Güncelleme Tarihi:
15 Temmuz darbe girişiminin ardından Avrupa’dan Türkiye’ye gelen en üst düzey kişi olan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, darbe teşebbüsüyle suçlanan FETÖ ile ilgili “Bu örgütün Türkiye’deki kurum ve kuruluşlara, yargıya, orduya ne derece sızdığını ve demokratik değerlere karşı eylemlerinin ne derece etkili olduğunu Avrupa’nın çok net anlamadığını görüyoruz” dedi. Ankara’da temaslarda bulunan Jagland, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile düzenlediği basın toplantısında Türk demokrasisini Avrupa Konseyi ve şahsı adına desteklediğini göstermek için geldiğini söyledi.
ÜYELİK ASKIYA ALINIRDI
Jagland, darbe girişiminin kabul edilemeyecek bir şey olduğunu vurgulayarak, “Çok ağır şekilde kınanması gereken bir darbe girişimi yaşandı” ifadelerini kullandı. 1980 darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alındığını hatırlatan Jagland, “Muhtemelen eğer darbeciler başarılı olsaydı benzer bir sonuçla biz yine karşı karşıya kalacaktık. Zira darbecilerin ve darbeyi destekleyen kişilerin iktidarı elinde bulundurduğu bir ülkenin Avrupa Konseyi’ne üye olma şansı yoktur” diye konuştu.
Darbe girişiminin ardında kimlerin olduğunun ve örgütün gizli ağlarının ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Jagland, Avrupa’nın bu yapıyı net olarak anlamadığını kaydederek, kendilerinin bu konuda uzun zamandır bilgilendirildiğini söyledi. Jagland, “Bu yüzden kurum ve kuruluşlarda bir temizlik yapılması gerektiğini görüyoruz. Ancak, bu süreçlerin hukukun üstünlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına uygun şekilde yapılması çok önemli” dedi.
KONSEY İLE ORTAK ÇALIŞMA
AİHS’nin en önemli maddelerden birinin masumiyet karinesi olduğunu vurgulayan Jagland, “Türk hükümetinin bu süreçte Avrupa Konseyi uzmanlarıyla çalışma arzusunda olduğunu öğrenmekten son derece mutluyum” diye konuştu. Jagland, TBMM ziyaretinde yaptığı açıklamada ise “Darbe girişimini ilk kınayanlardan biri benim. Gece yarısı olmadan önce, darbe girişiminin kimin lehine sonuçlanacağı anlaşılmadan önce kendi demokratik içgüdülerimle hemen bunun kınanması gerektiğini düşündüm ve bunu uyguladım” dedi. Başbakan Binali Yıldırım da Jangland’ı AK Parti Genel Merkezi’nde kabul etti. Olağanüstü halin millete değil, devlete yönelik ilan edildiğine işaret eden Yıldırım, bu kapsamdaki bütün tedbirlerin hukuk devleti ilkeleri ve uluslararası yükümlülükler çerçevesinde alındığını, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlılığın kesintisiz sürdüğünü kaydetti. Başbakan, Jagland’ın darbe girişimi sonrasında ortaya koyduğu dengeli ve yapıcı tavrı takdirle karşıladığını söyledi.
OBJEKTİF VE DENGELİ OLUN
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, darbe girişiminin ardından olağanüstü hal uygulamasının (OHAL) ilan edildiğini, AİHS’nin 15’nci maddesine kısıtlamak getirildiğini, ancak bunun AİHM’nin Türkiye üzerindeki rolünü kesinlikle kısıtlamadığını söyledi. Bundan sonraki süreçte Türkiye’de atılan adımlar konusunda Avrupa Konseyi’ne düzenli olarak bilgilendirme yapılacağını belirten Çavuşoğlu, “Hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi temel prensiplerden ve demokrasi anlayışımızdan bu süreçte de hiçbir şekilde taviz vermedik, vermeyeceğiz” dedi.
Çavuşoğlu, bu konularda en yakın çalıştıkları ortaklarının bugüne kadar olduğu gibi Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi kurumları olacağını vurguladı. Avrupa’nın bugüne kadarki yaklaşımlarıyla Türkiye’deki darbe girişimcilerine destek olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Maalesef bugüne kadarki yanlış tutumundan Avrupa Birliği’nin, birçok Avrupa ülkesinin de Avrupa basınının da vazgeçmesi gerekiyor. Biz, ‘Bizim tarafımızda olun’ demiyoruz. Doğru ne ise o. Objektif ve dengeli olun. Dürüst olalım” diye konuştu.