Güncelleme Tarihi:
Avrupa Mülteci ve Sürgün Konseyi (ECRE), Avrupa hükümetlerinden sığınmacıları sınırlayıcı önlemleri durdurmalarını ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerine sadık kalmalarını istedi.
Merkezi Belçika'da bulunan Konsey, Avrupa'da faaliyet gösteren 26 sivil toplum örgütü ile birlikte aldıkları kararları kamuoyu ile paylaştı. "Avrupalı liderlere" diye başlayan bildiride, Avrupalı liderlerin sınırları açık tutmaları ve sığınmacı geçişlerine izin verilmesi istendi.
Bildiride, AB üyesi ve Balkan ülkelerinin sığınmacıları engellemek üzere aldıkları kısıtlayıcı kararları kınadıkları belirtildi.
Bazı Avrupa ülkelerinin sınır kontrollerini artırdığı ve Afgan sığınmacılara sınırlarını kapattığı kaydedilen bildiride, bunun Yunanistan'da sığınmacı birikmesine ve kaosa yol açtığı vurgulandı. Bildiride, "Milliyet temelinde sınırdaki sınırlandırmalar, insanların uluslararası koruma ihtiyacını inkar etmektir ve bu uluslararası, Avrupa ve insan hakları hukukuna aykırıdır" denildi.
Bildiride, Avusturya'nın aldığı günlük kota uygulaması, Balkan ülkelerinin sığınmacıları engellemek üzere aldıkları kısıtlayıcı önlemler ve aile birleşimi gerekçesiyle sığınmacıların reddedilmesinin, yasa dışı olduğu vurgulandı.
Aileler, kadınlar ve refakatsiz çocukların hayatından endişe ettikleri ifade edilen bildiride, yetersiz kabul merkezleri, insanlık dışı şartlar, yetersizlikten dolayı sığınmacıların açık ve soğuk havada yatırılması, temizlik ve temel ihtiyaçlara erişilememesi eleştirildi.
Bildiride, "Avrupa hükümetlerini, insanların acil ihtiyaçlarını sağlamak üzere harekete geçmeye ve uluslararası hukukun öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeye davet ediyoruz" ifadeleri kullanıldı
Sığınmacıların iltica haklarının reddedilmesine bir son verilmesini istenen bildiride, sığınmacıların temel insan haklarına saygı duyulacak sürece dönülmesi istendi.
Tel örgüler çekmenin, güvenlik gücü sayısını artırmanın ve sınırları kapatmanın güvenlik arayan insanları durdurmaya yetmeyeceğine işaret edilen bildiride, "Avrupa ülkelerinin, korumasız insanları koruma ve sınırlarına ulaşan bütün insanların hak ve haysiyetine saygı duymak sorumluluğu vardır" denildi.