLARIN DURUMUNA DİKKAT ÇEKTİ
Havanın sıcak, günlerin uzun olduğu ilkbahar ve yaz aylarında elektriksiz yaşam bir nebze de olsa katlanılabiliyor. Ama Cañada'da sabahları gittikçe daha soğuk oluyor, kış kapıyı çalıyor ve Filomena Fırtınası'nın kötü hatıraları kimsenin aklından çıkmıyor.
Konu uluslararası kamuoyunun da gündeminde. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında, Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde görev yapan bir grup uzman İspanya hükümetine Cañada ile ilgili bir uyarı mesajı gönderdi.
Mesajda elektrik kesintisinin, bölgede yaşayan çocukların barınma hakkını ihlal etmekle kalmadığı aynı zamanda sağlık, beslenme, su, hijyen ve eğitim hakları üzerinde de ciddi etkileri olduğu belirtildi. Ancak bu uyarı da sahadaki durum üzerinde etkili olmadı.
KORKUDAN TUVALETE BİLE GİDEMİYORLAR
Elektriksizlikten en çok etkilenenler ise, BM'nin de dikkat çektiği üzere çocuklar. Bölgede 1200 kadar çocuk yaşıyor. Bazı ebeveynler çocuklarının geceleri karanlıkta tuvalete gitmekten çok korktukları için yataklarını ıslatmaya bile başladıklarını anlatıyor.
Çocuklarını yıkanmamış halde ve kirli giysilerle okula göndermek zorunda kalan bazı ebeveynler de bu durumun çocukların okulda zorbalığa uğramasına yol açabileceğinden endişe ediyor. Bazı çocuklar neredeyse hiç geçmeyen soğuk algınlıklarıyla mücadele ediyor.
BAZILARININ GÜNEŞ PANELLERİ VAR BAZILARININ MUMLARI
Sosyo-eğitim faaliyetleri yürüten Barró Derneği'nin toplum hizmeti çalışanlarından Loubna El Azmani, Cañada Real'de var olmanın son 12 ay içinde 180 derece tersine döndüğünü belirtiyor. Kendisi de altıncı kısımda yaşayan El Azmani, "Evlerimizin düzenini baştan sona yeniden kurmamız gerekti çünkü şu an buzdolaplarımızı ya da fırınlarımızı kullanamıyoruz" diyor.
Guardian gazetesine konuşan El Azmani şöyle devam ediyor: "Altıncı kısımda yaşayan aileler arasında da büyük farklar var. Bazıları jeneratör alıp büyük güneş panelleri kurdurdu. Ama bazı büyük aileler asgari ücretle geçiniyor ve mum dışında herhangi bir şey alacak güçleri yok."
İnsanların bu çileyi isteyerek çekmediklerini de ifade eden El Azmani, "Çekiyorlar çünkü başka seçenekleri yok" diye konuşuyor.
OKULU BIRAKANLAR DA VAR
Bazıları ise yaşadıkları yerle ilgili negatif algı nedeniyle okulu tamamen bırakıyor. Zira marihuana tarlalarıyla ve yardıma muhtaç halde yaşayan topluluklarla ilgili söylemleri ebeveynlerinden duyan çocuklar, bunu okulda akranlarına da yansıtıyor.
El Azmani, "Eğitim bizim için çok önemli. Ama bu yıl devamsızlıkta yüzde 70'lik bir artış yaşandı" ifadelerini kullanıyor ve ekliyor:
"Çocuklar zorbalığa uğruyor. İnsanlar, 'Şunlara bakın, her şeyleri bedava' gibi şeyler söylüyor. Aldıkları notların da düştüğünü görüyoruz çünkü çalışma iradelerini kaybediyorlar. Çocuklar acı çekiyor."
"AYNI ŞEY ZENGİN MAHALLESİNDE OLSA?"
Azmani, Cañada'da marihuana tarlaları olduğu gerçeğini yadsımıyor ancak yetkililerin, İspanya'nın en kırılgan ve marjinalleşmiş topluluğunu şeytanlaştırıp göz ardı etmek için bu durumu bahane ettiğini düşünüyor.
"Bir yıldır elektrik yeniden gelsin diye savaşıyoruz. Elektriğimizin ücretini ödemek istiyoruz" diyen Azmani, "Neden bu hakka sahip değiliz? Madrid'e 15 kilometre uzaktayız. Peki neden normal bir mahalle gibi bizim de elektriğimiz yok?" ifadelerini kullanıyor.
Cañada'daki çocukların "ailelerinin günahlarının bedelini" ödemek zorunda bırakılmasının sebebini de sorgulayan Azmani, "Madrid'in Salamanca gibi zengin bir mahallesinin marihuana tarlası bulunsa bile bir yıllığına karanlığa terk edileceğini düşünmüyorum. Zira, söylemeye bile gerek yok ama, Salamanca'nın nüfusunun çoğunluğunu Romanlar ve Faslılar oluşturmuyor" yorumunu yapıyor.
50 YILLIK BİR YERLEŞİM ALANI
Bölgenin kötü şöhretine, uyuşturucu satıcılarının ve bağımlılarının varlığına ve elektrik kablolarından çekilen kaçak hatlara karşın, Cañadalı olmaktan gurur duyduğunu da sözlerine ekleyen Azmani, buranın geçtiğimiz 50 yılda binlerce aileye yuva olduğunu hatırlatıyor.
Azmani, "İnsanlar sürekli olumsuzluklar hakkında konuşursa sonumuz ne olur? Altıncı kısmın uzunluğu 6 kilometre, bunun sadece 1 kilometresinde o yasa dışı işler dönüyor. Geri kalanlar yaşamaya çalışan normal insanlar. Ama bugün buradan çıkıp üniversiteye giden çocuklar, insanlara nereden geldiklerini söylemekten kaçınır oldu" diyor.
ÜÇ YIL İÇİNDE TAMAMEN YIKILACAK
Yukarıda da dediğimiz gibi bir enformel yerleşim alanı olan Cañada'nın en büyük problemlerinden biri, çeşitli kurumlar arasındaki yetki alanlarının boşluklarına sıkışmış halde olması. Madrid yerel hükümeti, merkezi hükümetin bölge delegasyonu, Madrid Belediyesi ve iki komşu belediye bölgede söz sahibi.
İspanya hükümeti, BM'nin Aralık 2020'deki mesajı üzerine Cañada'daki durumun denetimi için bakanlıklar arası bir çalışma grubu kurdu. Grubun Madrid bölgesi delegesi Mercedes González, tarafların dört yıl önce imzaladıkları bir sözleşmenin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Söz konusu sözleşme kapsamında altıncı kısımdaki tüm yapıların önümüzdeki üç yıl içinde yıkılması, burada yaşayanların da başka konutlara taşınması öngörülüyor.
900 AİLENİN 300'Ü TAŞINACAK, YA KALANI?
Yerel hükümet ve Madrid Belediyesi, altıncı kısım halkı için yeni konut arayışında. Ancak bu işin de çok kolay olduğunu söylemek mümkün değil. Bugüne kadar 130 aile yaşındı. Önümüzdeki 2 yılda 170 ailenin daha taşınması planlanıyor. Burada yaşayan ailelerin toplam sayısı ise 900. Yani üçte ikinin akıbeti henüz belli değil.
Madrid bölgesel hükümeti sözcüsü, Filomena Fırtınası'ndan gerekli derslerin alındığını ve kış boyunca yardıma ihtiyacı olan herkese yardım edileceğini belirtiyor. Guardian'a bir açıklama yapan sözcü, "İlgili konseylerle görüştük. Kış boyunca elektrik yokluğu vb. sorunlar yaşayan tüm aileler, acil durum barınaklarına ulaşabilecek. Çeşitli merkezlerde ya da otellerde kurulacak bu barınaklarda birkaç gün kalabilecekler. Barınakların kapıları ihtiyaç duyan herkese açık olacak" ifadelerini kullanıyor.
"ÇOCUKLAR HER ŞEYDEN DAHA ÖNEMLİ"
Muhalefetteki Sosyal Parti'nin Madrid bölge parlamentosu milletvekillerinden biri olan Hana Jalloul, siyasi farklılıkların bir kenara bırakılması ve doğrudan çocuklar üzerine odaklanılması gerektiğini belirtiyor.
Geçmişte göçten sorumlu devlet bakanı olarak görev yapmış olan Jalloul, "Hepimiz bir masanın etrafında toplanıp tüm yetkili kurumların meseleye nasıl dahil olabileceğine bakmalıyız. İşlerin paralellikle yürütülmesi ve ailelerin çıkarına olacak bir çözüm bulunması gerekiyor. Olay siyasi bir kavgaya dönüşmemeli. Öncelik onlar. Buradaki çocuklar her şeyden daha önemli" diye konuşuyor.
Evde elektriği olmayanlara güneş paneli dağıtılmasını da öneren Jalloul, ayrıca pandemi döneminde olduğu üzere yine çocuklara derslerinden geri kalmamaları için tablet dağıtımı yapılabileceğini savunuyor.
YAŞLILAR UMUTSUZ
Ancak Cañada'nın daha yaşlı sakinleri umutlarını çoktan terk etmiş durumda. Çocukları büyüyüp yuvadan uçmuş, eşi de geçen yıl vefat etmiş olan Manuela isimli kadın, günlerini yolun kenarında oturup saatleri saymakla geçiriyor.
Manuela ve bir dul arkadaşı, gün boyu plastik sandalyelerine oturup sohbet ediyor, dertleşiyor, sinek kovalıyor ve bir zamanlar evlerinin olduğu yerdeki moloz yığınları arasında böcek avlayan tavukları seyrediyor.
Kadınların ikisine de yerel yetkililerin sağlayacağı konutlara taşınma hakkı verilmemiş. Dolayısıyla bölgedeki yapılar tamamen yıkıldığında ne yapacaklarını bilmiyorlar.
Manuela, "Ben bir saray istemiyorum, zenginlerin, futbolcuların yaşadığı La Moraleja'da bir malikane de istemiyorum. Sadece başımı sokacak bir çatı, bir göz oda, bir banyo istiyorum" diyor. "Burada elektrik yok, hiçbir şey yok" diyen Manuela, "Köpek gibi sokakta yaşıyorum" ifadelerini kullanıyor.
"HAVA BUZ GİBİ OLACAK, ODUNUMUZ DA YOK"
Kış etkisini göstermeye devam ederken, Luisa Vargas ve ailesi Şubat ayına gün sayıyor. Zira bir aksilik olmazsa, o tarihte yeni evlerine taşınacaklar.
Vargas, "Ama burada bir kış daha geçirmemiz gerekecek. Gidecek başka bir yerimiz yok. Kış geçsin diye burada beklemek zorundayız. Hava buz gibi olacak, odunumuz da yok" diyor.
"Peki taşındıktan sonra Cañada'nın herhangi bir şeyini özler misiniz?" sorusuna ise bir kahkahayla cevap veriyor ve ekliyor: "Hayır. Hiçbir şeyini özlemem."
The Guardian'da yayımlanan "‘You kind of die’: life without power in the Cañada Real, Spain" başlıklı haberden derlenmiştir.